İş âlemi pakete ‘Yeni Anayasa’ diyerek karşı çıkıyor

ANAYASA değişiklikleriyle ilgili tartışmalar, bu hafta daha da alevlenecek. Başbakan Erdoğan eleştiriler de göz önüne alınarak paketin genişletilebileceğini, bu hafta TBMM’ye sunulacağını söylemiş.

Haberin Devamı

Nereden bakarsanız; ek maddeler demek ek tartışmalar demek...

Başbakan, Libya seyahatinde, bu paketi hazırlarken CHP’nin, TOBB, TÜSİAD gibi daha önce anayasa hazırlıkları yapan kuruluşların taleplerinin incelendiğini orta noktaların bulunduğunu kaydetmiş. Bırakın bu kuruluşların taleplerini, ortaya çıktı ki, daha önce anayasa hazırlığı yaptırılan Prof. Ergun Özbudun ve ekibinin hazırladığı taslak bile esas alınmamış...

Kimi “Seçimden sonra” diyerek, kimi “Bu iktidarla olmaz” diyerek partiler, kategorik olarak karşı çıktılar. Buna rağmen “tüm paketin birlikte oylanması”, siyasi parti kapatma yetkisinin TBMM’ye verilmesine, “iktidara bağlı yargı arzusu”na da karşı çıktıklarını ilan ettiler.

Hükümet partilerden alamadığı desteği sivil toplumdan almayı umut etti ama o da olmadı. Sorulan-sorulmayan tüm yargı kuruluşları sert tepki verirken, iş aleminin tepkisi nispeten daha yumuşak oldu. İktidara tam bağlı işçi sendikası ve işadamı derneği dışında tam destek yok. Ama öyle yuvarlak sözlerle karşı çıkıldı ki, iktidar “Bize destek var” diye lanse edebildi...

İktidara tam bağlı işçi sendikası, hükümetin son dönemdeki belki de en gözde işadamı örgütü dışında kalan, çoğunluğun gerçekten ne düşündüğüne gelince...
Bir kere en büyük kuruluş TOBB’un açıklamasına da yansıdığı gibi “uzlaşma ortamının sağlanması” şart koşuluyor. Bu üstü kapalı “Uzlaşma yok böyle yapamazsınız” demek. Ancak biliyorlar ki, daha önceki örneklerde olduğu gibi hükümet, çoğunluğuna dayanıp istediğini yapabilir. İşte işalemi örgütleri bunun yaratacağı etkiden, toplumsal çatışma havasının artmasından ve sonunda bunun kendi işlerini oluşmuz etkilemesinden korkuyor...
Açık söylemiyorlar ama örneğin siyasi parti kapatmanın TBMM’ye verilmesi gibi bir maddenin sistemdeki regülasyonu yok edecek bir madde olduğunu görüyorlar. Yine bu değişiklikler ile yargının iktidara bağımlı kılınacağını görüyorlar ama açık söyleyemiyorlar.

Bunun yerine “Uzlaşmayla hazırlanacak yeni anayasa lazım” diyerek, hükümetin girişiminin yanlış olduğunu söylemeye çalışıyorlar. Korktukları için dolambaçlı konuşunca da, Başbakan çıkıp, Libya’da söylediği gibi, “Sivil toplum haklı olarak yeni bir anayasa gerektiğini söylüyor ama bu dönemde yapılabilecekler de bunlar, biz de bunu yapıyoruz” diyebiliyor...

TÜSİAD AÇIK KONUŞTU


İşte bu nedenle sivil toplumun, iş aleminin tepkisini özgürce dile getirmesinin, çeşitli yöntemlerle engellenmesinin, demokrasi ile ne kadar ilgili olduğuna değiniyoruz. Geçen hafta TOBB’un yaptığı açıklamanın ardından, TÜSİAD’dan de yine çekimser bir karşı çıkış bekliyorduk ama bence TÜSİAD’ın açıklaması farklıydı; en cesur, en açık olanıydı...

TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner, Başbakan Yardımcısı Çiçek’in yanında çıkıp, gündemdeki anayasa paketinin içeriğinde temel sorunlar olduğunu, demokrasi açığını kapatmaktan uzak olduğunu söyleyiverdi. Referandumun doğru tercih olmadığını, çeşitli alanlardaki maddelerin toplu olarak oylanmasının halkın seçme hakkını kısıtlayacağını, anayasa değişiklikleri ile yürütmenin yargı üzerindeki etkisinin artırılacağını açık açık söyledi.

TÜSİAD yazılı açıklama da yaparak, Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) üzerinde Adalet Bakanlığı etkisinin güçlendirildiğini, siyasi parti kapatmalarında yetkinin TBMM’ye verilmesinin yanlış olduğunu, yasağın partiye değil kişilere konmasını istedi.

Kuvvetler ayrılığı ve yargı bağımsızlığı üzerinde ciddi tehdit olduğunu açıkca belirtti.

Bence TÜSİAD çağdaş düşüncelerini, çağdaşlığın gereğini açıkca dile getirerek çok önemli bir görev yaptı. Aksi takdirde üstü kapalı söylemlerin, iktidar partisi tarafından eğilip bükülüp, istendiği gibi siyasi malzeme yapıldığı çok açık.

İşçiyi, işadamını susturup, “Demokrasiyi güçlendirmek için paket getiriyoruz” denemez...

Yazarın Tüm Yazıları