Neden ilginç?
Çünkü bu toplantıda alışık olduğumuz gibi masalarda kâğıtlar, kalemler, plastik su şişeleri yok.
Not defterleri, kalın sayfalı klasörler yok.
Bu bir “çevre toplantısı”...
Ve kelimenin tam anlamıyla bir “sıfır atık” toplantısı.
AK Parti Çevre, Şehir ve Kültürden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Çiğdem Karaaslan konuşuyor:
Çiğdem Karaaslan
“Konu sıfır atık olunca sadece söylemlerimizle değil eylemlerimizle de, sadece teoride değil pratikte de uygulamalarımızı genişletmeyi hedefliyoruz.”
Türkiye’ye uygulanan “örtülü askeri malzeme ambargosu”nun arttığı bir dönemde.
AB’nin göbeğinde...
Ve NATO’nun karargâhında...
Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, hem NATO hem de AB ve Türkiye açısından çok anlamlı bir mesaj veriyor.
Brüksel’deki gazetecilerle yaptığı sohbetten şu cümlenin altını çiziyorum:
“AB Yüksek Temsilcisi’nin de katılım sağladığı bu oturumda ayrıca, AB üyesi olmayan müttefiklerin AB’nin savunma girişimlerine dahil edilmesinin Avrupa güvenliği açısından önemini de ifade ettik.”
Peki nedir bu cümlenin önemi?
AB üyesi olmayan ülke biziz.
Tam tersine...
Yıllarca “elinin hamuruyla” diye başlayan sözlerle; kadını ikinci plana atan o köhne zihniyete karşı...
O kadar anlamlı bir haber okudum ki.
Gurur duydum. Mutlu oldum. Hatta Duygu Hanım’ın sözlerini duyunca...
Bir kahkahayla “Oh beeee” dedim.
“Elinin hamuru” bakışlı o kafaya karşı bu kadar mı anlamlı bir cevap olur?
Biraz sabır ve sırasıyla anlatayım...
ULAŞTIRMA Bakanlığı Fethiye Körfezi’nde bir marina projesini önce 5-6 maddelik gerekçeyle reddediyor.
Ama nasıl oluyorsa...
Birkaç ay geçtikten sonra...
Yine Ulaştırma Bakanlığı’ndan bu defa izin çıkıyor.
Zaten Fethiye Körfezi’nin giderek bir bataklığa dönüştüğünü biliyoruz.
Yıllar geçtikçe çamura battığını görüyoruz.
Üniversite raporları. Bilimsel çalışmalar. Çevre Bakanlığı. Belediyeler.
Sürekli olarak körfeze dolan alüvyonlardan şikâyet ediyor. Alarmlar veriliyor.
Daha önce defalarca gittiği ülkenin vize vereceğinden emin.
Biletler alınıyor. Otel rezervasyonları ayarlanıyor.
Ama cevap geliyor:
“Ret....”
“10’uncu madde gerekçesiyle başvurunuz reddedilmiştir...”
Peki nedir bu 10’uncu madde?
Şu:
“Planlanan kalışın amacı ve şartlarına ilişkin sunulan gerekçe inandırıcı değildir....”
1. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy’dan bir mektup aldım.
5 yıllık dönemini tam 445 sayfalık dev bir kitapta toplamış.
Adı: “Cumhuriyet’imizin 100’üncü Kültür, Turizm yılı”
Sayfa sayfa, satır satır okudum. Tek tek fotoğraflar...
Gerçekten insan şöyle bir bakınca...
Olağanüstü bir çalışma görüyor. Türkiye tarihine, kültürüne kazandırılmış müthiş eserler.
Ve bisikletçi kardeşlerim iyice “özgürlüğün pedalına” basıyorlar. Yeşillikler arasından, kuş sesleri içinden yollara çıkıyorlar.
Ama ne yazık...
Yine o acı haberler geliyor. O tescilli cehalet yine ölüm kusuyor.
Sizlerden gelen acı haberler, bir bisikletçi olarak içimi yakıyor.
İzmir’den Zeynep Arslan’ı hatırlıyor musunuz?
Bisiklet sporcumuz. Kamyonun altında can vermişti.
Aradan 3 yıl geçti.
Bu sorunun cevabı Meclis’teki “sayısal çoğunluğu” değil, asıl “siyasal çoğunluğu” gösterecektir.
DEVA, Gelecek, Saadet ve DP vekilleri, AK Partili vekillerle birlikte ayağa kalktılar.
CHP ve Yeşil Sol Parti vekilleri oturdu.
Ve ayağa kalkanlar gösterdi ki Meclis’teki “sayısal çoğunluğun” ötesinde çok önemli bir “siyasal çoğunluk” var..
Şimdi gün boyu süren bu törenleri ve görüntüleri analiz edebilirim.
Sırasıyla gidersem...
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI CEVDET YILMAZ’IN SEÇİMİ
Cumhurbaşkanı