Paylaş
Gürel’in kendisine “Bana iş tanımımda olmayan işler yaptırmak istediler. ‘Tuvaletleri sen temizleyeceksin, kahveleri sen getirip götüreceksin’ dediler. Ayrılmam için kâğıt imzaladım” dediği öğrenildi. Yakın arkadaşının ifadesiyle birlikte, her ne kadar Gürel’in spiritüel olaylarla adı anılsa da ormana gitmesinin temel nedeninin işyerinde uğradığı “mobbing”, psikolojik taciz olduğu netleşmiş oldu. Peki, onun böylesi büyük bir üzüntü ve psikolojik sıkıntı yaşamasına sebep olan “mobbing” konusunda işverenleri sorgulandı mı? Onların bu olayda hiç mi suçları yok sizce?
ALO 170’E BİNLERCE MOBBING ŞİKÂYETİ YAĞDI
Emeklilikten tutun da işyerinde psikolojik taciz ve baskıya kadar çalışma hayatına dair her türlü soruya yanıt arayabileceğiniz, şikâyette bulunabileceğiniz “Çalışma Hayatı İletişim Merkezi Alo 170’e”, sadece 2024’te 18 milyondan fazla arama geldi. ALO 170’e kurulduğu 2011 yılından 2024 yılı Mart ayı sonuna kadar mobbing, psikolojik tacize uğradığı gerekçesi ile başvuru yapanların sayısı ise 145 bin 308 oldu.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Prof. Dr. Vedat Işıkhan, TBMM’de Kadına Yönelik Şiddet ve Ayrımcılıkla Mücadele Komisyonu’ndaki sunumunda, 13 yılda ALO 170 hattına başvuran kişilerin yüzde 93’ünün mobbing kapsamında psikologlardan destek aldığı ve arayanların yüzde 62.68’inin kamu, yüzde 76.77’sinin özel sektör çalışanı olduğunu söyledi. Bu arayanların yüzde 23.86’sı kadın, yüzde 28.21’i de erkek ve 29-33 yaş aralığında oldu.
İŞYERİNDE MOBBING’E UĞRAMAK AĞIRINA GİTMİŞ
Peyzaj Mimarı Ece Gürel’in hayatını kaybettiği olayda polis, son olarak konuştuğu, İngiltere’de yaşayan Özge A.Ö.’nün ifadesine başvurdu. Arkadaşı, Gürel’in kaybolmadan önce moralinin bozuk olduğunu söyledi ve “Kaybolmadan 2 gün önce işyerinde kâğıt imzalatmışlar. Canı ona sıkkındı. ‘Bana iş tanımımda olmayan işler yaptırmak istediler. Tuvaletleri sen temizleyeceksin, kahveleri sen getirip götüreceksin’ dediler. Ayrılmam için kâğıt imzaladım” dedi. Ben kendisini teselli etmek istedim. Ama ailesinden de bu kâğıdı neden imzaladın diye üzerine gelenler olmuş. Haliyle kafası çok bozulmuştu. ‘Ormana gitmek, nefes almak istiyorum’ dedi” dedi. Peyzaj mimarı, entelektüel, genç bir kadın... Görev tanımında olmadığı halde, ofisin ‘ayak işleri’nin yaptırılmak istenmesi, kabul etmediği için de onca yıllık tazminatını bırakarak, kâğıt imzalatılması belli ki çok ağırına gitmiş. Bu konuda eşi de destek çıkmayınca nefes almak için soluğu Belgrad Ormanı’nda almış ve kaybolmuş.
