Gila Benmayor

Enerji sektörü çevrecilerle barışabilir mi

5 Ocak 2010
YILIN son günlerinde Zorlu Enerji Grubu Başkanı Murat Sungur Bursa ile bir araya gelmiştik.

Bursa ile özellikle “yenilenebilir enerjide” kapsamlı bir ufuk turuna çıkmıştık.

Uzun yıllar, Çevre Bakanlığı’nda müsteşarlık dahil üst düzey görevler üstlenmiş olan Bursa’nın çevreye duyarlılığı beni etkilemişti.

Öyle ki, yazının başlığını da bu duyarlılığın kanıtı olarak “Rüzgar Santralını Yaparken Kuşların Göç Yolunu İnceledik” diye atmıştım.

Yazıma, Zorlu Enerji Grubu’nun HES projesi planladığı İkizdere’de doğayı korumayı amaçlayan İkizdere Derneği’nden bir tepki e-postası geldi.

İkizdere Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Kadem Ekşi’nin iddiasına göre, Zorlu Enerji Grubu Karadeniz’in bu güzel vadisinde çevreci bir duyarlılık göstermiyor.

İkizdere Derneği Başkanı’nın iddialarını Murat Sungur Bursa’ya sordum.

Sordum zira Bursa’nın “sivil inisiyatifi” önemsediğini iyi biliyorum.

Nitekim Ekşi’nin iddialarını ciddiye alarak ayrıntılı açıklamalarda bulundu.

Yazının Devamını Oku

Nejat Eczacıbaşı’nın hayaline ünlü işadamları da sahip çıktı

3 Ocak 2010
İSTANBUL’un sanat, kültür hayatında bundan böyle Deniz Palas’ın adını sık duyacağız.<br><br>Deniz Palas, İKSV’nin (İstanbul Kültür Sanat Vakfı) yeni binası.

Şişhane’de, her penceresinden farklı bir Haliç manzarası olan “Art Nouveau” stilindeki bu şahane bina İKSV’nin kurucularından Dr. Nejat Eczacıbaşı’nın hayaliydi.
Zira Nejat Bey vakfın kendine ait bir mekânı olmasını istemişti yıllar boyunca.
Hayalini gerçekleştirmek vakfın yönetim kurulu başkanı Şakir Ezcacıbaşı’na nasip oldu.
2004 yılında satın alınan binanın restorasyonu 2006 yılında başlamış.
2005 yılında 9. Uluslar arası İstanbul Bienali mekânlarından biri olan Deniz Palas’ı eski haliyle görme fırsatım olmuştu.
Gerçekten haraptı.
Yedi katlı binanın tavan süslemelerinden dış cepheye kadar aslına uygun bir şekilde restore edilmesi kolay bir iş değil.

Yazının Devamını Oku

Üstün zekâlı çocuğunuz varsa bu yazıyı mutlaka okuyun

1 Ocak 2010
ALPHAN Manas Türkiye’nin yetiştirdiği en yaratıcı beyinlerden biri.<br><br>İddaa, OGS, Deniz Taksi’lerinin fikir babası.

Sahibi olduğu Brightwell Şirketi’yle daima yeni projeler peşinde.

Örneğin elektrikli arabaların pillerini geliştirmek için Fransız ve Amerikalılarla ortak çalışmalar yapıyor.

Balıkesir’de “akışkan yataklı” termik santral hazırlığında.

“Güneş enerjisiyle” yakından ilgili.

Yazının Devamını Oku

Türkiye’nin bal inovasyonu Arjantin’e nasıl yaradı?

29 Aralık 2009
BALIN şifalı olduğuna inananlardanım.

Ne ki son dönemlerde bal konusunda kafam karışık.


Daha iki-üç yıl önce iklim değişikliğinin arıları vurduğu ve dolayısıyla Türkiye’de bir bal sıkıntısı yaşanacağı iddiası vardı.


Şimdi bakıyorum “özel bal dükkanları” açılıyor.


Bir tanesini daha geçtiğimiz günlerde Kızıltoprak’ta gördüm.


