Milletvekili adaylarına tüyolar

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, TV kanallarında gösterilen, digital dünyada da elden ele dolaşan aile sigortası konulu reklam filminde “Her aile için aş, her baba için gurur, her anne için mutluluk, her çocuk için güzel bir yarın, herkes için onurlu bir yaşam haktır” diyor.

Facebook üzerinde “CHP’den milletvekili aday adaylığımı destekleyen 1000 kişi bulurum” başlıklı grup kuran Özcan Altunkaya da bir hafta içinde bu hedefini ikiye katladı ve CHP milletvekili aday adaylığını yine Facebook üzerinden açıklamış oldu.

Evet renkli bir seçim arifesindeyiz.

Türkiye’de genç bir nüfus var. Genel anlamda genç seçmen oranı neredeyse seçimde oy kullanacak seçmenin yarısından fazla. Görünen o ki, adaylar bu seçimlerde meclise girebilmek için daha çok genç seçmeni etkilemek zorunda kalacaklar.

Elbette siyasi partilerin ve liderlerin seçmen üzerinde yarattığı algı çok önemli…

Ancak milletvekili adaylarının da yapabileceği çok şey var. Peki bir aday özellikle genç seçmeni nasıl ikna eder?

Öncelikle genç seçmen, göreceli ve değişken siyasi görüşe sahip. Anne ve babası gibi sadık birer seçmen değiller. Bu nedenle hem partilerin hem de adayların seçim vaatleri onlar için büyük önem taşıyor. Beylik vaatler onları etkilemiyor. Umut aşılayan, vizyon ortaya koyan projeler ile karşılarına çıkmak lazım.

Genç seçmen çevre, insan hakları ve özgürlükler konusunda daha duyarlı. Ayrıca işsizlik özellikle genç seçmenlerin yaşadığı en büyük sorun. Dolayısı ile bu konularda proje üreten ve projeleri ile onları ikna eden siyasi partilerden ve adaylardan daha kolay etkilenecekler.

Sadece genç seçmen değil, Türkiye’de 35 milyon kişinin artık internet kullandığını düşünürsek bu da mevcut seçmenin nerdeyse yarısının internet kullanıcısı olduğunu gösterir. Digital dünyada itibarı yüksek adayların ve siyasi partilerin seçmenin kalbini feth etme olasılığı yüksek anlamına geliyor.

O halde adaylar bu seçimlere nasıl hazırlanmalı?

1- Öncelikle partiye ya da siyasi görüşe mensup olursa olsun, her adayın seçmeninin kendisi hakkında sağlıklı ve doğru bilgi alabileceği, proje, görüş ve vizyonunu net bir şekilde ortaya koyan birer web sitesine sahip olması gerekiyor.

2- Adayların iletişimi iyi yönetmelileri lazım. Bunun için akıllarının bir köşesinde iletişim sektörünün duayeni Ali Saydam’ın “3İ Stratejisi” hep durmalı. Yani “istişare” (tartıştır), “ikna” (görüşünü kabul ettir) ve “ittifak” (işbirliği yap) kuralını her daim çok iyi uygulamalarında ve genel anlamda bu konuda profesyonel destek almalarında fayda var.

3- Adayların internetteki sosyal ağlarda artık etkin ve proaktif olmaları nerdeyse şart. Genç yaşlı artık herkes ya Facebook’ta ya da Twitter’da. Baksanıza Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’e… Twitter’da yaptığı her kelam artık gündem yaratıyor. Adaylar ve siyasiler sosyal ağlar sayesinde digital dünyada proje ve görüşlerini onun adına savunacak, paylaşacak müttefikler yaratmalı. Bu konuda en iyi örnek ABD Başkanı Barack Obama olsa gerek. Interneti o kadar iyi kullandı ki, seçim zaferinin arkasında bunun yattığı artık bir efsaneye dönüşmüş durumda.

4- Sadece seçmen nezdinde değil, siyaset adayının seçilirse, partisi ve siyaset kurumu içinde de ilerlemesi için “4 Doğru Kuralı”nı; “doğru zaman”, “doğru yer/mekan”, “doğru paydaşlar/müttefikler”, “doğru projeler/fikirler ortaya koyma” stratejisini iyi uygulaması gerekiyor.

5- Son olarak milletvekili adaylarının, “siyasi partilerin ve siyasetin bir araç mı yoksa amaç mı?” olduğuna karar vermesi lazım. Çünkü bu soruya “araç” diye yanıt verirse seçmeni “amaç” diye yanıt verirse lideri için var olacaklar demek. Artık Türk seçmeninin siyaseti ve siyasi partileri amaç olarak gören politikacıları elinin tersi ile ittiği de unutulmamak gerek…

Ertan Acar’ı http://www.facebook.com/ertanacar001 ya da http://www.twitter.com/ertanacar’dan takip edebilirsiniz...