Erkan Çelebi

10 milyar dolarlık teknomarkette rekabet koşulsuz iadeye kaydı

3 Ocak 2010
YILLIK satış hacmi 10 milyar dolara ulaşan teknomarket zincirlerinde iade talebinde bulunanların oranı yüzde 2’yi geçmeyince, rekabette koşulsuz müşteri memnuniyeti ön plana çıktı. Uluslararası dev zincirlerin de pazara girmesi, sadece “ürün iade garantisi” uygulamasının 365 güne kadar çıkmasını değil, aynı zamanda satış sonrası hizmetlerin de satış öncesine çekilmesini sağladı.

YILDA 30 milyar dolarlık elektronik cihaz satışının gerçekleştiği Türkiye’de, İngilizler’in Darty ve Electro World’ü ile Almanlar’ın Media Markt’ın ardından Alman Saturn ve son olarak da ABD’li Best Buy’ın pazara girmesi, sadece “ürün iade garantisi” uygulamasının 365 güne kadar çıkmasını değil, aynı zamanda satış sonrası hizmetlerin de satış öncesine çekilmesini sağladı. Bunda da Türkiye’de her 3 cihazdan birinin elektronik zincir marketler üzerinden satışının gerçekleşmesi etkili oldu.
Ambalajı açıldı
Yıllık satış hacmi 10 milyar dolara ulaşan tekno market zincirlerinde iade talebinde bulunanların oranı yüzde 2’yi geçmeyince, rekabette koşulsuz müşteri memnuniyeti ön plana çıktı. Kısa süre öncesine kadar sadece üretim hatası ürünlerde değiştirme ve para iadesine giden, “ambalajı açıldı” gerekçesiyle sattıkları ürünleri değiştirmekten kaçınan bu kuruluşlar, artık koşulsuz iade gerantisinde bulunuyor. Tekno marketler arasında yaşanan bu rekabette, Teknosa, Gold ve Vatan gibi yerli markaların da Darty, Electro World, Media Markt, Saturn ve Best Buy gibi uluslararası kuruluşlardan geri kalmaması, bazı uygulamalarda da öncülük etmesi etkili oluyor.
Hizmette sınır yok
Arkadaşımız Mehtap Özcan’ın yaptığı araştırmaya göre, Media Markt mağazalarında ürünün alındığı tarihten itibaren 14 gün içerisinde koşulsuz iade ve değişim imkanı sağlanırken, bu süre Vatan Bilgisayar’da 15 güne, Teknosa, Electro World ve Best Buy’da 30 güne kadar çıkıyor. Darty ise bu süreyi ambalajı açılmış ürünlerde 7 günle sınırlarken, ambalajı açılmamış ürünlerde ise 30 gün olarak uyguluyor. Gold Bilgisayar ise bu süreyi bir yıla kadar uzatıyor. Tüketici eğer aldığı üründen memnun kalmazsa 365 gün içinde iade edebiliyor. Saturn ise 14 gün olarak belirlediği bu uygulamayı, kullanılmama şartıyla sınırlı tutuyor. İadede, Gold, Vatan, Elektro World, Media Markt ve Darty, kutu ve aksesuarı bulunan ürünler için herhangi bir bedel talep etmezken, Teknosa ve Best Buy ise yüzde 15 hizmet bedeli kesintisine gidiyor. 
Satış öncesi hizmet
Yerli yabancı tekno marketler arasında yaşanan rekabet, satış sonrası hizmetlerinin satış öncesine kadar çekilmesini de sağladı. Teknosa ve Elektro World, zincir mağazalarında teknik servis ağları oluşturarak, ürün mağazadan çıkmadan bilgisayar ve cep telefonları başta olmak üzere donanım, yazılım yükleme, aksesuar ekleme, uyumsuzluk sorunlarını giderme, ürünler arasında bilgi aktarma gibi hizmetleri de vermeye başladı. Satış öncesi hizmet birimleri, arıza tespit etme ve servis raporuna gerek kalmadan iade ve değişim işlemlerini gerçekleştirme gibi işlemleri de üstlendi.

