AKP Hükümeti’nin yarattığı tahribatın belki de en yoğun yaşandığı alan bağımsız kurumlar.
AKP Hükümeti geldiğinden buyana, aslında ekonomik programın çok önemli ayaklarından biri olan, regülasyon kurumlarını etkisiz kılmak için elinden geleni yaptı. Halbuki bu kurumlar, başta ekonomide olmak üzere, Türkiye’nin küreselleşmeye uyumu, AB dahil gelişmiş dünyaya eklemlenmesi için sağlıklı çalışmaları şart olan kurumlardı. Ama tek parti iktidarının kendilerine verdiği "aşırı kendine güven" nedeniyle, her alanda siyasetin, politikacının elinin olmasını istediler ve yetkilerini alabilecekleri kurumların yetkilerini budayıp, alamadıklarına ise çeşitli yöntemlerle, teknisyenliği değil kendi partilerine yakınlığı kıstas alarak atama yaptılar.
Sonuç olarak bağımsız kurumlar bu Hükümet döneminde ciddi erozyona uğradı.
Şimdi koalisyon hükümeti tartışmaya açıldı ama koalisyon dönemlerinde devletin aksamadan çalışması için gereken kurumların başında bu bağımsız kurumların geldiği unutuluyor. Aynı şekilde bürokrasinin siyasi kadrolaşmayla yıpratıldığı da açık.
İşte bu nedenle önümüzdeki dönem bağımsız kurumların etkinliğini artırılması, siyasi kadrolaşmaların önüne geçecek, kurul üyesi atama sisteminin düzeltilmesi gerek.
Bu dönemde zaafiyet yaratılan alanların başında sermaye piyasası geliyor. Halbuki enflasyonun düşmeye başladığı ortamda sermaye piyasaları hem sermayenin tabana yayılması, hem ucuz fon temini için, gerek geniş halk kesimleri gerekse de iş alemi için vazgeçilmez bir piyasadır. Bir sermaye piyasası düşünün ki; düzenlemeleri yapan kurumun başı yok. Bununla da kalmıyor, sermaye piyasasının en önemli kurumlarından İstanbul Menkul Kıymetler Borsası’nda (İMKB) yapılan idari düzenlemelerle, tümüyle zaafiyet yaratan bir ortam oluşturuldu.
Sohbet ettiğimiz bankacılar, işadamları, sermaye piyasasında yapılan yanlışların artık ayyuka çıktığını, ekonomi açısından tahribata yol açan bir düzeye geldiğini söylüyorlar. SPK’nın Başkanı üç aydır atanamıyor. İlgili Bakan Abdüllatif Şener önerisini yaptı, Başbakanlık işleme koymadı ve atama kararnamesini cumhurbaşkanlığına göndermedi. Şimdi yeni Cumhurbaşkanı seçilince ne olacak? Gelecek kişi, baştan şaibeli, "AKP’ye yakın kişi" damgasını, olmasa bile, yemeyecek mi? Böyle bir kişi sermaye piyasasına nasıl güven verecek? Yani yanlışlar devam ediyor...
KİK DE ÇALIŞAMAZ
HALDE
Sermaye piyasasının ikinci önemli kurumu, hem de uygulamacı olan, İMKB’de ise durum, belki daha da içler acısı. Emekli Sandığına tabi olmamalarına ,emeklilik başta olmak üzere devlet memurları ayrıcalıklarına tabi olmamalarına rağmen İMKB’nin başkan ve başkan yardımcıları, birdenbire devlet memuru muamelesi görüp, maaşlarının yarısı ellerinden alındı. Özellikle başkan yardımcıları aylardır maaş alamıyor bir anlamda "siz fazla maaş almışsınız şimdi almayın" deniyor. İşleri asıl götüren teknisyenler olan başkan yardımcılarının düştüğü durumu görebiliyor musunuz?. Altlarındaki kişiler kendilerinin iki katı maaş alırken, bu başkan yardımcıları nasıl talimat versin, nasıl dikkat gereken işlerini yürütebilsinler?
Duyduğumuza göre Bakan Şener, SPK’ye bu durumu düzeltin diye talimat vermiş ama bir aydır yapılan bir şey yok. Başı olmayan bir kurum böylesine kritik bir konuda nasıl karar alacak?
Bu düzenlemeyi Bakanın yapmadığı söyleniyor ve bu durumda ve sanki biraz da "Başkan maaşı inecek diye yardımcılarının maaşını indirmiş" görünümü ortaya çıkıyor.
Sermaye piyasasının içine düşürüldüğü durumu bilmem biraz anlatabildim mi?
Enflasyon düştü, özel sektörün önemli finans kaynaklarından tahvil ihraçları nihayet başlıyor derken, SPK ve İMKB’nin içine düşürüldüğü bu durumla sağlıklı sermaye piyasası olabilir mi?
Bu arada diğer kritik düzenleme kurumu Kamu İhale Kurumu’unda KİK) görev süresi dolan üyelerin yerine atama yapılmadığı için 8 üyelik boşaldı ve çalışamaz hale geldi. Şimdi bunun için de Cumhurbaşkanlığı beklenecek herhalde. Devlet idaresi bu mantıkla götürülebilir mi?