Hem de felsefe öğretmeni iyi mi...
*
Kafayı imam hatip lisesindeki beden eğitimi dersine takmış...
Adamın ağzından çıkan şu lafa bakın:
“Beden eğitimi dersi bu ümmetin kızlarını soyma dersi olarak konuldu ve yine öyle devam ediyor... Bir beden eğitimi öğretmeninin karşısında vücut kıvrılıyorsa ne kadar olması önemli değil onun adı zinadır... Bugün ‘beden eğitimi’ adıyla âdet görmüş kızlara zorla ve müfredat gerekçeli zina yaptırılıyor...”
“Felsefe hocalığı” gibi ulvi bir unvanın böyle bir herife verilmesine mi hayıflanayım...
Güya çocuklarını “Dindar eğitim alsın, ahlaklı olsun” diye imam hatip okullarına gönderen insanların düştüğü şu hallere mi üzüleyim...
*
Hani şu darbeye karşı oluşmuş suçlara af getiren kararname...
*
Deniyor ki, bu madde sadece “15 Temmuz gecesi başlayıp, 16 Temmuz sabahı biten olaylarla ilgilidir...”
Maddede 16 Temmuz diye bir ibare yok...
“15 Temmuz darbesinin devamı niteliğindeki olayların bastırılması” ifadesi kullanılmış...
*
Ben de diyorum ki bu haliyle kalırsa bugün de, yarın da resmi ve sivil kişilerin suçları için önceden verilmiş bir izin gibi yorumlanabilir. Bütün toplumsal gösteriler için bir “linç lisansı” olarak algılanabilir.
*
Yani erkek milletinin botoksla imtihanı gündeme gelince...
Dört yıl önceye döndüm ve yazdığım yazıyı buldum...
Şimdi gelin, önce o gün yazdığım yazıyı bir kere daha okuyalım...
Sonra sizden bir şey rica edeceğim...
Bazı yerlerini biraz değiştirdim, bazı eklemeler yaptım.
Sağ gözkapağım çok aşağı sarktı. Ünlü bir estetikçiye gittim.
Karşısına oturduğum andan itibaren yaptığımız konuşmayı aynen aktarıyorum.
KENARI SÜSLÜ AYNAYA BAKINCA GÖRDÜĞÜM ŞEY
*
Aslında doğru bir uyarı yapıyor... Emrindeki personele, “Niye tahsisli yolu kullanıyorsun” diye soracak...
*
Sor be adam...
Onun hesabını sor...
Çek bir kenara, çağır ofisine, hatta orada sor...
Ama sadece sor... Cezası neyse ver...
*
Suriye ayaklanmasından sadece 6 ay önce “Benim idealim Suriye’yi Türkiye gibi bir ülke yapmak” diyen insandı Esad...
*
O meşum ayaklanmadan 6 ay evvel, “En mutlu gecem, Türkiye ile AB arasında tam üyelik müzakerelerinin başladığı akşamdı. Çünkü Suriye Avrupa Birliği’ne komşu olacaktı” diyen insandı...
*
Ama sen çıkıp ne olacağı başından belli bir “Müslüman kardeşliği” uğruna bu insana cephe alırsan...
*
Çocukluk hülyalarına kanıp, stratejik derinlik safsatalarına inanıp, o müttefikinin ülkesini paramparça edecek ne idüğü belirsiz isyancılara destek verirsen...
Beyoğlu’nda olay çıkmaması için bu yıl kutlamalar yapılmayacak...
***
Yani...
Yanisi şu... Reina kapısındaki terörist amacına ulaştı.
Yılbaşı kutlaması dönemi kapandı...
Anlayacağınız o gece Beyoğlu ölü... Esnaf sinek avlayacak...
***
İyi de arkadaş bu anlayışla, maçları nasıl yapacağız...
*
Cumhurbaşkanı yanında eşi, tabuta yaklaştı...
İki eliyle tabutu tuttu...
Saygı duruşunda bulundu...
*
O an herkes, elini kaldırıp dua edeceğini sandı...
Ama yapmadı...
*
Konuştuğu kanalın adına bakarsan orası da bir “Medrese”.
“Fatih medreselerinin” kanalı... Yani ulema yetiştiren bir müessese güya.
Güya birileri soruyor: “Erkeğin hanımının iznini almadan sakal bırakması caiz midir?”
Al soruyu tut sakalından vur duvara...
O da güya cevap veriyor: “Erkeğin sakal bırakması için hanımından müsaade almasına gerek yok. Erkeği kadından ayıran iki uzvundan biri sakaldır zaten.”
*
Herhalde onu normal insandan ayıran