Fas'ın Ankara, İstanbul ve İzmir'ini, 3 kadın nasıl kazandı?

8 Eylül gününden beri dünya o üç kadını konuşuyor... Burası Fas ve ülkenin üç büyük şehrinin belediye başkanlığı koltuğuna üç kadın oturdu...

Gelin şimdi Müslüman dünyasının en karamsar günlerinde en iyimser rüzgârları estiren bu üç kadını tanıyalım.

Birincisi, Esma Ralalu...

Ekonomist ve gazeteci...

Başkent Rabat’ın, yani bir anlamda Fas’ın Ankara’sının, seçilmiş ilk kadın Belediye Başkanı...

Milli Bağımsız Birlik Hareketi’nin adayı...

Belediye Meclisi’ne seçilen 79 üyenin 58’inin oyunu alarak başkan seçildi.

Öteki iki rakibinden Sosyalist Halk Güçleri Birliği’nin adayı 7, İslamcı Adalet ve Kalkınma Partisi’nin adayı da 8 oy alabildi.

Seçilmiş kadın başkanın ilk demeci şu oldu:

“Işıklar şehri Rabat’a bir kadın belediye başkanı seçilmesi, kadının tarihi bir zaferidir.”

İkinci kadın, Fas’ın ekonomik başkenti, yani İstanbul’u sayılan Kazablanka’nın Belediye Başkanı seçilen Dr. Nebile er-Ramili...

O da Milli Bağımsızlık Hareketi Birliği’nin adayı olarak kazandı seçimi...

47 yaşında ve Sağlık Bakanlığı’nın bir çalışanı...

*

Üçüncü şehir Marakeş...

Ona da Fas’ın İzmir’i diyebilirsiniz.

O şehrin belediye başkanlığını da bir kadın kazandı.

Adı Fatıma ez-Zehra el-Mansuri...

45 yaşında.

Hukukçu...

2009-2015 arasında Marakeş’in Belediye Başkanı’ydı.

Şimdi yeniden seçildi...

Fas’ta, 123 şehrin 105’ini Bağımsız Halk Birliği Hareketi’nin adayları kazandı.

Daha önce 125 yerleşim yerinde belediye başkanlıklarını almış olan İslamcı parti ise bu defa sadece 18 şehri alabildi.

Yerel seçimlerde kadınlar oylarını yüzde 27 arttırdılar.

*

Taliban’ın değişeceğini umut edenler her sabaha yeni bir hüsranla uyanırken, bir başka İslam ülkesinden işte bu umut dolu haberler geldi.

Müslüman kadın Afganistan’da karanlığa boğulurken Fas’ta, Türkiye’de, Tunus’ta, sadece siyaset değil, hayatın her alanından aydınlık rol modelleri ortaya çıkarılıyor.

SABAH TARİHİ REKORDU AMA 3 EKSİLİNCE DEĞİŞTİ

Dün sabah İzlanda’dan da müthiş bir haber geldi.

Avrupa tarihinde ilk defa seçilmiş bir parlamentoda kadın milletvekili sayısı erkekleri geçmişti.

İzlanda’da yapılan seçimde Parlamento’daki 63 sandalyenin 33’ünü kadınlar almıştı.

Ancak öğle saatlerinde bu sonuç değişti.

Kadınlar, sandalyelerin 30’unu almışlardı.

Yani İzlandalı kadınlar bir önceki seçimde elde ettikleri sandalye sayısını korumuşlardı.

Hay Allah dedik ama, neticede İzlanda Parlamentosu’nun yüzde 48’i kadın...

Yarı yarıya sayılar yani...

O nedenle Faslı bu üç kadının ve İzlanda Parlamentosu’nun yeni fotoğrafına iyi bakın...

Pandemi sonrası hiçbir şey eskisi gibi olmayacak deniyordu ya...

Galiba sahiden de olmayacak...

Çünkü biliyoruz ki, kadınlar kazanırsa fanatikler kaybeder...

ÇÖPSÜZ VE TENHA KIYIDA YÜZMEK MEĞER NE GÜZEL BİR DUYGUYMUŞ

Kaleköy ve Kekova’ya hayatımda ilk defa geliyorum...

İçimden gelen ses şu:

“Allah’ım, ben bunca yıl Gökova’da, Ege’nin bütün Yunan sularında günlerce dolaşan 74 yaşındaki adam...

Nasıl olur da bu yaşıma kadar Kaleköy’e, Kekova’ya gitmemişim?”

Ne Yunan Adaları, ne Hırvatistan, ne orası ne burası...

Ben böyle bir doğa, böyle bir deniz görmedim...

Nehir gibi dağların içine, ağaçlı falezler...

İnsana göl huzuru veren küçücük koylar...

Gece sükûneti...

Denizin altındaki, üstündeki tarih ve hikâye...

*

Müzik bu yaz hiçbir yerde bu kadar güzel değildi...

Hiçbir yerde bu kadar güzel uyumadım.

İçtiğim viski ve şarabın tadı hiçbir yerde bu kadar güzel değildi...

*

Evet bilerek abartıyorum...

Çünkü bu duygumu başka türlü anlatmam mümkün değil...

Orantılı kelimeler, ölçülü cümleler, teennîli, temkinli ifadeler kesmez...

