Paylaş
Terörle mücadele ekipleri anında yola çıkıyor.
Adrese geliyorlar.
Bakıyorlar ki bayrak gösterildiği yerde değil.
Bir araştırma, bir soruşturma.
Görgü tanığı bir çocuğun bayrağı indirdiğini söylüyor.
Polis bayrağı indiren kişiyi tespit etmek için çevredeki kameraları incelemeye başlıyor. Ve nihayet bir görüntü yakalanıyor.
Polisin dikkatle izlediği görüntü şöyle: “Bir çocuk evin önüne geliyor. Duvara çıkıyor. Bayrağın bağlı olduğu direkteki ipleri çözüyor. Bayrağı alıyor...”
Ama o da ne?
“Çocuk bayrağı katladıktan sonra öpüp alnına götürüyor.”
Bu görüntüyü izleyen terörle mücadele polisleri öylesine etkileniyorlar ki;
Hemen çocuk bulunuyor.
Bakıyorlar ki; Çocuğun indirdiği bayrak aşırı yıpranmış bir bayrak.
O dakika karar veriyorlar. Çocuğun evine gidiyorlar. Ve kapıdan giren ‘polis amca’, 12 yaşındaki çocuğa şöyle diyor: “Bayrağa olan hassasiyetinden dolayı sana çok teşekkür ederiz. Bu yüzden biz sana bayrak hediye etmek istedik.”
Polisin bayrağı verirken DHA’nın çektiği videoyu izliyorum. Çocuğun duruşu o kadar etkileyici ki;
Sınırda nöbet tutan bir asker gibi hazırolda.
Hemen yanlarında babası var.
Polisler oğluna bayrak hediye ederken baba da gururla gülümsüyor.
O videoyu izledikten sonra kendi kendime mırıldandım: “Ben bu çocuğu yetiştiren babanın alnından öperim...”
Birkaç yıl önce Adana’da kâğıt toplayıcı çocuklar çöplükte buldukları Türk bayrağını öpüp alınlarına götürdükten sonra arabalarına koymuşlardı.
Sonra o çocukları zamanın Adana Valisi buldurup ödüllendirmişti.
Şimdi bir çocuk da Kayseri’den çıktı.
Tanıdığım kadarıyla Kayseri Valisi Gökmen Çiçek de aynı hassasiyetlere sahip bir kişidir.
Memleket sevdalısı olan hepimiz adına o çocuğu ödüllendirse ne güzel olur...
HİÇBİR GÜÇ BU AŞAĞILIK ÇETENİN İZLERİNİ SİLEMEZ
‘Yenidoğan Çetesi’nin iğrençlikleri her geçen gün gözler önüne seriliyor. Öyle sorular var ki...
İşte DHA’dan İhsan Dörtkardeş geçiyor haberi: “Yenidoğanlar Çetesi’nde adı geçen Avcılar’daki özel hastanede tedavi görenlerin yakınları, yenidoğan skandalının ardından endişeye kapıldı. Özellikle yeni doğan ünitesinde tedavi gören bebeklerin yakınları, yavrularını en kısa sürede alarak tam donanımlı ambulanslarla başka hastanelere sevk edilmesini isterken, hastane yönetiminin yatıştırma çabası sonuç vermedi.”
Görüyor musunuz endişeyi. Hangi ana baba yavrusu için bu endişeyi taşımaz?
Daha da geriye gidenler var. Soruşturma 2023’te başladığına göre demek ki öncesi var.
O zaman daha önceki tarihlerde yeni doğmuş yavrularını yoğun bakımda kaybetmiş olan aileleri düşünün. Şimdi nasıl endişe etmesinler?
Daha da ötesi var.
Yoğun bakımlarla ilgili ciddi sorular.
Benim anladığım bu iğrenç olay hepimizi paranoyanın eşiğine getirdi.
O yüzden hiçbir şüpheye gerek bırakmayacak şekilde bu olayın soruşturma sonuçlarının büyük bir şeffaflıkla paylaşılması gerekir.
Ben öyle “haber sızdırmaktan” falan söz etmiyorum,
Gelişmeleri büyük bir şeffaflıkla paylaşacak bir zemin oluşturulmalı. Ki böylece soruşturmalar üzerinde en ufak bir şüphe oluşmasın.
Paranoya bizi teslim almasın. Toplumsal birlikteliğimiz, devlete olan güvenimiz zedelenmesin.
Paylaş