BAŞBAKAN Tayyip Erdoğan, son büyüme rakamları için "ufak bir sendeleme oldu" demiş.
Haklıdır, son büyüme rakamları sendeleme olarak değerlendirebilir ama sendeledikten sonra doğrulmak gerek. Doğrulmak için de çaba gerek.
Normal, ayakta dururken harekete geçmek için belli bir çaba gerekirken, sendeledikten sonra doğrulup harekete geçmek için ise daha fazla çaba gerek...
Türkiye İşverenler Sendikası’ndaki (TİSK) konuşmasında büyüme rakamlarının yanı sıra enflasyonda da hedefe ulaşılamamasını bir sıkıntı olarak değerlendiren Başbakan, bu konudaki dünyadaki gelişmelerin ise göz ardı edilmemesini istemiş.
Tam da bizim söylediğimiz bu işte... Daha doğrusu uzun zamandır dünyadaki gelişmeler kötü, hala bir belirsizlik var ve bundan Türkiye ve diğer gelişmekte olan ülkelerin, ne olursa olsun, etkilenmesi kaçınılmaz diyoruz. İşte bu nedenle birkaç aydır ısrarla diyoruz ki; bu küresel ekonomideki olumsuzluktan daha az etkilenmek için, biran önce IMF’le 7. gözden geçirmeyi tamamlayın ve ardından yeni ekonomi politikaları açıklayın. Açıklayın ki; piyasalara güven verilsin, önümüzdeki yılı en azından küçük hasarlarla atlatabilelim...
Ama bizce bu uyarılara rağmen, seçimden sonraki anayasa tartışmalarının tüm enerjinin harcanmasına yol açmasının da etkisiyle, ekonomiye bir türlü el atılamadı.
Son büyüme rakamları da, enflasyon rakamları da öyle küçük sıkıntılar demekle geçiştirilemez. Çünkü bu veriler önümüzdeki döneme ilişkin uyarıları somut hale getirdi.
Enflasyon rakamlarına "ama hálá tek hanede" diye sevinmek, enflasyonla mücadeleyi hafife almak demektir. Unutmayalım ki; enflasyondaki hedef yüzde 4 ve yılsonu en azından yüzde 8 olarak gerçekleşecek. "Sapma 4 puan" diye sorunu küçültmenin de bir anlamı yok, çünkü bir başka deyişle sapma yüzde 100. Yani hedefin 2 katı bir gerçekleşme var.
Bütün bunlara rağmen, bürokratların bir süredir ciddi uyarılarda bulunmalarına rağmen, bakanların bu konuda rahat görünmeleri ise, belki amaçladıkları gibi panik havasını önlemeye dönük ama, piyasaların da artık moralini bozuyor.
IMF Heyetinin nihayet bugün geleceği açıklandı. Noel tatili nedeniyle fazla kalacaklarını ve 2008 Ocak ayı sonundan önce, 7. gözden geçirmenin sonuçlandırılabileceğini sanmıyorum. Bu arada 7. gözden geçirme için, yıllardır bekleyen elektrik zamlarının da artık geleceğini söyleyebiliyoruz. Yıllardır kaç defa söyledik ama sonunda yapılacak gibi...
Özetle; Hükümetin piyasalara güven verebilmesi, piyasa oyuncularının önümüzdeki yılı görebilmeleri için mutlaka ciddi önlemler gerekiyor. Umarız ciddi bir çaba vardır...
EMİN ÖZTÜRK’ÜN ARDINDAN
Türk Ekonomi Bankası (TEB) Başekonomisti Emin Öztürk’ü, çok genç yaşta kaybettik. Emin Öztürk her şeyden önce iyi bir insan ve iyi bir iktisatçı idi.
Merkez Bankası’nda kazandığı iktisatçı ünvanını daha sonra özel sektörde devam ettirdi. Çok sevdiği Merkez Bankası’nda, özellikle bir ara iktidar olan "kuralsız ve her anlamda fütursuz yönetim"e karşı nasıl mücadele ettiğini, sonuçta "Bir Merkez bankacı" olarak kurumundan hiç istemeden nasıl ayrıldığını hatırlıyorum da...
Emin dik bir insan, dik bir iktisatçı idi. Aykırılığı, sürüden olmayışı nedeniyle zaman zaman üslubu çok sert olabiliyordu ve bunun farkındaydı. "Huysuz adam" denildiğini biliyordu ama doğru bildiklerini söylemekten, sevimsiz görünme pahasına, vazgeçmedi..
Bizce aykırılığı ve çalışkanlığı, bu hakkı veriyordu kendisine...
Zaman ve yıllar, hepimizin olduğu gibi, O’nun da köşelerini törpülemiş, daha uyumlu olmaya zorlamıştı. Ama "Emin’i Emin yapan dobralık", kendini inkar etmeden, devam etti...
İktisat dünyası iyi ve aykırı bir iktisatçıyı, ailesi ve dostları iyi bir babayı, arkadaşı kaybetti...