Çünkü kayalar hiçbir yerde bu kadar olağanüstü bir sanata dönüşmemişti...

Ve sahiller boyu bomboş, tenha, hatta ıssız bir deniz...

İnsanlar sahillere karadan inemediği için çöp de yok...

Çöpsüz sahillerin estetiğini de gördüm ya...

*

İmkânı olan herkese, eylül ayında Kaleköy ve Kekova’yı tavsiye ederim...

Hararetle tavsiye ederim...

21’İNCİ YÜZYILIN EN BAŞARILI LİDERİNİN VEDA FOTOĞRAFI

ANGELA Merkel’in bu fotoğrafını, Bild gazetesinin eski Genel Yayın Yönetmeni dostum Kai Diekmann göndermiş. Fotoğraf bir kuş parkında çekilmiş.

Elindeki kuşlar Avustralya papağanı...

*

İki kare var...

Birinde kuşlardan korkmuş gibi duruyor...

Ötekinde ise kuşlarla barışık bir gülümsemesi var.

Ben bu ikincisini daha çok sevdim...

Çünkü, 16 yıl ülkesini yönettikten ve 21’inci yüzyılın ilk 20 yılının en başarılı başbakanı olarak tarihe geçtikten sonra, kendi arzusu ile kenara çekilmenin huzurunu ve güzelliğini anlatıyor bu kare. Çünkü siyasette gelmek kadar gitmenin de güzel olabileceğini, gülerek gelinen iktidar ve ikbal koltuklarından yine gülerek ve huzurla ayrılmanın mümkün olduğunu anlatıyor.

MERAL AKŞENER YÜZDE KAÇ OYLA BAŞBAKAN OLABİLİR?

ALMANYA “Post Pandemi” ve “Post Merkel” dönemine yeni bir liderle başlıyor.

Seçimi kazanan Alman Sosyal Demokrat Partisi’nin oy oranına baktım.

Oyları 4 puan artmış ve yüzde 24.5’e ulaşmış.

Yani SPD lideri yüzde 24.5 oyla dünyanın dev ekonomisi Almanya’nın yeni başbakanı olacak.

*

İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener geçenlerde “Ben başbakanlığa adayım” demişti.

Bence çok yerinde ve akıllıca bir demeçti.

Demek istiyordu ki, “Ben parlamenter sistemin başbakan adayıyım.”

Oysa bugün Türkiye’yi yönetecek başkan olmak için en az yüzde 50 artı almak gerekiyor.

*

Bir diğer gerçek de şu:

SPD, yüzde 24.5 oyla Almanya’nın en büyük partisi oldu...

Ve koalisyona mahkûm...

Bence çok güzel bir şey bu...

Ülke bir mutabakatla yönetilecek...

AVRUPA’NIN EN BÜYÜK İKİ SOSYAL DEMOKRAT PARTİSİ’NDEN BİRİ CHP Mİ?

Almanya’da SPD yüzde 25.7 oyla iktidara geliyor.

Fransız Sosyalist Partisi 2012 seçimlerinde aldığı yüzde 29 oyla iktidar oldu.

2017 seçimindeki oyu ise yüzde 7.44’e indi ve şimdi muhalefette.

İspanya’da son seçimde Sosyalist İşçi Partisi oyların yüzde 28’ini alıp iktidar oldu.

İtalya’da içinde Sosyal Demokrat Parti’nin de bulunduğu 5 partiden oluşan Merkez İttifakı, oyların sadece yüzde 23’ünü alabildi.

Kıta Avrupa’sında durum bu...

İngiltere’de ise İşçi Partisi yüzde 32 oy aldı ve muhalefette.

Yani CHP, bugün yüzde 26 oyu ile kıta Avrupa’sının en büyük iki-üç Sosyal Demokrat Partisi’nden biri...

Üstelik 2 yıl sonra kuruluşunun 100’üncü yılını kutlayacak.

SAGOPA KAJMER’İN ‘RAB’LA ARASINDAKİ ŞİFRESİ’ NEDİR?

PANDEMİ sonrasının gerçek anlamda ilk kitlesel sesi, önceki akşam İstanbul’un Bağcılar ilçesinden geldi.

AKP’li Belediye’nin düzenlediği rap müzik konserine 20 bin kişi katıldı...

Sahneye çıkan müzisyenlere baktım...

Canbay ve Wolker...

“Derdi fakir çeker anca” diyen yeni varoş arabeskinin sesi bu çocuklar

Sagopa Kajmer...

“Rab’la arana giren şifreyi çöz” diyen bir ses o da...

*

Bağcılar Belediye Başkanı Lokman Çağırıcı’yı kutlarım.

Güzel ve cesur iş yapmış...

Bence bütün siyasetçilerin, pazar akşamı 15 Temmuz Demokrasi ve Milli İrade Meydanı’nda yapılan bu konserin gerek sahneden yükselen sesi gerek dinleyicilerin tek tek ve toplu fotoğraflarından gelen kareleri tahlil etmelerinde yarar var.

*

Ben yaptım o işi...

Konsere katılanların fotoğraflarına baktım.

Herkes orada...

Hep birlikte, bir ağızdan çıkıyor o ses...

Türkiye’de müesses siyasetin henüz anlamadığı, çözemediği yeni bir dil bu.

Ve ilk seçimde oy kullanacaklar...