Batı’da Erdoğan yıldızı sönüyor

BAŞBAKAN Erdoğan’ın ABD gezisi ve Bush’la yaptığı görüşme pek ‘işe yaramadı’.

İlişkilerin bir süredir gergin seyretmesine neden olan iki temel konuda, yani ABD’nin PKK’ya karşı tavrı ve Türkiye’nin Suriye ile geliştirdiği ilişkilerde tarafların rahatsızlığı ortadan kalkmadı.

Hatta tam aksine, konu ‘kilitlendi’.

Bu arada Batı basınında da, geçmiş dönemde hákim olan Tayyip Erdoğan ‘hayranlığı’ giderek yerini farklı görüşlere bırakmaya başladı.

Dün İngiltere’nin önemli gazetelerinden The Times’ta yer alan bir Türkiye analizi dikkat çekiyor.

Gazetenin köşe yazarlarından Gerard Baker; ‘Batı’nın, Türkiye’nin dostane Müslüman demokrasisine en çok ihtiyaç duyduğu sırada, Ankara başka yöne kayıyor’ diye başlıyor söze ve şöyle devam ediyor:

‘Tony Blair Washington’ı terk ettikten birkaç saat sonra, Başkan Bush Türkiye Başbakanı Erdoğan’ı ağırladı bu kez. Ancak Blair’deki yıldız ışığı Erdoğan’da yoktu. Türkiye Başbakanı, odaya girdiğinde mekanın boşalmasına neden olan tiplerden.

Ülkesinin geçmişi, omuzlarında büyük bir yük oluşturuyor. Ancak liderlik kusurları, ülkesinin önemini gölgelememeli. Irak, İran, Suriye ve Suudi Arabistan’ı, hiç olmazsa Türkiye’nin yarısı kadar demokratik olmaya ikna edebilseydik, şimdi Ortadoğu despotluklarının nefret dolu ideolojilerini süpürüyor olurduk.

Ancak korkunç gerçek şu ki, Türkiye’yi kaybediyoruz. Fransa’daki Türkiye karşıtları ve Amerika’daki Türkiye sıkıntısı giderek tehlikeli sınırlara ulaşıyor. Ve tüm bunlar tam da, iç gelişmelerin de Türkiye’yi Batı’dan uzaklaştırdığı bir sırada yaşanıyor.

Brüksel ve Washington’da sevilmediği hissi, içeride Batı ile ittifak yerine İslam dünyası ile dayanışmayı öngörenlerin baskısı ile birleşince, siyasi liderlik yüzünü başka yöne çeviriyor.

Türkiye henüz kaybedilmiş sayılmaz. Ancak ülkenin jeopolitik pergelinin iğnesi, son yıllarda ciddi biçimde yerinden oynamış durumda. Amerika ve Avrupa soğuk savaşta doğru tarafta tutmaya çalıştıkları Türkiye’nin bu durumundan endişe etmeli.’

Bir yandan Türkiye’nin önemi vurgulanırken, diğer yandan yakın zamana kadar ‘süper güçlü lider’ ve ‘Türkiye’yi AB’ye taşımaya çalışan adam’ olarak algılanan Recep Tayyip Erdoğan ve ideolojisi yerden yere vuruluyor.

Bunlar önemli sinyaller.

Başbakan Erdoğan, AB projesi tamamlandığında zaten ciddi bir ‘ufuk sorunu’ içine düşmüştü. AB’nin kendi içindeki gelişmelerle sıkıntıya girmesi de, Türkiye’nin önündeki ‘AB havucunu’ iyice lezzetsiz hale getirdi.

Ne ABD ile ilişkilerin çok parlak gitmemesi, ne de AB ile yaşanılan sorunlar Türkiye açısından hayati önemde. Türkiye’nin sorunu ‘toplumu heyecanlandıracak hedef’ eksikliği.

Başbakan Erdoğan Türkiye’nin ‘hedefsizlik ve ufuksuzluk’ sorununu ‘türban, Kuran kursu’ gibi suni gündemlerle aşacağını zannediyor.

Ancak bunlar Türkiye’yi geçmişin kısır tartışmalarına taşımaktan başka bir işe yaramayacak.

İşler henüz tam anlamıyla bozulmadan, Erdoğan çevresini gözden geçirip, Türkiye’ye yeni ‘amaçlar’ vermek zorunda. Yoksa AKP yükseldiği hızla düşer. Yeni koalisyon dönemleri ise Türkiye’ye sadece zaman kaybettirir.

Şirin’den yanıt

TBMM’
nin soru rekortmeni Emin Şirin, dün kendisine yönelttiğim soruya hemen yanıt yolladı:

‘- Benim Büyükşehir Belediyesi’ne yapılan büyük miktardaki ağaç ve çiçek satışı ile hiçbir alakam yok, olmadı da. Benim bugün İstanbul’un simgesi haline gelmeye başlayan Meyland güllerinin temsilcisi olmam dolayısıyla alakam oldu. Temsilciliği seneler evvel, bedelsiz olarak, İstanbul Belediyesi’nin bir şirketine devrettim. Şimdi her sene bu güllerden 10 binlerce hatta yüz binlerce gül üretip dikiyorlar ve çok memnunlar.

- Çukurova Grubu’ndan 1986 senesinde ayrıldım. Yakınlık bir yana TMSF’nin Çukurova’ya tanıdığı iskontoyu takip ve tenkit eden tek milletvekili bendim.

- Uzan Ailesi ile hiçbir yakınlığım yok. - Uzan Ailesi lehine TMSF veya BDDK’ya gidip taleplerde bulunuyor musunuz şeklindeki sorunuzun muhatabı TMSF ve BDDK’dır. Ben de sizin aracılığınızla TMSF ve BDDK’ya soruyorum: ‘Ben sizi ziyarete gelip Uzan Ailesi lehine herhangi bir talep veya ricada bulundum mu?’

Benim açımdan Uzan Grubu kamuya olan bütün borçlarını mutlaka ve süratle ödemelidir. Ama bu borçlar ödenirken hukuk dışına çıkılmaması ve linç kampanyası yürütülmemesi de önemlidir.

Milletvekilliği görevini fevkalade profesyonelce ama inançlı, bilgili, dürüst olarak yapıyorum. Milletvekilliği maaşımın dışında hiçbir işim, hiçbir gelirim de yok.’


NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

En zarar verici yalanların kendimize söylediklerimiz olduğunu anladığımız zaman.
Yazarın Tüm Yazıları