Paylaş
İKLİM değişikliği sözünü bugüne kadar pek ciddiye almadık.
BM uyardı. Uluslararası Çevre Teşkilatları uyardı. Bizim bakanlıklar uyardı.
Defalarca çevre yazısı yazdım. Emine Erdoğan Hanım’ın dünya gündemine soktuğu “sıfır atık” için hâlâ mücadele ediyoruz. Ama yetmiyor arkadaş.
İşte DHA’dan önceki gün aynı dakikalarda geçen üç haber... Evet dikkat edin... Aynı hafta değil, aynı gün değil... Aynı dakikada geçiyor bu haberler.
İLK HABER... SAAT 17.54 – ÇANAKKALE
“Eceabat ilçesinde birçok göçmen kuşa ev sahipliği yapan ve önemli sulak alanlardan biri olan Uzunhızırlı Göleti tamamen kurudu. Dr. Öğretim Üyesi ve Kuş Bilimcisi İbrahim Uysal şöyle dedi: ‘Uzunhızırlı Göleti’nin şu anda tamamen kuruduğu haberini aldık. İklim değişikliğinin etkileri sadece sıcaklıkla, artışlarla hissedilmiyor. Aslında hissettiğimiz anormal hava olayları, orman yangınlarının hem sayısı hem de özelliğindeki artışlar, biyolojik çeşitliliğin kaybı, tarımsal verim kaybı ve en önemlisi aslında kuraklık giderek yaygınlaşmaya başladı...”
Nesli tükenen tepeli pelikanların da göç yolundaki dinlenme alanı olan göletin kuruması birçok kuş türünün neslini tehdit etmektedir...
İKİNCİ HABER... SAAT 17.45 – VAN
“Özalp ilçesinde bugün yaklaşık 10 dakika süren dolu yağışının ardından sağanak etkili oldu. Sağanak, sele neden oldu. Ekili buğday tarlaları ise büyük zarar gördü. Muhtar Ramazan Yıldırımçakar, ‘Dolu ile birlikte her yer beyaza büründü. Dolunun ardından gelen sel buğday tarlalarına ve kış için biçilen otlara zarar verdi. Mahalledeki bazı evler sel suları altında kaldı’ dedi.”
ÜÇÜNCÜ HABER... SAAT 17.55 – AĞRI
“Doğubayazıt ilçesinde bugün öğle saatlerinde başlayan ve gün boyu etkili olan sağanak, sele neden oldu. Sel nedeniyle İran sınırına yakın, Elçeker, Buyuretti, ve Aşağıtavla köylerinde tarım arazileri su altında kaldı, bazı evleri su bastı. Derelerin taşması sonucu Türkiye-İran karayolu da ulaşıma kapandı.”
KIYAMET BÖYLE BİR ŞEY Mİ
Evet arkadaşlar...
Daha Erzurum’dan gelen sel haberleri var. Düşünün ki bütün bu haberler 4 Ağustos günü aynı dakikalarda geliyor...
Bir tarafta “cehennem sıcakları” ve Türkiye’nin en sulak bölgesinde kuruyan göl...
Diğer tarafta sel, dolu ve su baskınları. Zarar gören tarım arazileri, kapanan yollar...
Bunlar birer işarettir...
Doğa bize mesaj veriyor.
Gezegeni getirdiğimiz bu feci noktayı bize daha nasıl anlatsın?
NE YAPMALI
Uzun zamandır Türkiye’de çevre için mücadele veriyorum. Elimden geldiği kadar yazıyorum, anlatıyorum.
Su kullanma alışkanlıklarımızdan yiyecek tüketimine, çöp ve atık sistemimizden denizlerimizi kullanma kültürüne kadar bir dizi önemli değişikliğe ihtiyacımız var. Ama önce bunu hissetmeliyiz. Okullarımızda bunun dersleri okutulmalı.
“Eskiden Ankara’da lapa lapa kar yağardı” nostaljisinin bile bize verdiği acı bir mesaj var.
Baharla dağlarda eriyen karların taşıdığı nehirler artık yok. Giderek de azalıyor.
İşte Çanakkale...
Türkiye’nin en sulak bölgesi. Orada göl kuruyor. Kuşların göç istasyonu yok oluyor
Bu da demektir ki: Yok oluyoruz arkadaşlar...
Bilimkurgu filmlerindeki “su savaşları” gerçek oluyor. Ve ben yazmaya devam ediyorum.
Hepimizin “ortak evi” olan bu gezegen için uyarmaya devam ediyorum.
APARTMANDA KOLON KAVGASI
BAZI binaların alt katlarındaki dükkânı genişletmek için kolon kesme facialarını peş peşe duyuyoruz.
İddialar vahim.
Adana’da 63 insanımızın hayatını kaybettiği Tutar Apartmanı’nda kolon kesildiği için kavga çıkmış.
Şimdi öğreniyorum ki...
Nizip’te 51 insanımızı kaybettiğimiz Furkan Apartmanı’nda da bu yüzden kavga çıkmış.
Ve nihayet...
İki gündür yazdığım yazılar üzerine gelen mesajlardan anlıyorum ki...
Birçok apartmanda vitrin genişletmesi ve kolon kesilmesi yüzünden ciddi tartışmalar var.
O kolonlarda ve taşıyıcı duvarlarda apartmanda oturan herkesin hakkı var. Kolonlar apartmanın malıdır.
Dahası ölüm riski olduğu için hayat hakkı vardır.
“Dükkânı satın aldım, içeriyi istediğim gibi düzenlerim” diyemezsiniz.
Kolon kesildiğini ya da vitrin genişletildiğini öğrenirseniz...
Doğrudan belediyeye gidin.
Lütfen bana da bildirin.
İyi haftalar...
Paylaş