Bir hayalim var: Çankaya’ya çevreci bir cumhurbaşkanı

Çevreci bir cumhurbaşkanı neden olmasın? Ama Türkiye’de denizlerimizin kirlenmemesi ya da toprağın çölleşmemesi için mücadele eden bir siyasi göremiyorum. Çevrecilik eski-yeni tüm politikacılarımızdan uzak.

ELİMİN altında TEMA’nın göndermiş olduğu bir kitap var: "Dünyayı Nasıl Tükettik".

Lester R. Brown
’ın yazdığı kitap, bilimsel verilere dayanarak, küresel ısınma sonucu acil önlem alınmadığı takdirde başımıza neler geleceğini ortaya koyuyor.

Felaket tellallığı yapmak istemem ama dünya bir süre sonra bizi bes-le-ye-me-ye-cek.

Her yıl dünya nüfusuna 76 milyon kişi ekleniyor.

Tahıl üretimi çeşitli nedenlerden tehdit altında.

Isının sadece bir derece yükselmesi tahıl üretim alanlarının yaklaşık yüzde 10 azalması demek.

Otomobil kullanımının artması da tarım alanlarının yollara, otoyollara ve otoparklara dönüşmesine yol açıyormuş.

Brown’ın kitabı bunun gibi bir sürü örnekle dolu.

Bence okullarda çocuklara okutulması gereken bir kitap.

Dünyayı bekleyen tehlikeleri ne kadar erken yaşta fark edersen o kadar iyi.

Bu arada söz otomobilden açılmışken geçenlerde Kaliforniya Eyaleti Adalet Bakanı Bill Lockyer’in ABD’nin önde gelen altı otomobil üreticisine karşı "çevreye zarar verdikleri" için dava açtığını hatırlatayım.

Bakan Lockyer, Chrysler, General Motors, Ford ile Toyota, Nissan ve Honda’nın Amerikalı üreticilerini yılda atmosfere 289 milyon ton karbondioksit (CO2) yaymakla suçluyor.

"Otomobillerin yol açtığı sera gazı Kaliforniya eyaletini milyarlarca dolarlık zarara uğratıyor, halk sağlığını tehdit ediyor" diyor.

BRANSON’DAN ÜÇ MİLYAR DOLAR

Kyoto Anlaşması’nı imzalamamakta direten Bush Yönetimi’ne açıkça meydan okuyan biri çıktı nihayet.

Ama cesur savcı çevreci mücadelesinde yalnız değil.

Kaliforniya Valisi, eski aktör Arnold Schwarzenegger’in desteğini almış belli ki.

Çünkü Schwarzenegger, Kaliforniya eyaletinde 2020’ye kadar küresel ısınmaya yol açan gazların yüzde 25 azaltılmasını öngören bir yasa tasarısına onayını vermiş.

Böylelikle "çevreci politikacıların" arasına katılmış.

Esasında çevrecilik daha çok eski politikacıları cezbeden bir şey.

ABD’nin eski başkanı Bill Clinton örneğin.

Kurduğu vakıf, geçen ağustos ayında "Clinton İklim Girişimi" diye küresel ısınmaya karşı mücadele eden yeni bir oluşumun temelini atmıştı.

Son haberlere göre, "Clinton İklim Girişimi" İngiliz Virgin Grubu’nun Başkanı işadamı Richard Branson’u da ikna etmeyi başarmış.

Önceki gece baktım televizyonda, Branson, 3 milyar dolarlık bir yardım vaadi için Clinton ile el sıkışıyor.

Çevreci eski politikacıların arasında Clinton dönemi eski başkan yardımcısı Al Gore da var.

2000 yılında inanılmaz bir oy sahtekarlığıyla başkanlığı kıl payı kaçıran Gore, siyasetten elini ayağını çektikten sonra daha sıkı bir çevreci kesildi.

"Yerkürenin geri dönülmez noktaya gelmesi için önümüzde sadece 10 yıl var" diyen Gore’un "Rahatsız eden bir gerçek" adındaki filmi ekim ayının ilk günlerinde Avrupa’da gösterime girecek.

Bush yerine bugün Gore iktidarda olsaydı bırakın Irak, Afganistan gibi rezaletleri, dünyanın sağlığı da çok daha fazla garanti altına alınırdı kuşkunuz olmasın.

Bugün "Google"a danışmanlık yapan Al Gore’un yazık ki politikaya dönmek gibi bir niyeti de yokmuş.

DÜNYAYI KURTARMAK İSTEYEN ADAM

Çevreci eski politikacı kervanında Fransa’nın eski sosyalist dışişleri bakanı Hubert Vedrine’i de görüyoruz.

Eski bakana göre dünyanın bir numaralı sorunu küresel ısınma.

Eski politikacılar çevreciliğe soyunur demiştim ama aksi de mümkün.

Fransız basınının "Dünyayı kurtarmak isteyen adam" diye lanse ettiği televizyon muhabiri Nicolas Hulot, Elysee Sarayı’nın adaylarından.

Son araştırmalara göre, her iki Fransızdan biri onu cumhurbaşkanı olarak görmek istiyormuş.

Çevreci bir cumhurbaşkanı neden olmasın?

Türkiye’ye gelince, bırakın dünyanın geleceğini denizlerimizin kirlenmemesi ya da ne bileyim toprağın çölleşmemesi için mücadele eden eski bir siyasi göremiyorum.

Çevrecilik eski-yeni tüm politikacılarımızdan uzak.

Üzgünüm ama belediye başkanlarımızdan da.

Ağustos ayının son günlerinde İstanbul’a gelen "Clinton İklim Girişimi"nden bir ekibin Kadir Topbaş ile görüşemediklerini hatırlıyorum da...

Son dakikada Çankaya’ya göz dikmiş bir çevreci çıkıp Başbakan’a meydan okur mu?

İşte onu bilemem.
Yazarın Tüm Yazıları