Yazının Devamını Oku

Hayatının ilk konseri

27 Aralık 2009
ÖNÜMÜZDEKİ 16 Ocak’ta görkemli bir açılışla başlayacak olan İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkentliği çoğumuz için bir hayal kırıklığı. Neler bekliyorduk, neyle karşılaştık.
Ancak İstanbul 2010’nun esasında iki yüzü var.
Biri AKM, Maslak Kültür Merkezi, Rami Kışlası, yeni müzeler, yeni konser salonları gibi kalıcı projeleri hayata geçirmeyi başaramayan, bütçe, ihale gibi önemli karar mekanizmalarından STK’ları tasfiye eden “karanlık yüzü”.
Diğeri kamuoyunda pek bilinmeyen, sessiz sedasız küçük adımlarla ilerleyen gençlere yönelik “sanat ve kültür projeleri” kapsayan “aydınlık yüzü”.
İşte bu “aydınlık yüzüne” önceki gün Pendik Yunus Emre Kültür Merkezi’nde tanık oldum.
İstanbul 2010’un “kent kültürü danışmanı” Fikret Toksöz tam bir yıl önce gençleri müzikle tanıştırmak için nasıl bir program hazırladıklarını anlatmıştı.
Tam bir yıl önce anlattığı şeyler ne yazık ki daha yeni hayata geçiyor.
Peki gençleri klasik müzikle tanıştırmak adına neler yapılıyor?
İstanbul 2010’un müzik direktörü Akbank Oda Orkestrası Daimi Şefi Cem Mansur.
MÜZİĞİN DOKUNDUĞU YAŞAMLAR
Kurduğu “Müziğin Dokunduğu Yaşamlar Orkestrası” İstanbul’un her ilçesindeki kültür merkezlerini dolaşarak, gençlere konserler veriyor.
Ama Cem Mansur bir şey daha yapıyor.
Konser öncesi müzik öğretmenleriyle “gençlere müziği sevdirmenin yollarını” konuşuyor.
Önceki gün Yunus Emre Kültür Merkezi’ne vardığımda Cem Mansur, yetmişe yakın müzik öğretmeniyle buluşup, konuşmuştu.
Etkinliğin ancak konser kısmına yetiştim.
Fikret Toksöz ve İstanbul 2010 Ajansı Danışma Kurulu Başkanı Hüsamettin Kavi’yle birlikte izlediğim konseri nasıl anlatsam?
500 kişilik salonu dolduran lise çağındaki gençlerin çoğu hayatlarında ilk kez konser izliyorlar.
Önümdeki sırada oturan kızlı-erkekli gençlere sorunca aldığım cevap “hayatımızda ilk kez” oluyor.
Müziği sessizce dinlemeyi bilmiyorlar haliyle.
Cem Mansur, “Okulda eminim çok daha sıkıcı şeyleri sessizce dinliyorsunuz. Bilmiyorum, sevmiyorum demeyin, biraz zorlanın. Buradan zenginleşerek çıkacaksınız” diyor.
2010’DAN SONRA NE OLACAK
Hazırladığı repertuarda her coğrafyadan besteciler var.
Orkestra esere geçmeden önce bilgi veren, eğlendirici açıklamalar yapıyor.
Gençler hayatlarında ilk kez Bartok, Mozart, Bach, Çaykovski, Erkin, Faure, Piazzola gibi bestecilere kulak veriyorlar.
Cem Mansur 2010 yılının sonuna kadar “Müziğin Dokunduğu Yaşamlar Orkestrası”yla (ne müthiş bir isim) 20 konser verecek.
İstanbul’daki toplam 1200 müzik öğretmeniyle yüz yüze gelecek.
Peki 2010 İstanbul Ajansı sona erdiğinde ne olacak?
Gençlerin sanat ve kültür eğitimi ortada mı kalacak?
Fikret Toksöz’e göre, ajansın Koordinasyon Kurulu Başkanı ve Devlet Bakanı Hayati Yazıcı, “Bu sanat ve kültür projelerine mutlaka devam edeceğiz” demiş.
Umarım öyle olur.
İşin içerisinde Milli Eğitim Müdürlüğü olduğuna göre bir yolu bulunur.
ORHAN PAMUK BULUŞMASI
“2010 yılında sanatı ve külürü okullara yayalım” projeleri mutlaka devam etmeli çünkü müziğin yanısıra resim, tiyatro ve edebiyatı da kapsıyor.
Ajansın görsel yönetmeni Beral Marda örneğin nicedir Tuzla, Ümraniye, Küçükçekmece gibi ilçelerde çağdaş sanatı gençlerle buluşturuyor.
Ama esas bomba edebiyatta.
Toksöz’un verdiği bilgiye göre, ocak ayının başlarında Nobel ödüllü yazarımız Orhan Pamuk,  Kongre Vadisi’nde, İstanbul’daki edebiyat öğretmenleriyle buluşacak.
Edebiyatı gençlere sevdirmenin yollarını anlatacak.
Toksöz, “Sanat ve kültürü yaygınlaştırmak birinci hedef” diyor.
“İkinci hedef, gençleri sanat üreticisi haline getirmek. Yani korolara katılsınlar, sergiler açsınlar” diye ekliyor.
Yarının “kültür müşterilerini” yaratmak için bu adımları atmak zorundayız.
“Kültür müşterisi” diyorum zira Toksöz, son zamanlarda “kültür ekonomisi” üzerine çalışıyor.
Bu da ayrı bir yazı konusu.
Yazının Devamını Oku

