Doğaldır, kayıp yaşayanda bir “moral kayıp” da olur.
Ama bir konu var ki her şeyin üzerinde... Depreme karşı önlem ve inşaat.
Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki ile bu sohbeti yaptım.
Önce şunu söylemeliyim.
Çok tecrübeli bir şehirci ve siyasetçi olarak Özhaseki; moral olarak yine “tam gaz yola devam” ruh durumunda. Sesindeki heyecan katsayısı hiç eksilmemiş. Önce şu sözünü başlığa alıyorum:
“Deprem geldiğinde hiç kimsenin dinine, imanına, siyasi düşüncesine bakmaz. Hangi partiden olduğuna da bakmıyor. Alıp götürüyor. O nedenle biz var gücümüzle çalışmaya devam ediyoruz. Deprem bölgelerinde 1000’den fazla şantiyemiz var. Buralarda tam 110.000 kişilik bir inşaat ordusu çalışıyor. Yani 110.000 kişilik bir orduyla çalışıyoruz.”
Muazzam bir rakam bu.
Cumhuriyet’in kuruluşundan bu yana tam bir ‘gökyüzü tarihi’...
Adı: ‘Cumhuriyet pilotları’...
Ama ne fotoğraflar, ne anılar...
Uçak kapısından çıkarken...
Sabiha Gökçen’le yaşadığı anılar... Türk havacılığının efsane isimleri... Atatürk’ün Vecihi Hürkuş’a Türkkuşu’nun kuruluş emrini verişi. Atatürk’ün, pilotları uçuş öğretmeni olmak için Moskova’ya eğitime göndermesi. Ve daha gökyüzü tarihinden gelen onlarca anı, fotoğraf, olay...
2) ETİMESGUT TAYYARE FABRİKASI
Özellikle seçtim bu sözü:
“Savaş tatbikatı” değil, “tatbikat savaşı”.
Biraz daha açarsam şu cümle;
Polonya’dan Rusya’nın kuzey sınırlarına kadar uzanan NATO’nun seri tatbikatları, son olaylarla birlikte artık “savaş tatbikatı”ndan çıkıp bir “tatbikat savaşı”na dönüşüyor.
Peki normal bir tatbikat nasıl oldu da “tatbikat savaşı”na dönüştü?
Sırasıyla anlatayım.
Önce haritayı gözümüzün önüne getirelim.
Tatbikat Polonya’nın kuzeydoğusundaki Orzysz’de, Rus bölgesi Kaliningrad’a yaklaşık 100 mil uzaklıktaki bir bölgede sürüyor.
Rusya yakınlarında süren NATO tatbikatında esrarengiz şeyler yaşanıyor.
İşte bütün soruları başlatan; İndependent gazetesinin manşet haberi: “İngiltere Savunma Bakanı Grant Shapps, soğuk savaş döneminden bu yana NATO’nun yaptığı en büyük askeri tatbikatı izledikten sonra Londra’ya dönüyordu. Bakan’ın bulunduğu uçak, Envoy adlı bir RAF Dassault 900LX Falcon jetiydi. Jet Polonya ile Litvanya arasındaki Kaliningrad bölgesinden geçerken yarım saat süreyle bir parazit nedeniyle GPS kesintisi yaşadı.”
Haberin başlangıcı bu. Kaliningrad bir Rus bölgesi.
Muhabirler sonra başbakanlık ve bakanlık yetkililerinden bilgiler aktarıyorlar.
Örneğin bir savunma kaynağına dayanarak verilen şu bilgi: “Saldırı uçağın güvenliğini tehdit etmedi, ancak telefonların uçağın internet ağına bağlanmasını engelledi. Uçak, pilotların kullanabileceği diğer navigasyon sistemlerini kullanmak zorunda kaldı. RAF bununla başa çıkmaya hazır olsa da sivil uçaklar için bir risk oluşturuyor ve potansiyel olarak insanların hayatlarını tehlikeye atabilir. Bunun için bir mazeret yok ve Rusya adına çılgınca, sorumsuz.”
ASKERİ UÇAKLAR ÖNLÜYOR AMA SİVİL UÇAKLARDA DURUM
Verilen bilgilerin içinde çok önemli bir detay dikkatimi çekiyor: “RAF bununla başa çıkmaya hazır olsa da sivil uçaklar için risk oluşturuyor ve potansiyel olarak insanların hayatlarını tehlikeye atabilir.”
İşte bu söz ister istemez bana Wagner’in isyankâr liderinin bulunduğu sivil uçağın esrarengiz düşüşünü hatırlatıyor.
Biz de işte bugün oraya gidiyoruz. Aydın yolundan sapınca, önünüzde yemyeşil bir dünya açılıyor.
Kafamı nereye çevirsem acı yeşil renklerden geçip bir enginar vahasına giriyorum.
Ege’nin otları, ağaçları... Yeşilin içinden bir müjde gibi görünen o domatesin kırmızısı, limon sarısına karışıyor.
Ege’ye bahar gelirken giriyorum Gölhisar’a. Oradaki enginar tarlalarına.
Peki Dilayda’yı nasıl buldum?
Gerçek bir enginar hastası olduğum için her yıl bu mevsimde araştırmaya başlarım.
Ve internette bir sayfa: “
Tam bir soru yağmuruydu.
Bakan Ersoy bazı sorular için Özel Kalem Müdürü Fatih Gürkan’a notlar aldırtmıştı.
Bazılarını ise Muğla Turizm Müdürü Hüseyin Toprak’a havale etmişti.
Tabii bunlar olurken birçok katılımcı o an çaktırmasa da; “komisyona havale” gibi bir psikolojiye kapılmıştı.
Yerleşik dedikodu şuydu:
“Bakan seçim için geldi, özel kaleme, müdüre havale etti.”
Bunda şaşıracak bir şey yoktu. Elbette seçim için gelmişti.
Sonra Side’de Antik Kenti karşılama merkezinin açılışı ve ardından Muğla...
Bodrum’da Marmaris ve en son Fethiye’de turizmcilerle soru cevap toplantısı.
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy’un takip edebildiğim programı.
İşte şimdi de Fethiye’de Şövalye Adası’na bakan BigChefs’in muhteşem manzarasındayız.
Turizmle uğraşan herkes orada.
Otel işletmecisinden gulet sahiplerine, yamaç paraşütü pilotlarından dalgıç derneklerine, turizm acentalarından eğlence merkezi ve restoran işletmecilerine kadar herkes katıldı.
Dikkat ettim;
Bakan
1. Önce Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan...
Sonra Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler:
“Bu yaz Irak’ın kuzeyinde terör alanı kalmayacak. Pençe- Kilit kapanacak.”
Ve perşembe günü Türkiye’den çok önemli bir heyet Bağdat’a gitti.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler ve MİT Başkanı İbrahim Kalın...
Türkiye güvenliğinin, bekasının üç kilit ismi.
Konu “Pençe-Kilit için çemberin kapanmasında Irak’la işbirliği...”
Peki nasıl olacak bu? Nasıl bir harekât?