Göcek Limanı bana hep Amerika’nın Florida bölgesindeki veya Long Island’daki sahil kasabalarını hatırlatır.
Marinaları, kafeleri, caddeleri, Türkiye’nin başka bölgelerindeki çirkin yapılaşmadan biraz olsun kendini koruyabilmiş mimarisiyle bana iyi gelen bir belde Göcek...
Göcek Türkiye’nin gündemine 1980’li yıllarda yerleşti. Yerleştiren de rahmetli Turgut Özal ve danışmanı Can Pulak oldu...
Özal yaz aylarında hafta sonlarını Göcek’te geçirirdi. Bir yandan turizm yatırımlarını yerinde görür, kararlar alır, bir yandan da ünlü bir patronun teknesinde gezerdi.
Türkiye’nin 24 Ocak kararları ve özellikle de Özal’ın iktidara gelişi ile başlayan liberal ekonomi dönemi yeni patronlar yaratıyordu. Özellikle inşaat şirketleri hızla büyüyordu.
Yeni patronlar da Türkiye’de “yat modası”nı yaratıyordu.
*
Onun “Davut” heykeli, sanatta ulaşılmazlığın sembolü olarak asırlardır yerini koruyor...
Peki bu heykeli yapan Michelangelo nasıl bir insandı...
*
Aslında hakkında epey şey biliyoruz.
Çünkü yanında hayatını yazacak Vasari adlı bir biyografi yazarı vardı.
Yani kendi hikâyesi ve efsanesini kendi yazdıran insandı.
Ama kendisi hakkında asıl somut bilgiyi meğer kendi bırakmış.
Üç boyutlu mermer bir heykel...
8 Eylül gününden beri dünya o üç kadını konuşuyor... Burası Fas ve ülkenin üç büyük şehrinin belediye başkanlığı koltuğuna üç kadın oturdu...
Gelin şimdi Müslüman dünyasının en karamsar günlerinde en iyimser rüzgârları estiren bu üç kadını tanıyalım.
Birincisi, Esma Ralalu...
Ekonomist ve gazeteci...
Başkent Rabat’ın, yani bir anlamda Fas’ın Ankara’sının, seçilmiş ilk kadın Belediye Başkanı...
Milli Bağımsız Birlik Hareketi’nin adayı...
Belediye Meclisi’ne seçilen 79 üyenin 58’inin oyunu alarak başkan seçildi.
Öteki iki rakibinden Sosyalist Halk Güçleri Birliği’nin adayı 7, İslamcı Adalet ve Kalkınma Partisi’nin adayı da 8 oy alabildi.
1. Kitabın adı “Les Inseparables”...
Kitap geçtiğimiz günlerde Amerika’da da İngilizce olarak yayınlandı ve dün New York Times’ta kitapla ilgili uzun bir de yazı vardı.
*
Simone de Beauvoir, bu kitabı 1954’te yazmış.
Aslında otobiyografik bir roman.
Başkalarının da vardır belki ama kendi payıma, eski ABD Başkanı Obama’dan sonra gördüğüm ikinci siyasetçi müzik listesi bu.
Kemal Bey’in böyle bir listeyi hazırlaması da hoşuma gitti.
*
3 saat 4 dakikalık bir liste bu.
Nagehan Alçı onunla yaptığı mülakatı iki gün üst üste yayınladı...
Oysa ilk günden beri orada CNN’in bir kadın muhabiri vardı...
BBC oradaydı...
Ama görüntülü olarak ilk mülakatını bir Türk kadın gazeteciye verdi.
Nagehan Alçı’nın başarısı kadar, Karzai’nin tercihi de anlamlı...
Öyleyse gelin bu mülakatın biraz arka odalarında dolaşalım.
SEFARET AVLUSUNDA BAŞI AÇIK, KARZAİ’NİN EVİNDE BİLE ÖRTÜLÜ
Konuşmanın bir bölümünün konusu “ateizmdi”...
Şimdi size o konuşmanın sözünü ettiğim bölümünü aynen aktarıyorum:
Mısır Devlet Başkanı Sisi diyor ki:
“İnancı olmayan insanlara saygılıyım. Herhangi bir insan bana Müslüman, Hıristiyan veya Yahudi olmadığını veya dinlere inanmadığını söylerse, ‘Bu sizin kişisel seçiminizdir’ derim...”
Sisi bunları 11 Eylül günü yapılan “İnsan Hakları Strateji Toplantısı” için verilen yemekte söyledi.
Şöyle hafızamı yokladım...
Bugüne kadar herhangi bir Müslüman Arap ülkesinde resmi bir kişinin ağzından hiç bu sözleri işittik mi...
Kapıda biraz durup dinleyin...
Öğütülmemiş kahve çekirdeklerinin haykırarak size bağırdığını duyuyorsanız eğer...
Arkasından boş karton kahve kapları toplu halde üzerinize saldırıyorsa...
Böyle bir durum varsa yani...
Hemen bir psikiyatra gidin...
*
Büyük ihtimalle size şu teşhisi koyacaklar:
“Schizoaffective disorder...”