Ek ödeme yapana 5 yıl garanti var

Yazının Devamını Oku

Yeni ürünler geliştirdiler 2009’a damgalarını vurdular

28 Aralık 2009
DÜNYAYI etkisi altına alan krizle mücadele eden Türk firmaları, geliştirdikleri ürünlerle yeni pazarlar oluşturmayı başardı.

Bu ürünlerle 2009’da 10 farklı alana damgalarını vuran Türk firmaları, pastane ve kafeteryaların klasik içeceği limonatayı ambalajlayıp, market raflarına sokarak, 80 milyon TL’lik yeni bir pazar oluştururken, bisküvi üreticileri de çikolata kaplı çubuk bisküvilerle 4 ay gibi kısa sürede 30 milyon TL’lik satış rakamlarına ulaşmayı başardı. Hürriyet Tüketici Köşesi olarak 2009 yılında yaptığımız sektör analizleri arasında ön plana çıkan ürün ve firmaları belirlemeye çalıştık.

Tek kullanımlık Türk kahvesi üretti, Yunanlı ortak göründü

DÜNYANIN ilk tek kullanımlık bol köpüklü, telveli poşet Türk kahvesini Osman Bey markasıyla üreten San Ticaret’e Yunanlılar kancayı taktı. Yunanlı girişimciler, 300 milyon dolarlık kahve pazarını hareketlendirmeyi amaçlayan firmaya ortak üretim teklifinde bulunurken, tek kullanımlık poşet Türk kahveleri de daha şimdiden havayolu ve şehirlerarası otobüs şirketlerinin ikram ürünleri arasına girmeyi başardı.

Domuz gribi ürküttü el temizlik jeli zıpladı

TÜM dünyada hızla yayılan domuz gribine karşı “aşı olalım mı, olmayalım mı” tartışmaları bir yandan sürerken, aradan antibakteriyel jel, ıslak dezenfektan mendil ve sıvı sabunlar sıyrılmayı başardı. Satışların yüzde 300’e varan oranlarda arttığı bu segmentte firmalar şimdi, sektörün pazar hacmini 1 milyon 200 bin dolara çıkartmanın hesaplarını yapıyor. Antibakteriyel jelde Pürel, Viking ve Palmolive, ıslak dezenfektan mendil’de Uni ve Can Bebe, Fresh Soft, sıvı sabunda da Protex, Hacı şakir, Duru, Fax, Fa, Tariş, İpek, Palmolive ve Dove ön plana çıktı. Bu ürünlerin sahteleri de anında pazara sürüldü.

Meyve-sebze temizleyicisi çıkardı, 2 milyon eve girdi

SİRKE üreticisi Kükre Gıda, dünyanın ilk bitkisel bazlı meyve sebze temizleyicisi Exsir’i piyasaya sürerek, 16 milyon TL’lik yeni bir pazar oluşmasını sağladı. Bu ürünle ilk etapta 2 milyon haneye girmeyi ve 6 milyon adetlik satış gerçekleştirmeyi hedefleyen Kükre Gıda, Exsir’i şimdi de dünya markası yapmaya hazırlanıyor. Bu ürün, sebze ve meyvelerin başta zirai ilaçlar olmak üzere gübre, parafin, haşere, toprak gibi kalıntılarından kolayca arınmasını sağlıyor.

Limonata tüketimi patladı 80 milyon liraya ulaştı

Yazının Devamını Oku

Sebzeyi bile çamaşır suyuyla yıkadık, pazar 235 milyon lira oldu

27 Aralık 2009
ÇAMAŞIR suyu kullanım alanının sadece temizlikle sınırlı kalmayıp, sakıncalı olmasına rağmen sebze ve meyvelerin yıkanmasına kadar yaygınlaşması 235 milyon TL’lik pazarda talep patlamasına yol açtı. Yılın ilk yarısında küçülen pazar, temizlikte hijyenin öne çıkmasıyla birlikte, patlama yaşadı. Sektör üretimde 162 milyon litrelik rekoru yakaladı.

