Temmuzda baskın seçim ihtimali ve IMF ilişkileri

BİR süredir söyleniyordu ama son günlerde, "Cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra AKP’nin Temmuz’da erken seçime gideceği" yolundaki söylentiler, bir hayli arttı.

Şu kadarını söyleyelim ki; Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı’na aday olup olmayacağı tartışmaları kadar, son günlerde erken seçim spekülasyonları da yapılıyor.

Kimisi "Eğer Temmuz’da erken seçim varsa, bu mutlaka Tayyip Erdoğan’ın da Cumhurbaşkanlığına aday olacağını gösterir" yorumunu yaparken, kimileri ise "Erdoğan Cumhurbaşkanı olsa da olmasa da, Temmuz’da erken seçim olacağı" görüşünde. Bunun nedeni olarak da "Erdoğan Cumhurbaşkanlığı’na çıkmazsa, ’Ben ülkemi düşündüğüm için yukarı çıkmadım, gerginlik istemiyorum" deyip, arayı soğutmadan seçime gitmesi yerinde olur" gerekçesini belirtiyorlar. Zaten Cumhurbaşkanlığı’na çıkarsa, o zaman Temmuz’da seçim ihtimalinin yükseleceği de söyleniyor.

Bunlar tabi ki sadece söylentilerden ibaret değil. Tayyip Erdoğan’a yakın çevreden sızan duyumlar söz konusu. Yanısıra, örneğin, geçen gün görüştüğümüz bir bankacı, bir AKP’li yöneticinin bir-iki hafta önce ABD’de görüştüğü bankacılara durup dururken, "Zaten Temmuz’da erken seçim yapacağız" dediğini de söyledi.

Bizce bunun adı erken seçim olmaz, "baskın seçim olur" ve yanlıştır.

Her şeyden önce, şu anda piyasaların önem verdiği konulardan birinin seçimlerin Kasım ayında yani zamanında yapılması bunun için Başbakanın verdiği sözlere bakıldığı unutulmamalı. Yani baskın bir seçim olursa bizce bu piyasalarda karışıklığa neden olabilir.

Bunun da ötesinde demokrasi açısından da baskın seçim yerinde bir karar olmaz. Ne olursa olsun Cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra halka, genel seçimlerle mevcut rejimi dengeleyecek unsurları oluşturma imkanı ve bunun için gerekli zaman verilmelidir.

Düşünsenize; Erdoğan Cumhurbaşkanı olup bir de Temmuz baskın seçimiyle AKP’nin çoğunluk iktidarı perçinlenirse, şekil olarak sorun gözükmese bile, rejim açısından sorun algılanmaz mı?

Bütün bu söylentiler Ankara’da yoğunlaşmaya başlarken, bunun üzerine IMF’le yapılan görüşmeler ve sonrasında yapılan açıklamalar geldi.

SEÇİME GİDERKEN 4 KATRİLYONLUK TEDBİR

Devlet Bakanı Ali Babacan, IMF heyetinin dönüşünden sonra yaptığı açıklamada, 6. gözden geçirmeye dönük çalışmalarda, elektrik zammı dahil, KİT dengesi dışında, genel hatlarıyla IMF heyetiyle mutabık kalındığını söyledi. Babacan, 2007 bütçesinde, geçen yılki 0,3’lük tavan aşımı ve bu yılki sapma toplanıp, milli gelirin 0,6’sı oranında tedbir alınacağını söyledi.

Babacan’ın söylediği tedbirlerin toplamı 3.8 milyar YTL, yani 3.8 katrilyon lira ediyor. Babacan bunun da tasarrufla elde edileceğini söylüyor.

Yani belli ki bu tasarruf tedbiri de, yatırım kaleminden yapılacak kısıntıyla yerine getirilecek.

İşte burada "seçime giden bir hükümetin yaklaşık 4 katrilyon gibi yüksek bir seviyede tasarruf edip edemeyeceği, hele hele bunu seçim öncesi piyasayı rahatlatmak için başvurulan yatırım ödeneklerinden yapılmasının mümkün olup olmadığı" sorusu geliyor.

Buradan yola çıkarak, Temmuz’da erken seçim yapmanın, IMF’le ilişkileri de rahatlatacak bir karar olarak görülebileceği sonucu çıkarılabilir.

Elbette, Babacan’ın yaptığı tasarruf açıklamalarına bakıp, Temmuz’da seçim yapılacak demek, çok fazla zorlama bir yorum olacaktır.

Ama insanın aklına, "Acaba Temmuz’da seçim yapılıp, daha sonrasında yapılacak tasarruflarla yılın tümünü kurtarmak gibi bir niyet olabilir mi?" sorusu da geliyor.

O veya bu nedenle, Temmuz’da baskın seçim yanlış bir karar olur. Bunun piyasayı gereceği, siyasi tansiyonu yükselteceği ve ekonomiyi olumsuz etkileyeceği aşikar...
Yazarın Tüm Yazıları