Bense umutsuzca, “Aman dikkat” diyorum...
*
“Aman” diyorum... İç kamuoyunu ayağa kaldırırken şu soruyu da kendinize sorun:
Yeni bir intifadanın kime yararı olur?
*
Sanıyor musunuz ki Filistinli garibana bir yararı dokunur yeni bir ayaklanmanın...
Sanmayın...
Sanıyor musunuz ki Arap âlemi ayağa kalkar, o intifadanın arkasında durur, aslanlar gibi savaşır...
Hani zorlama olmayacaktı...
*
Hani hayat tarzımıza dokunmayacaktınız...
*
Hani saygılıydınız herkese...
*
Bir o verilen sözlere bakın bir de İstanbul’da bir belediyenin yaptıklarına...
*
Zafer kardeşimiz WhatsApp hesabına Kuran’dan şu ibareyi koymuş:
“Üzülme: Çünkü Allah bizimledir...”
Dün itibariyle bu ifadeyi kaldırmış.
İyi de yapmış...
*
Yoksa dün İslam’ı çok iyi bilen bir dostumun gönderdiği bilgilere dayanarak ona şunu söyleyecektim:
Sen, “Allah bizimledir” diyebilirsin ama bak Allah gerçekte kimlerleymiş?
Gel Kuran’dan okuyalım...
Façayı da ona göre ayarlamış...
Yani tam bugüne uygun mütedeyyin bir mostra...
*
Sonra da WhatsApp hesabına Arapça bir laf...
Demek istediği açık...
“Arkadaş ben Müslümanım, Allah’a inanan bir müminim...”
*
İstiyor ki cümlenin arkasını sen tamamla...
*
Siz ona casus derseniz, Kılıçdaroğlu da haklı olarak “O casussa ona bütün bu bilgileri, iki ülke arasında arabuluculuk yapma yetkilerini kim verdi?” diye sorar.
*
Bu soruyu niye sorarlar biliyor musunuz...
*
Sizin savcınız ve hâkiminiz, ortaya hiçbir somut delil ve belge koyamadığı halde, “Can Dündar’a o bilgileri verdi” diye Enis Berberoğlu’na müebbet hapis cezası vermişse...
Yani “Casusa bilgi verdi” diye bir suç türü yaratmışsa...
*
Tam tarihiyle 26 Ekim 2016 gecesi, Kudüs’te bir lahitin kapağını kaldıran arkeolog gördüğü şeye hayretle baktı...
Lahitin mermer kapağının altında bir mermer kapak daha vardı... Ama onu asıl heyecanlandıran şey, alttaki kapağın üzerindeki işaretti...
DEMEK Kİ İNCİL’DEKİ O BİLGİ DOĞRUYMUŞ
Kapağın üzerinde kabartma bir haç işareti vardı... O gün sadece heyecanlanmıştı...
Ama asıl heyecanı, bundan bir yıl sonra, yani geçtiğimiz ekim ayının sonunda yaşayacaktı...
Çünkü 2017 yılının ekim ayında, o mezardan aldıkları harçların “OSL” analizlerinin sonuçları gelmişti...
O gün kendi kendine şunu söyleyecekti:
*
FETÖ olayında, Ergenekon’da, daha sonraki olaylarda apaçık haince bir kumpas varken...
“Kumpas” kelimesi içeride artık herkesin üzerinde birleştiği gerçek bir kumpası ifade ederken...
*
Aynı kelime niye dışarıda tutmuyor?
Niye birçok ülke, o ülkelerin aydınları, gazetecileri, kamuoyu bu apaçık kumpasa inanmakta zorluk çekiyor?
*
Türkiye düşmanlığından mı...
O gün oylarıyla Zafer Çağlayan’ı Yüce Divan’dan kurtarmışlardı...
*
Önceki gece Zarrab konuşurken, işte o 264 milletvekilini düşündüm...
Acaba bütün Türk milleti gibi onlar da Amerika’da konuşan iğrenç iftiracının ağzından çıkanları dinliyor, kahroluyor muydu?
Mesela “Zafer Çağlayan’a 40-45 milyon dolar vermişimdir” cümlesini işittikleri an ne hissetmişlerdir...
*
O Meclis ki, bundan 14 yıl önce, 1 Mart 2003 günü, iktidarı ve muhalefeti ile Amerikan askerine geçiş iznini reddederek bütün dünyanın gözünde bir itibar abidesi haline gelmişti...
2003’lerden sonra Türkiye’yi