Moghadam İstanbul'daki olumlu havaya şaşırdı

IMF Türkiye Heyeti, hafta başında İstanbul'da bankacılarla, akademisyenlerle ve işadamlarıyla görüşmeler yapıp, daha sonra Ankara'ya geçti.

Toplantılara katılan kişilere sorduğumuzda Heyet Başkanı Moghadam ve beraberindekilerin genellikle dinlediklerini, sorular sorup, özellikle yorum yapmaktan kaçındıklarını söylediler. Kendi söyledikleriyle ilgili de fazla bir şey söylemediler.

Özel sektörün IMF heyetine ne tür yorumlar yaptığının ipuçlarını ise, Moghadam'ın İstanbul'dan Ankara'ya geçişinde uçakta rastladığı bir tanıdığına söylediklerinden aldık. Moghadam, bu tanıdığına İstanbul'daki temaslarının kendisini hayrete düşürdüğünü söylemiş. İşadamları ve bazı akademisyenlerin asgari ücret ve yüksek emekli zamlarını savunduğunu aktaran Moghadam, ‘‘IMF'ye ve Hükümete desteğin devam etmesi için yüksek zamlar yararlı oldu. Böylece programa destek alındı. Eğer programa destek alınmazsa işin sonu kötü olur’’ dediklerini söylüyor.

Moghadam, bu yorumlara şaşırdığını belirterek, ‘‘Kimse olaya ekonomik olarak bakma eğiliminde değil, sonuçları ne olur diye kimse düşünmüyor herhalde’’ diyor.

Aslında Bankalar Birliği görüşmesinden sonra Ersin Özince'nin, ‘‘Bunları toplantıda konuşmadık ama...’’ deyip, asgari ücret ve emekli zamlarının ekonomide sıkıntı yaratmayacağını söylediğini hatırlarsak, işadamlarının ve bankacıların genel tavrı da kendiliğinden ortaya çıkmış oluyor.

Daha önce IMF'ye ‘‘Aman ortalığı bulandırmayın, bu işler böyle gider’’ dendiğini de hatırlıyoruz.

Moghadam'ın bu yakınması, Ankara'da ekonomi yönetimiyle yapılacak toplantıların havasını da, kaba olarak veriyor. Moghadam'ın, asgari ücret öncesi konuştuğu ekonomi yöneticilerinden ‘‘yüzde 20 aşılmayacak’’ sözü almasına rağmen yüzde 35'lik zammın yapılması, kendisini zor durumda bıraktı. Dolayısıyla her şeyden önce oluşan bu güvensizlikle masaya oturulacak. Tek tek kalemler üzerinden gidilirken, IMF uzmanlarının eskisinden daha şüpheli davranması ise herhalde ekonomi yönetimi için sürpriz olmayacak.

Peki, IMF bu olumsuzluklara rağmen, Hükümete karşı takındığı yumuşak tutumu bırakır mı? Bizce yumuşak tavrını bırakması zor görünüyor. Yapısallar konusunda topu Dünya Bankası'na atar görünerek, işin içinden sıyrılmaya çalışan IMF Heyeti'nin bu tavrında elbette ki Washington'daki havanın epeyce etkisi var. Bu ay sonunda Başbakan Tayyip Erdoğan'ın Başkan Bush'la görüşeceğini göz önüne alırsak, şubatta yapılacak asıl 7. gözden geçirme çalışmalarında IMF'nin çok fazla sıkıntı çıkarmayacağının işaretlerini de şimdiden almış oluruz.

700 trilyonluk davayla TMSF'nin başına geliyor

IMF Heyeti'nde bankacılık uzmanının da bulunması, Heyetin Demirbank, Kentbank ile ilgili dava sürecinin getirecekleri ile Çukurova Grubu'nun talebini de masaya yatıracaklarının bir işareti. Bu arada Moghadam'ın daha önce ‘‘1 Temmuz alarmı’’ olarak duyurduğumuz, mevduat dahil pasif garantisinin kaldırılmasıyla ilgili çıkabilecek sıkıntıları da ekonomi yönetimiyle konuşacağını, gündemine aldığını öğrendik. Moghadam'ın TÜSİAD ile yaptığı görüşmede ‘‘Artık geçmişteki başarılara bakamayız bundan sonra olacaklara bakmamız lazım’’ diyerek, bankacılık sistemindeki olası gelişmeleri yakından izlemeye alacaklarını söylediğini biliyoruz.

Bu arada IMF Heyeti Ankara'da iken, Hükümetin yeni kurulan TMSF'ye yapacağı atamaların da belirlendiğini öğrendik. Önerilen kişiler konusunda birçok söylenti var.

Her şeyden önce Başkanlığı atanması önerilen Abdullah Soydaş, İnterbank'a Hazine denetçisi olarak atanıp, sonra bundan ayrılıp bankanın genel müdür yardımcısı olmuş bir kişi. Banka Fon'a geçtiğinde Genel Müdür vekili imiş ve 2001 fiyatlarıyla, görevi devralan yönetim Soydaş'a 700 trilyonluk ‘‘sorumluluk davası’’ açmış. Soydaş'ın Fon'a alınan banka sahipleri lehine, TMSF aleyhine çok sayıda ‘‘Mahkeme bilirkişiliği’’ bulunduğu, hatta TMSF ile mahkemelik olduğu söyleniyor. Soydaş'la birlikte TMSF yönetimine 3 murakıp birden atanıyor...

IMF bu kişilerin kim olduklarını tabi ki bilemez... Bankacılıkta işler kötüye gidiyor...
Yazarın Tüm Yazıları