Paylaş
Çocukluğunu 80 ve 90’lı yıllarda yaşayanlar, duvardaki ilginç ahşap mekanizmaya gözlerini dikip, yeni başlayan saati haber veren kuşun çıkmasını bekleyen son bireyler oldu. Ahşap işçiliği ile süslenen, mekanik aksamı ile pile ihtiyaç duymadan kurularak çalıştırılan, bir dönem salonların baş köşesinden eksik edilmeyen ‘zaman makineleri’ ile karşılaşıp da çocukluk anılarına geri dönmeyen yoktur. Büyükanne-büyükbabaların sonsuzluğa uğurlanması ile bir sonraki nesle miras kalan guguklu saatler, teker teker ya depolara kaldırıldı ya da antikacılar üzerinde el değiştirdi. Şanslı olup da duvardaki yerini koruyabilenlerle karşılaşmak pek mümkün olmuyor. Aktif kullanımı büyük oranda yok olsa da 1700’lü yıllarda Almanya’nın ‘Kara Orman’ bölgesinde üretilmeye başlanan guguklu saatler, meraklıları için hala varlığını sürdürüyor. Tıpkı Başkent’te ismini bu nostaljik objeden alan restorandaki onlarca guguklu saat gibi...
GÖZLERDEN UZAK MEKAN
Konya Yolu ile Çetin Emeç Bulvarı’nın kesişiminde, gözlerden uzak bir mekan olan Guguklu Restoran’ın öyküsü, işletmecisinin, aile büyüklerinden miras kalan bir guguklu saati, mekanın duvarına asması ile başlıyor. O günden sonra her geçen gün sayıları artan nostaljik saatler, restoranın değişmez birer parçası haline geliyor. Saat meraklılarının ilgisini çekeceğini düşündüğüm mekanda, geleneksal lezzetlerini koruyan yemeklerin tadına bakıp, gugukluların 60 dakikada bir yerine getirdiği görevlerini izleyebilirsiniz. Guguklu’da masanızı seçtikten sonra zeytinyağlı köz patlıcan ve ezmeden oluşan küver ikram ediliyor. Çavdar ekmeği eşliğinde açlığınızı yatıştırırken menüden seçiminizi yapabilirsiniz. Açılışı yaptığım sebze katkılı domates çorbası, menüde ‘İspanyol çorba’ ismiyle anılıyor. Kıtır ekmekle birlikte servis edilen; maydonoz, yeşil biber, sarımsak, soğan, sirke, acı sos, fesleğen ve kekik ile zenginleştirilen çorbayı keyifle içebilirsiniz. Ana yemeğe geçmeden önce içli köfte molası verebilirsiniz. İnce bir bulgur tabakasının içine gizlenen kıyma, soğan ve baharat karışımı, kızartılarak hazırlanıyor.
TEL TEL DAĞILAN DÖNER
Ana yemek faslında kırmızı et sevenlere hitap eden iki farklı önerim olacak. Köfte ve döner arasındaki bireysel seçiminizi yaptıktan sonra kararınız köfteden yanaysa Guguklu köftenin şişte pişirilen halini sipariş edebilirsiniz. Makul baharat yoğunluğu ile etin tadını alabildiğiniz köfteler ince lavaşlar üzerinde servis ediliyor. Köftenin sunum arkadaşları ise Gaziantep’ten geldiğini öğrendiğim iri taneli tam bulgur pilavı ile yeşillikler oluyor. Mekanda, dananın uzun butunda, tranç olarak anılan bölgeden elde edilen etin kullanıldığını öğrendiğim dönerin hayli iddialı olduğunu söyleyebilirim. İnce yapraklar halinde kesilen döner, sunum aşamasında gizlendiği iki lavaşın arasında tel tel ayrılıyor. Lezzetli dönere; sumaklı soğan, köz biber, yeşillikler ve patates kızartması eşlik ediyor. Beyaz et sevenler ise Ankara’da çok az mekanda bulunabilen tavuk kelebeği tercih edebilir. Her tavuktan sadece bir tane elde edilebilen ince kemikli, yumuşak ve lezzetli beyaz et parçaları; bulgur pilavı, köz biber, yeşillikler ve patates kızartması ile birlikte sunuluyor. Kelebeği daha önce denememiş olanların, mutlaka tadına bakması gerektiğini düşünüyorum.
MANTI İÇİN KAYSERİ’YE GİTMEYE GEREK YOK
Guguklu’nun menüsünde, denenmesi gereken bir başka lezzet ise mantı oluyor. Mekandaki mantının Kayseri’de yöresel biçimde üretilip, geleneğe uygun biçimde servis edildiğini hatırlatmakta fayda var. Mekanın mantıları, kalın ve geniş hamur parçaları yerine ince ve içi dolu küçük misketçikler halinde hazırlanıyor. Kasede servis edilen mantının üzerine; yoğurt, salçalı sos ve tereyağı masanızda ayrı ayrı ekleniyor. Mantıyı suyu süzülmüş halde sevenlerden olsanız dahi, kasenize suyundan bir miktar ekletmenizde yarar var. Keza pişirme suyu, hem etine lezzetini alıyor hem de hamur parçalarının boğazınızdan geçişini kolaylaştırıyor. Mantı yemek için Kayseri’ye gitme imkanınız yoksa, mekandaki örneğini denemenizi öneriyorum. Guguklu’da sulu yemek sevenleri de mutlu edecek seçenekler bulabilmek mümkün. Tadına baktığım etli kuru fasulye, tel tel dağılan pirinç pilavı ile patates ve bezelye parçaları içeren terbiyeli köfte tam not aldı.
SICAK VE GEVREK GÜL BAKLAVASI
Mekanda tatlı kapanışı, Kayseri yöresinin geleneksel lezzetlerinden biri olan gül baklavası ile yapabilirsiniz. Elde açılan incecik yufkaların arasında cevizler gizleniyor. Tereyağı eklenerek fırına verilen baklava, şerbeti eklendikten sonra servise hazır hale geliyor. Bir miktar vanilyalı dondurma ile sipariş edebileceğiniz baklavanın servis öncesi ısıtılmasını isteyebilirsiniz. Sıcağı görünce gevrekleşen baklava, soğuk haline göre daha keyifli bir tatlı kapanış vadediyor.
Paylaş