MOBBING ÇALIŞMA HAYATININ VEBASIDIR
Türkiye’de yöneticilerin/ işverenlerin, çalışanlarına zulmetmeyi kendisinde hak gördüğü bir anlayış olduğunu söyleyen Mobbing Eğitim Yardım Araştırma Derneği (MEYAD) Başkanı, eğitimci İsmail Akgün, “Mobbing çalışma hayatının vebasıdır” vurgusu ile şöyle devam ediyor: “Yerel yönetimler, akademi ve kamuda as-üst ilişkisi çok nettir. Bunun kökeni de usta- çırak ilişkisine dayanmaktadır. Genel olarak usta, çırağını eğitmekle görevlidir. Ancak bugün gelinen noktada, ‘ustalar’ çıraklarını eğitmek yerine özel işlerini yaptırmakta çoğunlukla. Zira kendilerine verilen yetkinin/ pozisyonun verdiği özgüven ve keyfiyet gibi bir durum içindeler. Liyakat, adalet kavramlarını unutmuş gibiler. Yöneticilerin çoğunun nasıl yönetici olunacağı konusunda ne bir bilgisi ne de eğitimi var.”
PARASINI BEN VERİYORUM ZİHNİYETİ
“Özel sektörde ise genellikle, ‘Parasını ben veriyorum, istediğim gibi çalışacaklar. Çalışmıyorlarsa da atarım’ mantığı ile hareket etmekte işveren. Biat kültürü hâkim. Sorgusuz, sualsiz itaatin ve hatta yalakalığın ödüllendirildiği bir sistem ve bu sisteme uymayanların tehdit sayıldığı yeni bir çalışma anlayışı var. Haliyle bu yaklaşımlar mobbinge dayalı onlarca sorun yaratmakta.”
ÇALIŞAN ŞİKÂYETTEN ÇEKİNİYOR
“Toplum da mobbingi normalleştirmiş durumda, ‘Her işyerinde olur böyle şeyler’ gibi bir bakış açısı var. Bu çok tehlikeli. Yanı sıra iş mahkemeleri çok uzun. Ciddi maddi- manevi bir külfeti var. Çoğu çalışan bunu ‘boş bir çaba’ olarak görüyor. Geçim derdi ve işsizlik var. Bu sebeplerle yapılanı sineye çekme eğilimi yüksek. Bu da beraberinde ağır psikolojik sorunlar getirebiliyor. Ece Gürel tam olarak ne yaşadı bilmemiz mümkün değil ancak iddia edildiği gibi tazminatsız işten çıkarmaya varan bir mobbing yaşanmış, ailesi de bu sebeple ona tavır almışsa, psikolojik çöküntü içinde olması olası. Daha önce de söyledim; işveren ve yöneticilerin böyle hassas bir konuda eğitim- rehabilitasyonunu da kapsayan, mobbingin sınırlarının net olarak çizildiği, cezai yaptırımların da olduğu bir ‘mobbing’ yasasına acil ihtiyaç var.”
DAYANACAK GÜCÜM KALMAMIŞTI
9 yıldır çalıştığı emlak şirketinden, 6 ay önce, tazminat almadan, kendi isteğiyle ayrılan Aynur Kürle anlatıyor: “Yönetici asistanı olarak görev yapıyordum. 5 yıl önce yöneticimiz değişti. Yeni gelen bu kadın yönetici, herkesin içinde benim tembel olduğumu, hiçbir işe yaramadığımı söyleyen sözler sarf ediyordu. Beni kendisine rakip bellemişti. Hiç karşılık verdim. Saygımdan sustum, iş aramak zor geldi sustum, ‘beni tanıyınca değişir’ dedim sustum, arkadaşlarım, ‘Aman’ dedi, ‘muhatap olma.’ Ben sustukça, o bana diş geçirmeye çalıştı.
Kendimi ona beğendirmek, yeterli olduğumu ispatlamak gibi bir kafaya girmiştim. Ama ne yapsam ya hakaret ediyor ya bağırıyordu. Saçlarım döküldü, kalp sorunları yaşadım. ‘Verin paramı gideyim’ diyordum ama asla yanaşmıyordu. Görevim olmadığı halde bir e-postayı atmadığım ve şirkete bu sebeple ceza kesildiği için, cezayı tazminatıma sayarak, beni istifaya zorladı. Zaten dayanacak gücüm kalmamıştı, kabul ettim. Çok şükür ailem destek oldu da daha iyiyim şimdi. Ama çalışma hayatına yeniden döner miyim inanın bilmiyorum.”
Paylaş