Piyasa için bir Cumhurbaşkanlığı anısı

İŞALEMİ, özellikle de piyasa aktörleri hala, "Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığına aday olmaktan, son anda da olsa, vazgeçeceği" görüşünde. Gerçi bundan bir ay öncesine kıyasla, şu anda bu görüşlerini o kadar güçlü savunamıyorlar ama yine de hala ağırlıkla bu görüşte olduklarını gözlüyoruz.

Biz ise başından beri Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı’na mutlaka aday olacağı görüşündeyiz ve bu görüşümüzü hala koruyoruz.

Bu arada piyasada son günlerde izlediğimiz başka bir eğilimden de söz etmek istiyoruz. Bazı piyasa oyuncuları, şimdiden "Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığına çıkması halinde bile, durumun o kadar tehlikeli olmadığını" söylemeye başladılar. Dolayısıyla piyasaların da bu karardan zarar görmeyeceğini söylemeye çalışıyorlar. Yani iş dünyası kaynaklı olarak, bir yandan da Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığına çıkışına insanlar hazırlanmaya çalışılıyor.

Bu ihtimal için de çeşitli senaryo taslakları var. Şimdiden ipuçlarını aldığımız senaryolardan birine göre, "Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığına çıkması daha iyi bile olacak. O zaman AKP’nin tek başına iktidarı kalmaz, böylece yürütme ile denge kurulur ve Cumhurbaşkanlığına Erdoğan’ın çıkışı sistem sorunu yaratmamış olur" denecek.

Özetle bir yandan da Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığına çıkması halinde piyasalar zarar görmesin diye, şimdiden insanlar alıştırılmaya çalışılıyor.

Bütün bu çabalardan yola çıkılarak, işaleminin ve piyasaların AKP iktidarını yeniden istediği sonucu çıkarılabilir. Ancak piyasaların asıl istediği, AB hedefine sadık, IMF’le ilişkileri sıcak götüren, ekonomik istikrarı korumaya özen gösteren, dolayısıyla da kendi varlıklarının değerini yükseltecek bir iktidarın varlığı...

Aksi takdirde, bu kesimlerin, aydınlarla birlikte, "yaşam tarzlarının değişmesinden en fazla zarar görecek, en büyük tedirginliği duyacak kesim" olduğunu unutmamak gerekir.

Dolayısıyla, AKP’ye şu anda alternatif olup, istikrarı sürdürmeye aday görülen bir siyasi parti ortada olmadığı için,hala AKP’yi istiyor gibi gözüküyorlar.

Ancak piyasaların son dönemde diğer siyasi partilerin, özellikle de CHP, DYP ve MHP’nin ekonomi kurmaylarını, ekonomik anlayışlarını bilmek istediklerine bizzat şahit oluyoruz. Bu merakın, usul usul diğer partilerin TBMM’ye gireceği, hatta koalisyon ortağı olabileceği ihtimallerinden kaynaklandığını da söyleyebiliriz. Yani bir hareket başladı gibi.

POLİTİKACIDIR DURAMAZ

Bu arada hala, "Erdoğan Cumhurbaşkanı olmaz" diyen piyasa oyuncuları için, bir Cumhurbaşkanlığı anısı anlatmak istiyorum. 1993 yılı Nisan ayı ortalarındaydık. Dönemin DPT Müsteşarı İlhan Kesici ile, o sayısını unuttuğumuz "Doğu ve Güneydoğu Paketleri"nden birinin hazırlığı için, bölgedeki illeri tek tek geziyorduk. 17 Nisan’da, sanıyorum Siirt’ten Batman’a helikopterle geçerken, Cumhurbaşkanı Turut Özal’ın vefat haberini aldık.

Batman’da akşam yemeği yerken, Kesici’nin kaşgöz işaretleriyle TPAO tesislerinin bahçesinde, ikimiz yürümeye başladık. Kesici, önce "Ne olacak?" diye sordu, neyin ne olacağını sorduğumda kafasını Cumhurbaşkanlığı meselesinin fazlasıyla işgal ettiğini gördüm. "Ne olacak, Demirel Cumhurbaşkanlığı’nı çıkacak" dedim. Kesici şiddetle itiraz etti ve "Siz Baba’yı tanımıyorsunuz. Parti ne olacak, ülke ne olacak düşünür, istese de bağrına taş basar, Cumhurbaşkanlığına aday olmaz" dedi.

Ben yine itiraz edip, bir siyasetçinin eline gelmiş böyle bir fırsatı tepmeyeceğini, bunun aynı zamanda insani bir istek olduğunu söyleyip, görüşümde diretmiştim.

Bu anımı epeydir anlatmak istiyordum. Siyasetin nasıl işlediği, işin insani ve politikacıyı besleyen "inat" unsuru göz ardı edildiği için, anlatmayı istedim.

Bu arada "eş faktörü"nün göz ardı edildiği de ortada. Cumhurbaşkanlığı Köşkü’ne en çok çıkmak isteyen kişi eş ise, buna karşı durulabilir mi, sizce?

Bizce piyasaların artık daha alternatifli düşünüp gelişmelere daha hazırlıklı olması gerekiyor.
Yazarın Tüm Yazıları