DOMUZ gribi yüzünden hijyene ağırlık veren Türk tüketicileri, temizlikte sadece deterjanla yetinmeyip, çamaşır suyuna da yönelince, 235 milyon TL’lik pazarda talep patlamasına yol açtı. Global krizin etkisiyle yılın ilk yarısında küçülen pazar, 2009’un son dört ayında gerçekleştirdiği rekor satışlarla bir anda 162 milyon litrelik üretim rakamlarını yakaladı. Bunda da çamaşır suyu kullanım alanının sadece temizlikle sınırlı kalmayıp, sakıncalı olmasına rağmen sebze ve meyvelerin yıkanmasına kadar yaygınlaşması ve farklı taleplere uygun yeni ürünlerin piyasaya sürülmesi etkili oldu.
Kullanım yaygınlaştı
Arkadaşımız Mert Temizkan’ın yaptığı araştırmaya göre, ağır yemek artıklarından küf kirlerine, emaye kaplı yüzeylerden porselene, seramikten mutfak zemin ve tezgahına, bulaşık süngerinden tuvalet temizliğine kadar çamaşır suyu kullanım alanlarının yaygınlaşması, tüketimin de hızla artmasına neden oluyor. Procter and Gamble’ın yeni formüllü Ace’nin ardından, Unilever’in 5 kat limon kokulu Domestos’u, Reckitt Benckiser’in de ekstra güçlü Cillit Bang’i piyasaya sürmesiyle birlikte rekabetin kızıştığı pazarda, Koruma Tarım, Klorak, Baser Kimya, Birka gibi kuruluşlar da ön plana çıkıyor. Ayrıca, çok sayıdaki yerel marka da fiyat avantajı sayesinde pazardan önemli oranda pay alıyor.
Krizden etkilenmedi
Pazara yeni katılan oyuncuların fiyat açısından rekabeti artırdığına dikkat çeken Procter and Gamble Kurumsal İletişim Müdürü Melike Özener, “Çamaşır suyunun asıl kullanım alanları olan çamaşır ve yüzey temizliğinde piyasaya farklı ürünler girse de tüketicilerin çoğunluğu hala çamaşır suyu kullanmayı tercih ediyor. Yaşanan ekonomik krize rağmen pazarda hacimsel bir düşüş yaşanmadı. Bunun da nedeni, Türk tüketicilerinin hala en temel temizlik ihtiyaçlarını çamaşır suyu ile karşılamaları oluşturuyor” dedi.
Rekabet yeni ürünlerle arttıUnilever Türkiye Ev Temizlik Kategori Müdürü Aslı Tanyer ise, şunları söyledi: “Yaşanan global kriz döneminde köşeye çekilmek yerine, ‘kriz döneminde markaların da sorumluluklarını üstlenmesi gerektiğinden yola çıkarak, hem pazara hem de tüketici ihtiyaçlarına çözümsel yaklaşımlar sunmaya devam ettik. Tüketicileri hijyen konusunda bilinçlendirmeye ve hijyenik temizliğin yalnızca gözle görülen kirlerin temizlenmesi olmadığını anlatmaya çalıştık. Bugüne kadar sürdürdüğümüz hijyen iletişimi sayesinde bilinç düzeyi yükselen tüketici, bu dönemde çamaşır suyu kullanımına ve hijyenik temizliğe daha fazla önem verdi.”

Sebze ve meyvede çamaşır suyu kullanmak sakıncalı

DOMUZ gribinin hızla yaygınlaşmasıyla birlikte hijyenik temizliğe ağırlık veren bazı tüketicilerin, meyve ve sebzeleri yıkarken çamaşır suyu kullandığına dikkat çeken uzmanlar, “Bu kesinlikle sakıncalıdır. Yiyeceklerin çamaşır suyunda bekletilmesi, meyve ve sebzelerin üzerinde kalıntı bırakabilir. ‘Salgından korunalım’ derken sağlık açısından başka sorunlar yaratılabilir” uyarısında bulunuyorlar.

