HATIRLAYALIM, devlet, tek tek bireylerin yerine getiremeyecekleri, birlikte yaşamak için gereken düzenin kurulup, yürütülmesinden sorumludur. Bu sorumluluk içinde kişilerin haklarını korumak, yükümlülüklerini belirlemek, mümkün olduğunca herkesin yararına olabilecek biçimde kurulan düzene ayrıcalıksız, herkesin uyumunu sağlamak da vardır.
Güvenlik de devletin görevlerinden biridir, ortak yaşamın temel unsurlarındandır. Devletin görevlerinden biri de kişilere ait özel bilgilerin korunmasıdır. Bu bir anlamda kişilerin güvenliğini sağlamakla aynı anlama gelir. Devlet sırrı, ticari sır, banka sırrı gibi kavramlar bu nedenle vardır ve bu nedenle Anayasa güvencesine alınmıştır.
Bu nedenle sadece mahkemeler, o da konuyla ilgili gereklilik doğduğunda, bu bilgilere sahip olabilirler. Sırları açıklamanın da, bu nedenle yasalarda yazılı cezaları vardır.
Maliye’de yaşanan son skandal, zaten bir süredir şüphelenilen ticari sır ve banka sırlarının ortaya döküldüğünün somut bir göstergesi oldu. Bu sırların daha önce bazı gazetelerde yayımlandığına şahit olmuştuk, şimdi bunun sistemli bir iş olduğu ortaya çıktı.
Peki, bu sırlara kimler, ne için sahip olurlar, bu sırlar nerelerde kullanılır?
Eğer birilerinin asli işi bu değilse, bu sırra sahip olmaması lazım. Neden sahip olmak ister sorusuna masum biçimde "dedikodu gibi bir şey" diye yanıt verme imkanı yoktur.
Bu bilgi resmi makamlardan gelmedikten sonra, mahkemelerde yani yargıda kullanılamayacağına göre; insanlar bu bilgilere, sırlara neden sahip olmak isterler?
Bu sorunun yanıtı açık. Bu bilgilere sahip olanların amacı, bilgisini, sırlarını aldıkları şirketlere ve kişilere karşı bunu bir baskı unsuru olarak kullanmaktır.
Yani maddi ya da manevi menfaat sağlamak için bu sırlara sahip olmak isterler.
Bunun örneklerini çok gördük; aldıktan sonra bu sırlar kişi ya da şirketlere karşı bir tehdit unsuru olarak kullanılır, karşılığında da maddi menfaatler elde edilebilir.
Bu sırlar siyasi olarak da, kişisel husumet ve öc almak için de kullanılır. Siyasi hasımları altetmek, öc almak için bu sırların kamuoyuna açıklandığı da görülmüştür.
SAKLAMAK HÜKÜMETİN GÖREVİ
Sırları saklamak kimin görevi derseniz açık: İdarenin görevi. Yani Anayasa’da, yasalarda yazılı olan esaslar çerçevesinde, yürütmenin yani Hükümetin ve Yargının görevi.
Yaşadığımız son olayda birçok şüphe var. Bu sırlara kim, ne için sahip olmuştur, bu sırlar ne için kullanılmıştır, sonucu ne olmuştur, mutlaka ve mutlaka açığa çıkarılmalıdır.
Herşeyden önce de bu sırları görevi olmadığı halde alanların, ifşa edenlerin ve eğer sistem hatalıysa bu sistemi kuran ve yönetenlerin mutlak sorumlulukları olduğu unutulmamalı.
Eğer bu işin başındakiler bu sırları bilerek, kasıtlı ve bilinçli bir operasyon çerçevesinde alıp, baskı unsuru olarak kullanılmasını sağladılarsa, maddi manevi menfaat için kullanılmasına alet olmuşlarsa, zaten buralarda artık bir dakika bile durmamaları gerekir.
Herkes biliyor ki; bu operasyon Maliye tarafından yapılan zamanlama ile basına, kamuoyuna duyuruldu. Niye şimdi olduğunun da mutlaka irdelenmesi ve yanıtının bulunması gerekir.
Bu skandalda, operasyonda o kadar çok soru işareti var ki...
Sistemin çalışması konusunda bile sorular tam olarak yanıtlanamıyor. Neden, bu sistemi yürütenler, bu kadar soru işaretine rağmen basın toplantısı yapmıyor, anlaşılır gibi değil.
Örneğin "denge" için Hükümet üyeleri ve yakınlarının bilgilerine, sonradan, toplu girişler yapıldığı, aslında bu operasyonun muhalefet ve muhalifleri susturmak için planlandığı ve uygulandığı konusunda ciddi iddiaları gündeme getirenler var. Bu iddialar ne olacak?
Özetle; devlet sırlarını olduğu kadar, ticari sırları da banka sırlarını da saklamak devletin, devleti yönetmekle görevli olanların sorumluluğundadır. Bu sorular mutlak yanıt bulmalı.