Türban gündeme geldi bir kere, ekonomiye sıra gelmez
Paylaş
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
TÜRBANLA ilgili tartışmaları hep birlikte izliyoruz. Yıllardır süren bu tartışmalardan yılgınlık gelmiş bazı kişilerin, hangi görüşte olurlarsa olsunlar, "Aman gündeme gelsin de biran önce ne olacaksa olsun, artık çözüme kavuşsun da şu çatışma konusundan kurtulalım" dediğini biliyoruz.
O kadar zamanlaması gereksiz bir çatışma konusu ki, çünkü....
Şu kadarını söyleyelim ki; türban tartışması bir kez gündemin baş sırasına oturdu ve sonuç ne olursa olsun, bu tartışma kolay kolay gündemimizden inmeyecek.
Bir kere AKP’lilerin pek çoğunun "kamuda da türban olacak ama aşama aşama geçeceğiz, üniversite ilk adım olacak" diye düşündüğünü biliyoruz. Bazı AKP’li milletvekilleri bunu açık açık da söylediler zaten...
GEREKSİZ ÇABA
Böyle bir niyet ile laik bir devlet idaresi uyuşabilir mi?
Türbanı anayasa değişikliği ile üniversitelerde serbest bırakmak kadar, bizce gereksiz bir çaba olamaz.
Bu sorunun geniş bir mutabakat aranarak, en fazla yasa değişiklikleri yapılarak çözülmesi gerekirken, en üst seviyeye çıkarılmış, dolayısıyla da "laik devlete karşı bir tehdit" korkusu oluşturulmuş durumda.
Lisedeki de yakında türban istemeyecek mi?
Şu yönü de var ki; üniversitede türban serbestisi tanıyacağınız bir kadın örneğin hukuk fakültesini bitirip, yargıç olmaya kalkıştığında, siz buna devlet memuru hakkı vermeyecek misiniz?
Üniversitede türbanla okuyan, yargıç kürsüsünde bu türbanı takmak istemeyecek mi?
Türbanı taksa da takmasa da, karşısına gelen türbanlı ve türbansız kadınlar arasında ayrım yapma, yorumunu belli yönde oluşturma eğiliminde olmayacak mı?
TOPLUMSAL TEDİRGİNLİK
Başbakanının bir süredir söylediği, "kişiler laik olmaz devlet olur" sözü, bu örnekte nasıl geçerli olacak. Sonuçta laik devlet ve onun memuru değil mi bu? " Velev ki siyasi simge" devlete taşınmış, yargıç makamına oturmuş olmayacak mı?
Sonuç olarak bu tartışma konularını rahatlıkla uzatabilirsiniz.
Bu argümanların çoğu haklı argümanlar ve toplumda belirli bir tedirginlik oluşmuş durumda.
Şimdi AKP’nin "türban sadece üniversitede serbest olacak" tezini işleyip bu korkuyu yenmeye çalışacağını duyuyoruz. Bu korkunun yenilmesi, bu aşamadan sonra, artık çok zor.
Onun için diyoruz ki; türban konusu gündeme geldi bir kere ve kolay kolay inmez artık...
TÜRBANI GETİREN KAYITDIŞI İLE MÜCADELE EDER Mİ?
Peki ekonomi ne olacak? Yine türban tartışacağız, o arada küresel kriz derinleşirse, herkes zarar görecek, biran önce bunları bırakıp ekonomiye bakmamız lazım diyoruz...
GEÇİŞTİRİCİ SÖZLER
Ancak Hükümetten ekonomi için sürekli geçiştirici sözler duyuyoruz.
Bu konudaki sorular için Dışişleri Bakanı Ali Babacan ve aynı sözleri tekrarlayan Mehmet Şimşek, bunun bir özgürlük sorunu olduğunu, bu konunun zamanlamasının olmayacağını, özgürlükleri kuvvetli olmayan ülkelerin krizi yakalanacağını söylüyorlar...
Bu sözlerin inandırıcılığı olmadığı gibi, bu bakanların da pekala bildikleri gibi; türban tartışması kırılganlığı artırıp, kriz karşısındaki savunmamızı zayıflatıyor.
Peki türbanı bırakıp da hangi ekonomik konuya yoğunlaşsınlar?
Bizce asıl sorun da burada, ne yapılacağı bilinmiyor.
Şimdiye kadar IMF programı vardı, reçete belliydi, iyi-kötü, zamanında-gecikerek bu yolda gidildi.
REFORMLAR NE OLACAK
Asıl sorun yeni bir vizyon oluşturmakta, ikinci nesil reformlar ve mikro tedbirlerin ne olacağını bilmemekte.
Örneğin önümüzdeki dönem ekonomi için yeni vizyonlardan birinin "kayıtdışı ile mücadele" olduğu söyleniyor.
Herkes artık bu adımın atılması gerektiğini konuşuyor.
Şimdi bir düşünün... Türban popülist bir konu ve türban konusunda AKP’nin, hatta MHP’nin destek umduğu kesimler belli. Bu kesimler aynı zamanda kayıtdışının yoğun olduğu kesimler değil mi?
Türbanı birinci gündem maddesi yapanlar kayıtdışı ile samimi olarak mücadele ederler mi? Ekonominin geleceğini, vizyonunu bunun üzerine kurarlar mı?
Umarız dünyadaki kriz büyümez, aksi takdirde işimiz çok zor...