Merkez Bankası cephesinde değişen bir şey yok

KÜRESEL likidite yine azdı, faizler döviz kuru düştükçe düşüyor, yani herkesin keyfi yerinde. Bu son gelişmeler karşısında keyfe kendini kaptırmayan, hálá temkinli tutumunu sürdürmek ihtiyacı hisseden ve buna göre davranan tek otorite ise Merkez Bankası...

Merkez Bankası önceki gün Para Politikası Kurulu toplantısından sonra yaptığı açıklama ile kendisi açısından, geçen aylara kıyasla fazla bir şey değişmediğini belirtip, faiz oranlarını da bu nedenle sabit bıraktığını açıkladı.

Sadece faizi değiştirmemekle kalmadı, Merkez Bankası yaptığı açıklamanın metninde de önemli bir değişiklik yapmadı. Yani olumlu noktalar da, saydığı riskler de, geçen ayki açıklamada yer alanlarla neredeyse tıpatıp aynı.

O nedenle diyoruz ki; Merkez Bankası cephesinde değişen bir şey yok.

Değişen bir şey olmaması daha doğrusu Merkez Bankası’nın böyle bir açıklama yapması da doğal. Çünkü geçen ayki koşullar neredeyse tıpatıp aynı, bu arada veriler de öyle...

Merkez Bankası yine temkinli tutumunu sürdürüp. "para politikasında sıkı duruş" sergiliyor.

Bilindiği gibi ocak ayındaki yüksek enflasyon artışının, daha çok işlenmemiş gıda ürünleri kaynaklı olduğu açıklanmıştı. Merkez Bankası bu nedenle Şubat ayında bu etkinin gideceği, yani bu ayın sonunda yıllık enflasyonun aşağı yönlü olacağı ama daha sonra Mart ayında yeniden yıllık enflasyonun kafasını kaldıracağı tahmininde bulunuyor. Merkez Bankası’nın söylediği şu ki; enflasyonda belirgin düşüş daha çok ikinci çeyrekte başlayacak. Doğal olarak ondan sonra da yeni bir şey olup olmadığına bakılacak.

Merkez Bankası orta vadeli enflasyon görünümüne ilişkin temel riski, enflasyonun aşağı inme konusunda beklenenden daha güçlü bir direnç göstermesi olarak özetliyor. Para politikasındaki sıkı duruşun devam etmesinin gerekçeleri olarak da; beklentilerin henüz hedeflerle uyumlu olmaması, hizmet fiyat enflasyonuna ilişkin riskler, para politikasının toplam talep üzerindeki gecikmeli etkisi ve küresel ekonomideki ortaya çıkabilecek ani dalgalanmaları sıraladığını görüyoruz.

Yani sayılan belirsizlikler de hemen hemen aynı sayılır.

ENFLASYON FEDA EDİLMESİN

Merkez Bankası açıklamasında, enflasyonla mücadele açısından dikkatle izlendiği, değerlendirildiği belirtilen hususlar, "yapısal reform sürecindeki gelişmeler", "gelirler politikasındaki ayarlamalar" ve "kamu kesimi faiz dışı harcamalarının enflasyon ve enflasyon beklentileri üzerindeki olası yansımaları" öne çıkıyor.

Merkez Bankası açıklamasının sonunda yine, artık geleneksel olan biçimiyle, "Orta vadeli enflasyon görünümünü olumsuz yönde etkileyecek gelişmelerin gözlenmesi halinde parasal sıkılaştırmaya gitmekten kaçınmayacaktır" vurgusu yer alıyor

Merkez Bankası cephesinde yeni bir şey olmadığı konusunda genelde bankacıların görüş birliği içinde olduğunu görüyoruz. Ancak buna rağmen satır araları okunarak, geçen ayla değişen unsurlar ya da ayrıntılar üzerinde de durulup, değişik yorumlar yapıldığını da gözlemliyoruz.

Çoğu bankacı, piyasalardaki genel havaya uygun olarak bu açıklamayı gayet olumlu bulurken, bazı yorumcular, örneğin, "Büyüme ile enflasyonla mücadele arasında bir denge kurulması gerektiğini, Merkez Bankası’nın da riskleri sayarken bu yöne vurgu yapmaya çalıştığını" söylüyorlar. Yanısıra, Merkez Bankası’nın iç taleple ilgili yaptığı değerlendirmelerin de farklı yorumlandığı gözüküyor. Kimisi son çeyrekte, içtalepte üçüncü çeyreğe benzer görünümün olmasının parasal sıkılaştırmanın etkili olduğunu gösterdiğini belirtirken, kimileri böyle olmasına rağmen yine de böyle bir kanıya varabilmek için, bu alanda yayınlanacak yeni verilerin beklenmesi gerektiği görüşünde.

Özetle; Merkez Bankası hedeflere yaklaşmanın peşinde ve buna göre davranıyor.

Aslında bu sadece Merkez Bankası’nın değil, istikrar isteyen herkesin kaygısı olmalı.
Yazarın Tüm Yazıları