Rüzgâr santralını yaparken kuşların göç yolunu inceledik

25 Aralık 2009
YILIN son günlerinde Zorlu Enerji Grubu Başkanı Murat Sungur Bursa ile enerjide bir ufuk turuna çıktık.

Enerji Bakanı Taner Yıldız’ın ta Suriye’den doğalgaza zam işaretini verdiği gün buluştuk.

Bursa, Kopenhag’dan yeni dönmüş.

“Zirveden en mutlu ayrılanlar karbon vergisiyle ilgili endişeleri olan ‘fosil yakıt’ üreticileri oldu” diyor.


Karbon vergisi hakkında karar yok, sera gazı emisyonlarının sınırlandırılması da bildiğiniz gibi havada.


Yeryüzünü kirletmeye devam.

Türkiye’

Yazının Devamını Oku

Torununuzun otomobili elektrikli olacak

22 Aralık 2009
KOPENHAG’da sera gazlarının azaltılmasıyla ilgili somut bir anlaşma çıkmamış olması nedeniyle feci bir karamsarlığa kapılmaya gerek yok.

Bu noktadan sonra “düşük karbon ekonomi” trendinden geriye dönüş yok.


Bunu geçtiğimiz gün Nissan Türkiye Genel Müdür Yardımcısı İklim Sancaktaroğlu ile sohbette daha iyi anladım.

Sancaktaroğlu’nun sözlerine geçmeden önce bir hatırlatma.

Kopenhag’daki İklim Zirvesi’nden bir ya da iki gün önce İstanbul’da dinlediğimiz Uluslar arası Enerji Ajansı’nın Baş Ekonomisti Fatih Birol ne demişti?

2009 Dünya Enerji Görünüm Raporu’na dayanarak, 2030 yılından itibaren konvansiyonel yakıt tüketen otomobil satışı yüzde 40 dolaylarında olacağını söylemişti.


Yazının Devamını Oku

Türkiye'de ilk kez ‘sanat eserleri kredisi'

20 Aralık 2009

SANAT fuarları, müzayedeler, tablolara ödenen astronomik fiyatlar derken ekonomiyle sanatın ilişkisini daha çok konuşur hale geldik.


Birkaç yıl önce beğendiğiniz bir sanatçının tablosu için “krediye” başvurmak aklınıza gelir miydi?


Bugün bir müzayedede diyelim bir tabloyu beğendiniz.


Ancak tablonun fiyatı ona ayırmayı planladığınız miktarın üzerinde.  


Yazının Devamını Oku