Yazının Devamını Oku

Devre tatilciye ‘müşteri hazır’ çengeli attılar

21 Aralık 2009
BAZI kuruluşlar, devre tatil haklarını devretmek isteyenlerden “Elimizde hazır müşteri var” diyerek, 250 Euro ile 600 Euro arasında değişen bedelleri hizmeti vermeden peşin topluyor. Verilen sözlere, yapılan vaatlere rağmen satış işlemi gerçekleşmeyince de para iadesi yerine, ya yeniden ücret talep etme ya da izlerini kaybettirme yoluna gidiyorlar.

GLOBAL krizin etkisiyle üyelik haklarını devretmek isteyen devre tatilcilerin sayısında yaşanan artış, yeni bir iş kapısı yarattı. Palmiye, Tuay ve Artema gibi adlar altında faaliyet gösteren bazı kuruluşlar, devre tatil haklarını devretmek isteyenlerden “Elimizde hazır müşteri var” diyerek, 250-600 Euro arasında değişen hizmet
bedellerini peşin olarak topluyor. Verilen sözlere, yapılan vaadlere karşın satış işlemi gerçekleşmeyince de para iadesi yapmak yerine, bu kez ya yeniden
hizmet bedeli talep etme ya da izlerini kaybettirme yoluna gidiyorlar.

Adresler sahte çıkıyor

Bu kuruluşlardan Palmiye ve Artema, peşin ödenen hizmet bedellerinin satış işlemi gerçekleşmeyince, devre tatilcilere imzalattıkları sözleşmeyi gerekçe göstererek, geri ödeme yoluna gitmiyor. Satış için yeniden hizmet bedeli talep ediyor. Tuay ise işi baştan sıkı tutuyor. Hizmet bedelini peşin

Yazının Devamını Oku

Yılbaşı süsüne 60 milyon dolar gidecek, yangın riski artacak

20 Aralık 2009
Bu yıl 60 milyon dolara ulaşması beklenen yılbaşı süslerinde rekabetin kalitesiz ve ucuz ürünlere kayması, elektrik kontağından kaynaklanan yangın riskini artırdı. 5 milyon çam ağacının yanı sıra, 1200 farklı çeşit süsleme ve ışık sisteminin satıldığı pazarda, her 100 aydınlatma ürününden 30’unun yangına ve elektrik çarpmalarına yol açabilecek nitelikte olduğu ortaya çıktı.

YENİ yılın yaklaşmasıyla birlikte ithalatçı firmalar, bu yıl için 60 milyon dolarlık çam ağacı ve yılbaşı süsü satmanın planlarını yaparken, rekabetin kalitesiz ve ucuz ürünlere kayması, elektrik kontağından kaynaklanan yangın tehlikesini de beraberinde getirdi. 5 milyon çam ağacının yanı sıra, çandan noel babaya, ışıklı hortumdan fenere, çelenkten aranjmana, zincirden konfetiye kadar 1200 farklı çeşit süsleme ürününün satıldığı pazarda yapılan denetimler, ölümcül sonuçlar doğurabilecek tehlikeyi de gözler önüne serdi. Yılbaşı nedeniyle cadde ve evleri süsleyen her 100 ışık sisteminden 30’unun yangına ve elektrik çarpmalarına yol açabilecek nitelikte olduğu ortaya çıktı.
Kendinden ışıklısı var
Yeni yıl nedeniyle Türkiye’de 5 milyon çam ağacının süsleneceği hesapları yapılıyor. Fiyatların 5 TL’den başlayıp, 3 bin TL’ye kadar ulaştığı pazarda, kendinden ışıklı ve süslü ürünler ön plana çıkıyor. Her bütçeye uygun farklı seçeneklerin yer aldığı pazarda 15’i büyük olmak üzere ithalatçı firma sayısı 30’u buluyor. Bunlardan 10’u doğal görünümlü plastik çam ağacı ithal ederken diğer firmalar ev, işyeri ve mağaza vitrinlerini süslemede kullanılan ürünlere ağırlık veriyor.   
Krizde ucuz öne çıktı
Arkadaşımız Mehtap Özcan’ın yaptığı araştırmaya göre, aralık ayı ile birlikte geleneksel ışıklı yılbaşı ve noel süslemelerine ağırlık veren perakende zincirleri de satışlarını kendi mağzalarına çekmek için en ucuz yarışını başlattı. Süslerin 50 kuruştan, ışıklandırmanın 1 TL’den, yapay çam ağaçlarının ise 5 TL’den başladığı pazarda en fazla satışı gerçekleşen ürün ise gözlük, şapka, balon ve düdüklerin bulunduğu setler oluşturuyor. Katyon adı verilen bu setlerin fiyatları 60 kuruş ile 1.5 TL arasında değişiyor. Türkiye’de yılbaşı ağaçlarında en fazla tercih edilen boyut da 1.5 metre ile 2 metre arasında oluyor. Bu ağaçların fiyatları da 30 TL ile 150 TL arasında değişiyor.
Global krizin etkisiyle ucuz fiyatlı ürünlerin ön plana çıkttığı pazarda, yılbaşı ışıklandırmalarının yüzde 41’ini Çin’den ithal edilen ürünlerle gerçekleştiriliyor. Pazarda yüzde 35’le en fazla payı da bu ürünler alıyor. Işıklandırma ürünlerinde fiyat, 1 TL’den başlayıp 200 TL’ye kadar çıkabiliyor. Noel baba, geyik, çizme gibi yeni yılın simgesi olan figürleri duvara yansıtan sistemlerin fiyatı ise 10 TL’den başlıyor.
1200 farklı çeşit

