Paylaş
“Bela mı arıyoruz arkadaş?”
“Ne belası...” diyecek oldum, konuşturmadı.
“Sabahtan beri işi gücü bıraktım yargı kriziyle ilgili haberleri izliyorum. İki toplantım vardı, birini iptal ettim diğerini kısa kestim. Nereye gidiyor bu memleket?”
Uzun zamandır tanırım, sakin ve bilge bir işadamıdır.
Hiç bu kadar öfkeli görmemiştim, susturabilene aşk olsun...
* * *
“1960 ihtilalinde genç bir işadamıydım.
Dünyam yıkıldı.
Sonra 71 muhtırası, 1980 darbesi, 28 Şubat, 27 Nisan...
Yetti artık, çocuklarım siyasi ve ekonomik istikrara sahip, demokratik bir ülkede yaşayamadılar, bari torunlarım yaşasın.
Ama iki ileri bir geri...
* * *
Tam piyasalar toparlanmaya başlıyor, hop siyasi bir kriz, tüm kazanımlar boşa gitti.
Oysa tüm eksiklerine rağmen Türkiye büyüdü, enflasyon hayal edemeyeceğimiz seviyelerde, %8 faizle borçlanabileceğime rüyamda görsem inanmazdım, ama oldu. Yunanistan’ın, İspanya’nın haline bak. Türkiye sıçrama tahtasında, komşularımızla ilişkilerimiz hiç olmadığı kadar iyi, ama şu içerdeki yangına bak...
Dürüst olalım, AK Parti iktidarında şöyle ya da böyle hepimiz kazandık.
Ama bu hesaplaşma daha nereye kadar gidecek?
* * *
Kavgacı üslubundan dolayı Tayyip Bey’e kızıyordum.
İnan şimdi kime kızacağımı da bilmiyorum.
Yok yeni bir kapatma davası, yok erken seçim...
Hiç mi ders almadık 367 cinliğinden?
Asker sivil hesaplaşması derken yargı da bu hale gelmişse biz kime sığınacağız?
Yaz arkadaş yaz...”
* * *
Dün iş dünyasının önde gelen isimleri ile yargıda yaşanan krizi konuştum.
Hiç kimse isminin yazılmasını istemiyor.
Ama daha ben bir şey sormadan onlar patlıyor.
İktidara kızan da var, muhalefeti suçlayan da.
Fakat hemen hepsi “Yargısı birbirine girmiş bir ülke neyi nasıl çözecek” diyor.
Dün Başbakan’la görüşen TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner; “Yargının siyasallaşmaya gittiğinin görülmesi bile büyük bir güven kaybına yol açar. İnsanlar adaletin işlemeyeceği korkusuyla yaşayamaz” dedi.
* * *
İddialar vahim.
Her iki taraf da birbirini “yargı gaspı” ile suçluyor.
Biri Erzincan savcısı, diğeri Erzurum için “haddini aştı” diyor.
Şemdinli savcısının başına gelenleri unutmadık, iyi de Erzincan savcısına yapılanlar adil mi?
Tüm bunlar derin bir hesaplaşmanın sonucu değilse HSYK, Yargıtay ve Danıştay elbirliği etmişçesine Erzurum’un kellesini
nasıl aldı?
Kısasa kısas!
“Herkes kılıcını çekmiş elinde bekliyor...”
Bana değil cümle eski Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk’e ait.
2010 yılında Türk yargısının geldiği yere bakın...
Galiba duayen işadamı haklı:
“Bela arıyoruz arkadaş!”
Paylaş