İşadamlarından Moghadam’a: Kayığı sallama

IMF Türkiye Masası Şefi Rıza Moghadam Türkiye'ye gelir gelmez sürprizlerle karşılaştı.

Resmi ziyaretinde ilk temaslarını İstanbul'da işadamlarıyla yapan Moghadam'ın, gördüğü tavır değişikliği karşısında çok şaşırdığı anlaşılıyor. Daha önce IMF Başkan yardımcısı Anne Krueger ile birlikte aynı işadamlarıyla görüşen Moghadam, Hükümete karşı eleştirel bir tavır görmüşken,bu kez tam tersi 'Hükümeti fazlasıyla destekleyen bir özel sektör' ile karşılaştı.

MÜSİAD ve TİM'in herkesce malum, yanlı görüşlerine şaşırmayan Moghadam için asıl sürpriz TÜSİAD görüşmesi olmuş. Yenilen akşam yemeğinde işadamlarının Moghadam'a verdikleri mesaj 'Kayığı sallamayın' olmuş.Yani Türkiye'de olumlu hava olduğunu, piyasaların iyi gittiğini, IMF'in bu gidişe çomak sokmaması gerektiğini söylemişler. Geçen kez programı savunup Hükümeti gerekli olanları yapmamakla eleştiren kişilerden, bu kez tam tersi 'Hükümet ağzından bir konuşma' ile karşılaşması, Moghadam için tam anlamıyla süpriz olmuş.

Aynı toplantıda işadamları faizlerin yüksekliğinden yakınırken, Moghadam onlara yüzde 30 reel faize rağmen bir ülkeye yabancı sermayenin gelmemesinin yüksek risk primi göstergesi olduğunu söylemiş. Yani Hükümetin gerekli adımları atmaması nedeniyle güven sağlanamadığını, bu nedenle faizlerin yüksek olduğunu söylemiş.

Faizlerin düşüp ekonomide daha fazla canlanma istediklerini açıkca dile getiren işadamlarının, IMF'i asıl şaşırtan görüşü ise '6,5 faiz dışı fazla yerine daha düşük oranlar saptanamaz mı?' olmuş. Asıl canlanmanın kalıcı, istikrarlı bir büyümeden geçtiğini, buna da ancak faiz dışı fazla oranlarıyla ulaşılabileceğini daha önceden bildiklerini varsaydığı işadamlarından bile böyle görüşler gelmesi, Moghadam'ı çok şaşırtmış. Tabi oturup, yeniden asıl kalıcı büyümenin nasıl sağlanacağını anlatmış ama karşılaştığı söylem Moghadam'a 'Hükümetin söylemini' hatırlatmış.

İşalemi ve piyasaların, bizce yanlış bir tavırla, bir süredir 'Hükümeti destekleyerek gerekli olanları yaptırmak' düşüncesinde olduklarını biliyoruz, ama bu kadarı...

BEKLENTİLERİ YÖNETMEK

Ankara'da, özellikle bürokratlardan gördüğü politik tavır ve karşılaştığı rakamlar da yeni Şefi şaşırtmış durumda. Moghadam şaşkınlığını 'İstikrar programı uygulanırken bu kadar çok harcama kararı alındığını görmek çok şaşırtıcı' olarak dile getiriyor.

Gerçekten de daha Mayıs ayında bütçe açığındaki sapma 'yaklaşık 1,5 katrilyon' olarak hesaplanırken, şimdi masaya oturulduğunda 'En iyimser sapma 4 katrilyon' oldu. Bu rakamın, işçi ve memura bütçe içinde zam yapılması halinde geçerli olduğu, sapmanın iyimser tahminle 4,5 katrilyona çıkacağı da ortaya çıktı. Daha sonra rakamlar üzerinde tartışılmaya başladı ve şimdi bu rakam indirilmeye çalışılıyor.

Yani en iyimser tahminle 4 katrilyonluk blokajın çözülmeyip, buna dokunulmaması gerekiyor. Ancak Kıbrıs ödeneği, gelir desteği gibi zorunlu harcamalar da bu blokajın içinde. Bu nedenle blokajın bir bölümünün bozulması, buna karşılık yeni gelir kalemlerinin yaratılması gerekecek. Biz biliyoruz ki; Başbakan ve Devlet Bakanı Ali Babacan işadamlarına, 'ek gelir tedbirine gerek yok' dediler. Bakalım ne olacak?

Özetle; ekonomide beklentileri yönetmek çok önemlidir, ancak beklenti yönetimi gerekli olanları yapıp, güven vererek olur. Gerekenleri yapmayıp, her gün açıkları büyütüp bunları gizleyerek, 'beklenti yönetimi' yapmaya çalışmak, olsa olsa 'boş yere hava basmak'tır. İşadamları, mesnetsiz, boş yere basılan havaların, şişirilen balonların ne olduğunu, 'mızrağın çuvala sığmadığını', aslında çok iyi bilirler. Bizce Hükümete bunları anlatarak doğru olanların yapılmasını sağlayabilirler. 'Başbakan eleştiriye kızıyor' diyerek bir şey söylememek, IMF'e de dönüp 'Sakın ha bozmayın, fatura size çıkar' sopası göstermek, çağdaş bildiğimiz işadamlarına yakışmıyor.
Yazarın Tüm Yazıları