Yazının Devamını Oku

‘Bayramda Vietnam’ sözünü tutmadı merkezini kapatıp internete kaydı

14 Aralık 2009
KURBAN Bayramı’nda giriştiği turlar için katılımcılardan 3’er bin Euro toplayıp, finans sorununu gerekçe göstererek turları iptal eden Karıncalar Turizm, Feneryolu’ndaki merkezini kapatmasına rağmen internetten yılbaşı ve sömestr tatili için rezervasyon yapmaya devam ediyor.

GLOBAL kriz yüzünden finansal sorun yaşayan tur şirketleri su yüzüne çıkmaya başladı. Bazı seyahat acenteleri, Kurban Bayramı’nda organize ettikleri alternatif turları gerçekleştirememesine rağmen, internet üzerinden yılbaşı ve sömestr tatili için rezervasyon yapmaya devam ediyor. Finans sorunu yüzünden geçen bayram organize ettiği turları gerçekleştiremeyen acenteler arasında Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği (TURSAB) çatısı altındaki Karıncalar Turizm de yer alıyor.
Vietnam’a götürecekti
Karınca Turizm, Kurban Bayramı’nda giriştiği Vietnam turu için katılımcılardan 3’er bin Euro toplayıp, finans sorununu gerekçe göstererek iptal yoluna seçti. Acente, Feneryolu’ndaki ofisini ve telefonlarını da kapattı, internetteki sitesini ise açık tuttu. Karınca Turizm, bu site üzerinden yılbaşı için katılım bedeli 1750 Euro olan Güney Hindistan ve 2 bin 250 Euro olan Senegal’e, sömestr tatili için de 3 bin 50 Euro’luk Vietnam, 3 bin 150 Euro’luk Ekvator-Kolombiya-Venezuela, 1775 Euro’luk Küba, 2 bin 350 Euro’luk Brezilya, 3 bin 150 Euro’luk Peru-Bolivya turlarının tanıtımını ve bu turlar için yeni rezervasyon yapmaya devam ediyor.
Ofisi açamıyoruz
Arkadaşımız Mehtap Özcan’ın yaptığı araştırmaya göre, organize ettiği alternatif turların iptaline gerekçe olarak, ilk önce salgın hastalığı, ardından da çalışanların domuz gribine yakalandığını gösteren Karınca Turizm’in mağdur ettiği Suna Özkök, Tezcan Efendioğlu, Nazan Belgisadi gibi tatilciler, yatırdıkları tur bedellerini geri alabilmek için haklarını yasal yollardan aramaya çalışıyor. Karıncalar Turizm ise, gönderdiği mektupta, ortadan kaybolma, kaçma gibi bir düşüncelerinin olmadığına dikkat çekerek, şunları dile getirdi: “Şirketimizin bir süredir içinde bulunduğu ekonomik darboğaz, bayram döneminde had safhaya ulaştı. Ödeme gücümüzün kalmaması, diğer borçlarımızın da baskısının neticesinde bayram sonrasında iş yapma yetimizi kaybettiğimizden dolayı ofisimizi açamıyoruz. Şirketin ortadan kaybolma, kaçma gibi bir düşüncesi söz konusu değildir. Panikle adil olmayan kontrolsüz işler yapmak yerine, bu sürede kafamızı toparlayarak, işin devamını getirmek için görüşmeler yapıyoruz.”

