Piyasanın sopası yabancıların elinde

GENELKURMAY Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın "sözde değil özde cumhuriyet ilkelerine bağlı Cumhurbaşkanı istiyoruz" sözleri, ardından Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in "ılımlı islama" dönük yorumları ve Türkiye’de her zamankinden daha ciddi rejim sorunu olduğunu kaydeden sözleri, piyasalar ciddiye almasa da, bizce yakın tarihin en ciddi sıkıntısına işaret eden sözlerdi.

Ardından Ankara’da "tarihin en kalabalık" mitingi yapıldı ve Başbakan Tayyip Erdoğan ve aynı görüşlere sahip bir kişinin Cumhurbaşkanlığı makamına oturmaması gerektiği belirtildi. Bu miting bizce ne kadar büyük bir siyasi sıkıntı içinde olduğumuzu teyit etti. Bütün bu demeç ve olaylara yerli medyanın yeterince ilgi göstermediğini söyleyenlerin, bundan rahatsız olanların sayısı bir hayli fazla. Buna karşılık yabancı basında, hem Genelkurmay Başkanının sözlerinin "uyarı" diye nitelendirildiği, hem de mitingin kesin olarak halkın Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığına çıkmasını istemediği biçiminde yorumlandığına şahit olduk.

Piyasa uzmanlarıyla konuştuğumuzda, daha önce iç siyasi gelişmelerin piyasa tarafından çok daha yakından izlenip, bu tür olaylara sert tepkiler gösterilmesine rağmen, şimdi konjonktürün hiç de eskisi gibi yaşanmadığını söylediler.

Bir bankacı, kamu bankaları çıkıldığında, yerli bankaların elinde bulundurduğundan çok daha fazla Hazine kağıdı stokunun yabancıların elinde olduğunun görüldüğünü kaydederken, Borsada zaten yüzde 70’in yabancıların elinde bulunduğuna dikkat çekti.

Dolayasıyla, yerlilerin iç piyasadaki inisiyatifinin giderek azaldığına, hatta kalmadığına dikkat çeken bankacılar, siyasi olaylara yabancıların bizim gibi bakmadıklarını, bu nedenle de bütün bu tartışmalara tepkisiz kaldıklarını söylediler.

Piyasanın önümüzdeki hafta Cumhurbaşkanı adayının da belli olacağı bir süreçte ne tür bir tepki vereceğini sorduğumuzda ise aldığımız yanıt "hiç" oluyor..

Yabancıların elindeki piyasalar için artık eski piyasa sopasından söz edilemeyeceğini belirten bankacılar, bu nedenle piyasa sopasının siyasetçinin üzerinde olmayacağını ifade ediyorlar.

YABANCI PARASINI ALIP ALAMAYACAĞINA BAKIYOR

Yabancı portföylere aracılık eden bir kurumun üst düzey yöneticisi ile konuştuğumuzda, yabancıların siyasette çok keskin hareketlere baktıklarını öğreniyoruz. Örneğin "darbe olur mu?" diye sorup, hayır yanıtını aldıklarında "O zaman sorun yok" dediklerini kaydeden aracı kurum yetkilisi, dolayısıyla Cumhurbaşkanlığı için yapılan mitingin, Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı adayı olup olmamasının, şu aşamada yabancılar tarafından, konjonktürü değiştirecek bir siyasi sorun olarak görülmediğini söyledi.

"Yabancı yatırdığı parayı geri alıp alamayacağına bakıyor" diyen aynı yetkili, dolayısıyla laiklik gibi kavramların yabancıların baktığı, ilgilendiği bir kavram olmadığını, bunun da kar etmek için yatırım yapan bir kuruluş için doğal olduğunu kaydetti.

Siyasi sıkıntının artık radikal bir düzeye oluşması halinde Türkiye’de yatırım yapan yabancıyı da ilgilendireceğini kaydeden yetkili, "Yani parasını geri alamayacak bir ortam görürse parasını geri çekip, piyasayı bozar" şeklinde konuştu.

Bunun yabancıların AKP’ye destek vermesi olarak yorumlanmasının da yanlış olduğunu kaydeden aynı yetkili, "AKP veya başka bir iktidar, kim istikrarı korumuş ve yabancının yatırdığı paranın geri dönüşünü sağlamışsa, o iktidar yabancı için iyidir, AKP ya da başka parti değişmez" dedi.

Özetle, içerdeki siyasi olayların büyümesi şimdilik yabancı için bir siyasi risk oluşturmuyor. Ama örneğin "Mitingin rövanşı" gibi bir eylem hazırlanır, cüppeliler, takkeliler boy gösterisine kalkışırsa, işte o zaman yabancılar için bile tehlike çanları çalıyor demektir.

Başbakan Erdoğan’ın miting için "demokratik haklarını kullanmışlardır" yorumu, bizce, işin keskinleştirilmeyeceğinin kanıtı. Umarız tepkiler çatışmasız biçimde devam eder.
Yazarın Tüm Yazıları