Yurtdışı piyasalar koalisyonu konuşmaya başladı

YURTİÇİ piyasalar, bir yandan küresel likidite hareketlerini izlerken, artık içeriye, siyasi gelişmelere de yakından bakmaya başladılar.

İçerdeki piyasa oyuncuları, Cumhurbaşkanlığı tartışmalarını yakından izleyip, bu seçimlere ilişkin neler olabileceğini tartışırken, yurtdışı piyasalarda cumhurbaşkanlığı seçiminin daha rutin bir olay olarak görüldüğü açık.

İçerdeki oyuncular, önce cumhurbaşkanlığı seçimini, buna bağlı genel seçimlerin erkene çekilip çekilmeyeceğini ve seçimlerden çıkacak sonuçları tartışıyor. Dışarıdaki oyuncular ise şimdiden genel seçimler sonrası ortaya çıkacak tabloyu tartışmaya başladılar.

Yurtdışındaki piyasalardan aldığımız izlenim o ki; yurtdışı piyasalar şimdiden seçimler sonrası oluşabilecek koalisyon senaryolarını da tartışıyorlar. Nasıl Cumhurbaşkanlığı seçiminin Türkiye’ye özgü koşulları olduğunu göz ardı ediyor, normal bir seçim gibi görüyorlarsa, aynı şekilde, seçimlerden "ille de tek parti iktidarı çıkması" da yabancılar için bizim işadamlarımızın verdiği öneme sahip değil.

Batılı, çağdaş bir ülkede nasıl Cumhurbaşkanlığı seçimleri, normal siyasi tartışmalar sonrası yapılır, bu bir rejim sorunu haline getirilmezse, yabancılar, "Genel seçimler de erken ya da zamanında yapılır ve çıkacak sonuca bağlı olarak, nasıl olsa bir hükümet kurulur, bu da bir rejim sorunu, ya da istikrarsızlık sorunu haline gelmez" diye bakıyorlar...

Halbuki içerdeki oyuncular Türkiye gerçeğini çok daha iyi bildikleri için, önce Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin bir sorun olmadan atlatılıp atlatılamayacağına bakıyorlar. İşte bu nedenle, Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt’ın "sözde değil özde cumhuriyet ilkelerini benimsemiş bir cumhurbaşkanı" tanımının içine doldurmaya çalışıyorlar. AKP’liler doğal olarak "Genelkurmay Başkanı çok iyi konuştu, Başbakan dahil zaten tüm AKP’liler sözde değil özde cumhuriyet ilkelerine bağlıdır" deseler de, Büyükanıt’ın bunu kastetmediğini çok iyi biliyorlar. İşte bu nedenle piyasaların gözü sürekli gelecek yeni açıklamalarda oluyor.

Piyasalardaki oyuncular bir yandan, elbette, temmuzda seçim olup olmayacağını, özellikle merkez sağda ittifak veya birleşmelerin gündeme gelip gelmeyeceğini, yapılacak seçimler sonucunda kaç partili bir Meclis’in oluşabileceğini, hangi partinin kiminle koalisyon kurabileceğini de tartışıyorlar ama önce baktıkları Cumhurbaşkanlığı seçimleri...

GÜVEN VERMELERİ GEREKİYOR

Bu arada Ankara’da, özellikle DYP-ANAP ittifakı, bunların arasında DSP’nin girip giremeyeceği konuşuluyor, çeşitli temaslar yapılıyor. Bununla birlikte Saadet Partisi, BBP’nin de içinde olacağı, başka ittifaklar da kulislerde yoğun olarak konuşuluyor.

Dışarıdaki oyunculara sorduğunuzda ise koalisyondan korkmadıklarını ama özellikle CHP’nin ekonomi politikaları konusunda endişeleri olduğu izlenimini ediniyorsunuz. Bir ölçüde MHP için de aynı kaygı söz konusu olabiliyor.

Yani seçim sonrası AKP’nin tek başına gücü yetmezse, DYP ile bir koalisyona girebileceği belirtilirken, bu uygun bir formül olarak, yurtdışı piyasalarda da öne çıkıyor.

Bizce iç ve dış piyasalara güven vermek için, CHP ile MHP’nin de bir an önce girişimlerde bulunması gerekiyor. Yani dış piyasalara, uygulanan ekonomik politikalarda radikal değişiklikler yapmayacaklarını, piyasa ekonomisine devam edeceklerini, AB konusunda muhalefetteki kadar sert olmayacaklarını, bir şekilde anlatmaları gerekecek.

Bizce hangi parti gelirse gelsin, uygulanan politikalarda değişiklik olmayacaktır. Başta öyle görünüm verenler de, AKP gibi, daha sonra piyasanın getirdiği noktada buluşacaklardır.

Ancak işalemindeki, piyasalardaki koalisyon korkusunu silebilmek için, kamuoyunun önüne daha çağdaş bilinen ekonomi kurmayları ve programlarla çıkmaları gerekiyor. Bu da yetmez; gerekirse yurtiçinde ve dışında dolaşıp, piyasalara güven verecek toplantılar yapmaları gerek.

Vatandaşın "yeni bir kriz" kaygısı duymadan, gönül rahatlığıyla oy vermesi sağlanmak isteniyorsa, tüm partilerin, özellikle de endişe duyulan bu 2 partinin, ekonomik istikrarın bozulmayacağı, küreselleşme uyumunun süreceği konularında güven vermeleri gerekir.
Yazarın Tüm Yazıları