19 yıldır tur düzenliyor

DOĞA yürüyüşü ve dağcılık turları düzenlemek amacıyla 1990 yılında kurulan ve 1998 yılında TURSAB üyesi seyahat acenteleri arasına giren Karıncalar Turizm, özellikle Küba, Latin Amerika, Afrika ve Uzakdoğu ülkelerine alternatif turlar düzenliyor. Küba’nın Türkiye resmi acentesi de olan kuruluş, “Karınca Puan” uygulamasıyla da sadık müşterilerine katıldıkları turlardan para puan kazanmalarını sağlatıyor.

Dolandırıcı değiliz

Yazının Devamını Oku

Erkek bakımı 63 milyon Euro oldu tıraş köpüğü, jel ve şampuan buluştu

13 Aralık 2009
YILLIK hacmi 63 milyon Euro’ya ulaşan erkek bakım ürünlerinde rekabet tıraş sonrası ürünlere kaydı.

Hem tıraş köpüğü, hem de şampuan ve duş jeli olarak kullanılabilen fonksiyonel ürünler ön plana çıkmaya başladı. Rekabet tıraş sonrası kullanılan kolonyadan, krem ve balsama kaydı.

TIRAŞ süresini kısaltan yeni nesil jiletlerin piyasaya sürülmesinin ardından saç dökülmelerini önleyen şampuan ve serumların geliştirilmesi, yıllık hacmi 63 milyon Euro’ya ulaşan erkeklere yönelik ürün pazarını hareketlendirdi. Rekabeti tıraş sonrası ürünlere kaydıran firmaların bu yarışı, pratik çözümleri de beraberinde getiriyor. Pazarda, hem tıraş köpüğü hem de şampuan ve duş jeli olarak kullanılabilen fonksiyonel ürünler ön plana çıkarken, rekabet tıraş sonrası ciltte oluşan kızarık ve tahrişde kullanılan kolonya yerini krem ve balsamlara bırakıyor.
1.7 milyar Euro 
Son dönemlerde firmaların erkeklere yönelik ürünlere ağırlık vermesi, bu ürünlerin yıllık hacmi 1 milyar 700 milyon Euro’ya ulaşan kişisel bakım ürünleri pazarından aldığı payın da hızla artmasını sağlıyor. Bunda, balsam, jel, kolonya, deodorant, şampuan, losyon, duş jeli gibi erkeklere özel geliştirilen ürünlere farklı fonksiyonlar da eklenmesi etkili oluyor. Ciltte oluşan kızarık, tahriş, kuruluk gibi etkileri gidermede yardımcı olan ürünlere yönelik talepteki artış, Nivea, Arko, Gibbs, Fonex, Gillette, Fa, Avon gibi markaların da geliştirdikleri yeni ürünlerde pratik çözümlere ağırlık vermesini sağladı. Arko ve Fonex sadece erkeklere özel ürettikleri tıraş sonrası kremle cilt bakımının yanı sıra, içeriğinde bulunan Allontoin ve vitamin desteği sayesinde tıraş esnasında meydana gelen kesiklerin ve tahrişlerin de giderilmesinde yardımcı oluyor. Gillette’in yeni nesil tıraş bıçağı Fusion markasıyla geliştirdiği geller, cilt üzerinde koruyucu bir tabaka oluşturarak, bıçağın rahat kaymasını sağlarken, tıraş sonrası balsamı da cilt bakımına yardımcı oluyor. Eczacıbaşı’nın Nivea markasıyla piyasaya sürdüğü Active3 adlı yeni ürünü de, şampuan ve duş jeli özelliğinin yanı sıra tıraş jeli olarak da kullanılabiliyor.
Tıraşa hazırlık
Arkadaşımız Mert Temizkan’ın yaptığı araştırmaya göre, Türkiye’de jilet, köpük, jel gibi ürünlerden oluşan tıraşa hazırlık pazarı 45 milyon TL’lik hacme ulaşıyor. Kolonya, krem, losyon, balsam gibi ürünleri kapsayan traş sonrası bakım pazarının hacmi de 20 milyon TL’yi buluyor. Tüm bunlara deodorant, parfüm, şampuan gibi diğer bakım ürünleri de eklendiğinde, pazarın hacmi 63 milyon Euro’yu yakalıyor.

