Bursa ile özellikle “yenilenebilir enerjide” kapsamlı bir ufuk turuna çıkmıştık.
Uzun yıllar, Çevre Bakanlığı’nda müsteşarlık dahil üst düzey görevler üstlenmiş olan Bursa’nın çevreye duyarlılığı beni etkilemişti.
Öyle ki, yazının başlığını da bu duyarlılığın kanıtı olarak “Rüzgar Santralını Yaparken Kuşların Göç Yolunu İnceledik” diye atmıştım.
Yazıma, Zorlu Enerji Grubu’nun HES projesi planladığı İkizdere’de doğayı korumayı amaçlayan İkizdere Derneği’nden bir tepki e-postası geldi.
İkizdere Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Kadem Ekşi’nin iddiasına göre, Zorlu Enerji Grubu Karadeniz’in bu güzel vadisinde çevreci bir duyarlılık göstermiyor.
İkizdere Derneği Başkanı’nın iddialarını Murat Sungur Bursa’ya sordum.
Sordum zira Bursa’nın “sivil inisiyatifi” önemsediğini iyi biliyorum.
Nitekim Ekşi’nin iddialarını ciddiye alarak ayrıntılı açıklamalarda bulundu.
Şişhane’de, her penceresinden farklı bir Haliç manzarası olan “Art Nouveau” stilindeki bu şahane bina İKSV’nin kurucularından Dr. Nejat Eczacıbaşı’nın hayaliydi.
Zira Nejat Bey vakfın kendine ait bir mekânı olmasını istemişti yıllar boyunca.
Hayalini gerçekleştirmek vakfın yönetim kurulu başkanı Şakir Ezcacıbaşı’na nasip oldu.
2004 yılında satın alınan binanın restorasyonu 2006 yılında başlamış.
2005 yılında 9. Uluslar arası İstanbul Bienali mekânlarından biri olan Deniz Palas’ı eski haliyle görme fırsatım olmuştu.
Gerçekten haraptı.
Yedi katlı binanın tavan süslemelerinden dış cepheye kadar aslına uygun bir şekilde restore edilmesi kolay bir iş değil.
Sahibi olduğu Brightwell Şirketi’yle daima yeni projeler peşinde.
Örneğin elektrikli arabaların pillerini geliştirmek için Fransız ve Amerikalılarla ortak çalışmalar yapıyor.
Balıkesir’de “akışkan yataklı” termik santral hazırlığında.
“Güneş enerjisiyle” yakından ilgili.
Ne ki son dönemlerde bal konusunda kafam karışık.
Daha iki-üç yıl önce iklim değişikliğinin arıları vurduğu ve dolayısıyla Türkiye’de bir bal sıkıntısı yaşanacağı iddiası vardı.
Şimdi bakıyorum “özel bal dükkanları” açılıyor.
Bir tanesini daha geçtiğimiz günlerde Kızıltoprak’ta gördüm.
Enerji Bakanı Taner Yıldız’ın ta Suriye’den doğalgaza zam işaretini verdiği gün buluştuk.
Bursa, Kopenhag’dan yeni dönmüş.
“Zirveden en mutlu ayrılanlar karbon vergisiyle ilgili endişeleri olan ‘fosil yakıt’ üreticileri oldu” diyor.
Karbon vergisi hakkında karar yok, sera gazı emisyonlarının sınırlandırılması da bildiğiniz gibi havada.
Yeryüzünü kirletmeye devam.
Türkiye’
Bu noktadan sonra “düşük karbon ekonomi” trendinden geriye dönüş yok.
Bunu geçtiğimiz gün Nissan Türkiye Genel Müdür Yardımcısı İklim Sancaktaroğlu ile sohbette daha iyi anladım.
Sancaktaroğlu’nun sözlerine geçmeden önce bir hatırlatma.
Kopenhag’daki İklim Zirvesi’nden bir ya da iki gün önce İstanbul’da dinlediğimiz Uluslar arası Enerji Ajansı’nın Baş Ekonomisti Fatih Birol ne demişti?
2009 Dünya Enerji Görünüm Raporu’na dayanarak, 2030 yılından itibaren konvansiyonel yakıt tüketen otomobil satışı yüzde 40 dolaylarında olacağını söylemişti.
SANAT fuarları, müzayedeler, tablolara ödenen astronomik fiyatlar derken ekonomiyle sanatın ilişkisini daha çok konuşur hale geldik.
Birkaç yıl önce beğendiğiniz bir sanatçının tablosu için “krediye” başvurmak aklınıza gelir miydi?
Bugün bir müzayedede diyelim bir tabloyu beğendiniz.
Ancak tablonun fiyatı ona ayırmayı planladığınız miktarın üzerinde.