Kurlar artık bir üst basamakta

MERKEZ Bankası'nın kurların düşük seviyesine müdahale etmesi hep isteniyordu. Son yapılan yaklaşık 1 milyar dolarlık müdahaleye işte bu nedenle ses çıkarılmadı.

Şimdi kurlar artık bir üst basamakta seyrediyor. 5. gözden geçirmenin tamamlanacağı kesinleşti, uluslararası rating kuruluşları not artırdı ama daha önce bu gelişmelerle aşağı giden kurlar, şimdi 1 milyon 430-440 binlerin altına inmiyor.

Bankacılar Merkez Bankası'nın bu operasyonuyla piyasadaki döviz fazlasını emdiği görüşündeler. ‘‘Bir ay önce örneğin Tüpraş bir ödemesi için piyasaya girdiğinde kurlarda 5 bin liralık bir artış olur, bu ertesi gün geri gelirdi, ama şimdi bu etki daha yüksek oluyor’’ diyorlar. Yani piyasanın yeni bir dengeye girdiğini, küçük döviz alımlarında bile kurların daha yukarı gitmeye başladığını kaydediyorlar.

Aylar itibariyle döviz giriş çıkışlarına baktıklarında belli bir dengenin hatta küçük de olsa döviz fazlalıklarının ekime kadar devam edeceğinin anlaşıldığını bu nedenle, daha önce, kurlarda yukarı gidiş değil, hatta bir miktar aşağı gidişi tahmin ettiklerini söylüyorlar. Ancak 1 milyar dolarlık alımla birlikte bir üst basamakta yeni bir dengenin oluştuğunu kaydederek, hálá döviz girişi ile çıkışı arasında denge olduğunu bu nedenle, şimdi de bu basamakta bir seyir beklediklerini kaydediyorlar.

Bu arada Merkez Bankası'nın 50 milyon dolara çıkardığı döviz alım ihalelerine hálá yüksek talep olduğu ve bu alımların artık yekün tutmaya başladığı da unutulmamalı.

Bir banka iktisatçısına ‘‘Vadeli ithalatta vadenin eylül ayına denk gelme ihtimali var mı?’’ diye sorduğumuzda, vadeli ithalatta resmi verilere göre, aslında geçen yıllara kıyasla fazla bir fark olmadığını, örneğin geçen yıl yüzde 58 gibi olan vadeli ithalatın toplam ithalata oranının şimdilerde bunun 3-4 puan üzerinde olduğunu, bu nedenle bu yıl vadeli ithalat nedeniyle artı bir döviz ihtiyacı olmayacağını söylüyor. Döviz dengesindeki en önemli gelişmelerden biri, her yıl olduğu gibi turizm gelirleri ve işçi dövizi girişlerinin eylülden sonra kesilmesi olacak...

PİYASA OLUMLUYA TEŞNE

Aynı bankacıya artan banka sendikasyonlarının içeride artı döviz girişi yaratıp yaratmayacağını soruyoruz. Bu kredilerin daha çok dışarıda tutulduğunu ve dış ticaretin finansmanında kullanıldığını biliyoruz. Bankacı, bu kredilerin ancak yüzde 10 kadarının içerde döviz girişi yaratabileceğini, örneğin bir bankanın 350 milyon dolarlık kredinin 30-35 milyon dolarını içeride bozdurup, tahvil-bono alabileceğini kaydediyor.

Özetle bankaların beklediği şu ki; önümüzdeki aylarda önemli bir aksilik olmazsa kurlardaki artış, tahvil-bono getirisinden yine fazla olmayacak...

Ancak bütün bunların ekime kadar geçerli senaryo olduğu da unutulmamalı. Örneğin son tezkere olayı gibi, eğer piyasaların sinirini bozacak olaylar olmazsa, tezkere bir kriz haline gelmezse geçerli. Siyaset ve dış politikanın olumlu senaryoyu bozacak aksamaya hep gebe olduğu unutulmamalı.

Bankacılar ekim ayına kadar geçerli bu senaryonun ardından ne geleceği konusunda ise biraz tedirginler. Herkesin ekim ayını beklediğini, bu nedenle daha önce bir hareketin yaşanabileceğini söyleyenler de var, ‘‘Bu yılı tümüyle böyle geçirmemiz gerektiğini herkes kabul ediyor’’ diyenler de. Yani piyasanın bu yıl sonuna kadar da olumluyu satın almaya teşne olacağı kesin... Ama büyük hatalar yapılmazsa...

Bu hataların en büyüğü ise, 6. gözden geçirmeye baz olacak 2004 yılı bütçe dengelerinin IMF'yle anlaşmaya izin vermeyecek biçimde dizaynında ısrar edilmesi olur. Seçimleri bahane edip, Hükümet böyle bir yolda diretirse, işler kötü...

Şu anda göstergelerin, yaşandığı kadar iyiyi göstermediği kesin. Hükümet ve özellikle Başbakan bunu pek göremiyor. En büyük tehlike de burada...
Yazarın Tüm Yazıları