17 yaşında başlanıyor

Türk erkekleri tıraş olmaya 17 yaşında başlıyor. Haftada ortalama 2.8 kere tıraş olunuyor.

Yazının Devamını Oku

Kart puanlarını toplu harcamayı planlayanın bayram ödülü yanıyor

7 Aralık 2009
BANKALARIN kurban bayramı harcamalarını kendi kredi kartlarına kaydırmak için uygulamaya koyduğu kampanyalara, 5 güne kadar düşen süre kısıtlamaları getirmesi, kazanılan ödül puanların kullanılmasına fırsat kalmadan yanmasına yol açıyor.

44 milyon kredi kartıyla yılda 166 milyar 725 milyon TL’lik alışverişin yapıldığı Türkiye’de, kartla yapılan harcamalar bayram, yılbaşı ve özel günlerde doruk noktaya ulaşıyor. Bankalar, bu harcamaları kendi kartlarına kaydırmak için, her bayram ve özel gün öncesinde, ödül puan ve bedava kontör kazandırma gibi kampanyaları peş peşe uygulamaya koyuyor. Ancak, bankaların uygulamaya koyduğu bu kampanyalara, 5 güne kadar düşen süre kısıtlamaları getirmesi, kazanılan ödül puanların daha kullanılmasına fırsat kalmadan yanmasına yol açıyor. Bu da, kredi kartı kullanıcıları arasında ödül puan biriktirip, toplu kullanma alışkanlığından kaynaklanıyor.

Arkadaşımız Mehtap Özcan’ın yaptığı araştırmaya göre, kredi kartıyla en fazla harcama arife günü ve öncesinde yapılıyor. Geçtiğimiz şeker bayramında 1 milyar 136 milyon 561 Bin TL olan bu harcamalar, son Kurban Bayramı’nda ise 1 milyar 56 milyon 862 bin TL olarak gerçekleşti. Geçtiğimiz Kurban Bayramı’nda en fazla harcama, Arife’den önceki gün gerçekleşti. Arife’den önceki gün kredi kartıyla 597 milyon TL’lik alışveriş gerçekleşirken, bu harcamalar arasında giyim ve aksesuar ön plana çıktı. Arife günü ise market alışverişleri ağırlıklı olarak gerçekleşti. Bayram süresince de akaryakıt harcamaları ilk sırayı aldı.


Milyarlık para puan

Bankaların yılda 166 milyar 725 milyon TL’yi bulan kredi kartı harcamalarında kart sahiplerine kazandırdığı ödül puanların parasal değeri de 1 milyar TL’yi buluyor. Anlaşmalı işyerlerinden yapılan alışverişlerde kazanılan bu ödül puanlar, istenilen zamanda kullanılabiliyor. Bankalararası Kart Merkezi’nin (BKM) verilerine göre, her 10 kredi kartı kullanıcısından 7’si alışverişlerinde nakit puan toplamaya çalışıyor. Toplanan puanları biriktirip, belirli bir ürünün alımında kullananların oranı yüzde 50’yi bulurken, kart kullanıcılarının yüzde 34’ü de hesaplarında biriken puanların yaptıkları alışverişin toplam bedelinden düşülmesini istiyor. Geri kalan yüzde 16’lık kesim ise para puan hesaplarıyla fazla ilgilenmiyor. 


Yazının Devamını Oku