MERKEZ Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz önceki gün Kayseri’de işadamlarına konuşurken, küresel dalgalanmanın Türkiye’ye henüz önemli bir etkisi olmadığını ama önümüzdeki dönem için riskler ve belirsizliklerin büyüdüğünü söylemiş.
Şu ana kadar yaşanan sorunun likidite sorunu olduğunu ama artık "iflas sorunu"na doğru gidildiğini kaydeden Başkan, dünyanın tümünde bir yavaşlama olacağını söylemiş.
Reuters tarafından yapılan son anket Başkan Durmuş Yılmaz’ı teyit ediyor. Ankete göre ABD ekonomisinin resesyona girmesine verilen ihtimal yüzde 45’ten 60’a yükselirken, aynı oran İngiltere için yüzde 25 ve Euro Bölgesi için yüzde 15 gibi artık ciddiye alınması gereken oranlara ulaşıyor.
İşte bu tablo, açıkca söylemese de, yeni milli gelir rakamlarıyla işi örtmeye çalışsa da, AKP Hükümeti’nin "büyümeyi artırmak" için önlem aramaya itiyor. Ancak bu arayışlar, daha önce de sık sık sözünü ettiğimiz mali disiplini bozan, enflasyonu azdıracak noktalara gidiyor.
HÜKÜMETE UYARI
Merkez Bankası Başkanı işte bu eğilimi gördüğü için, yine Hükümete uyarıda bulunup, "ihtiyatı elden bırakmayalım, yılbaşında ortaya konan bütçe sınırları içinde kalınması önemli" diye konuşmuş.
İyi de hangi bütçe, hangi sınırlar?...
Zaten Hükümetin yapmaya çalıştığı şey; harcamaları bütçenin dışına çıkarmak, yeni fon benzeri organizasyonlarla, harcamaları artırıp, büyümeyi desteklemek...
Bizce mali disiplin vurgusunu başta Başkan Durmuş Yılmaz olmak üzere, herkes çok daha sık ve yoğun olarak yapmalı. Çünkü şu anda Türkiye’nin yaşadığı sorun büyümeden çok mali disiplin sorunu. Yani AKP Hükümeti’nin niyet ettiği, "enflasyonun yeniden yükselmesi pahasına, büyümeyi yüksek tutalım" tavrı, Türkiye’yi uzun yıllar büyümesiz bırakacak kadar tehlikeli bir tavırdır.
PİYASALAR KAYGILI
Yine tekrarlayalım; eğer mali disiplin bozulursa, eğer enflasyon yeniden çift haneye çıkarsa, büyüme adına göz yumulan bu artış, Türkiye’deki riskleri çok daha büyütecek, yüksek cari açıklarla birlikte, içinden çıkılmaz bir hal alacaktır.
Piyasalar da artık bu kaygıyı duymaya başladılar. Bankaların iktisat raporlarında önümüzdeki döneme ilişkin yorumlar yapılırken, büyümeye ilişkin kaygıların devam ettiğini söylüyorlar ama asıl tehlikeyi, "bütçedeki toparlanmanın yeterli ve kalıcı olmaması" olarak görüyorlar. Daha dün bir banka raporunda "Yeniden bozulan enflasyon görünümü ve buna bağlı olası para politikası tepkisinin ise, genel görünümde iyileşmenin önündeki en önemli engellerden biri olabileceğini düşünmekteyiz" deniyordu.
Özetle; Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz’ın da üzerinde durduğu gibi ABD’deki kriz giderek derinleşiyor ve Avrupa’ya sıçrama olasılığı giderek yükseliyor. ABD’de de zararlar örtülmeye çalışılıyor ama artık iflasların gelmesi kaçınılmaz. Buna karşılık Avrupa ülkelerinde devlet zoruyla zararların, risklerin çok fazla örtülmeye çalışıldığını da herkes biliyor. Ancak zararları örtseniz de, likidite verseniz de bunun çözüm olmayacağını, sonuçta varlıkların el değiştirmesi ve iflasların geleceğini de herkes biliyor.
PİYASALARA GÜVEN
Böyle bir ortamda Hükümetin sıkı sıkıya sarılması gereken temel unsurlar; mali disiplin ve piyasaya güven verilmesi olması gerekir. Ancak bu dönemde sahip olmamız gereken en önemli iki unsurun ikisi birden yitiriliyor.
Hükümet de bilerek ya bilmeyerek, bu gelişmeleri sadece seyretmekle yetiniyor.