İş dünyası AKP'yi neden beğeniyor?

DÜN Hürriyet'in ekonomi sayfalarında Güler Sabancı ve Cem Boyner'in AKP iktidarını öven demeçlerini okuduk. Daha önce TOBB ve TÜSİAD temsilcileri de AKP iktidarının olumlu eylemlerini öne çıkaran yoğun destek mesajları vermişlerdi.

TÜSİAD'ın genç kanadından Boyner ile Sabancı'nın gerektiğinde işaleminin resmi söyleminden farklı demeçler verdiği hatırlanırsa, bu demeçlerin önemi ortaya çıkar.

Peki işalemi AKP iktidarını neden beğeniyor ve bu beğeni neden hızla artıyor?

Boyner, bu Hükümeti beğenmesinin en büyük nedenini 'Özal'dan beri Türkiye'nin berbat yönetilmesi'ne bağlıyor. Yani bir anlamda şimdiki Hükümetin 'eskilerle kıyaslayınca iyi' olduğunu söylemeye çalışıyor. Güler Sabancı ise Hükümetin şu ana kadar dengeleri iyi götürdüğünü, bunun devam etmesi gerektiğini belirtiyor.

İşalemindeki gözlemim o ki; Hükümeti AB hedefleri ve IMF başta olmak üzere 'gerekenleri yapması nedeniyle' beğeniyorlar. AKP iktidarı geldiğinde 'Acil eylem planı' gibi Refahyol'un kaynak paketlerini andıran ekonomik planları, IMF ve AB ile restleşen tavırları görünce korkmuşlardı. Daha sonra AKP iktidarının koşullar ve imkanları iyi okuyup buna göre davrandığını gördükleri için, şimdi seviniyorlar.

Peki AKP iktidarına bundan sonrası için de güveniyorlar mı?

Bence henüz o güven oluşmuş değil. O nedenle övgü mesajları verirken aynı zamanda 'bundan sonrası' için uyarılar yapmaktan da kendilerini alamıyorlar.

Aslında TOBB ve TÜSİAD için de durum farklı değil. TÜSİAD, genç kuşağın etkisiyle Türkiye'nin yerinin Avrupa olduğunu çok önceden görmüş, buna göre Kıbrıs, Irak meselesi, Yunanistan ilişkileri, siyasi özgürlüklerin artırılması, enflasyonun düşürülmesi ve yapısal tedbirlerle bunun kalıcılığının sağlanması konusunda her Hükümete benzer mesajlar vermişlerdi. Yeni yönetimiyle birlikte TOBB da benzer, çağdaş ilkeleri savunmaya başladı ve işalemi şimdi Hükümetlerin karşısında ekonomik ve siyasi anlamda AB ile bütünleşmeyi tek ağızdan savunuyor.

DESTEK SÜRER Mİ?

İşalemi AKP Hükümetine de gelir gelmez aynı mesajları verdi. Önceleri Hükümet daha çok tabana dönük popülist politika üretmeye kalkışınca işalemi tedirgin oldu ve 'Hükümetle daha sık temas kurarak bu mesajlarını anlatma' yolunu seçtiler.

Şimdi Hükümet işalemini daha fazla dinler oldu. IMF ilişkileri, AB'yle bütünleşme konusunda işalemi, kendi görüşlerinin şimdi daha fazla hayata geçirildiğini düşünüyor. Buna karşılık da işalemi Hükümetin yanlış yaptığı işleri kamuoyuna açıklamadan, kapalı kapılar ardında anlatıyor ve bu nedenle Hükümetin, daha doğrusu Tayyip Erdoğan'ın tepkisini çekmeden diyaloğu koruyabiliyor.

Bu yöntemin doğru olup olmadığını önümüzdeki günlerde daha iyi görebileceğiz ama görünen o ki; TOBB ve TÜSİAD'ın ortak tavırları daha fazla sonuç alıyor...

Peki bu destek daha ne kadar sürer, hep böyle mi gider?

Bizce bu destek sonbahar aylarında bir-kaç kez test edilecek ama asıl test 2004 Nisan seçimlerinden sonra Hükümetin takınacağı tutumla yapılacak.

Bir kere işalemi AKP'nin 'mevcut hayat tarzını değiştirecek radikal eğilimlere kapılıp kapılmayacağı' konusunda hala tedirginliğini koruyor. AB konusunda AKP'yi destekliyor ama samimi mi yoksa, sadece askerin gücünü kırmak için mi böyle davranıyor, hala emin değil. Örneğin YÖK konusunda AKP ile aynı düşünmüyor ve yeni bir çatışma yaratılmasını istemiyor. Irak bir başka test konusu.

En çok da yerel seçimlerden sonra AKP'nin 'onlar' diye sözettiği kendilerine karşı, 'kendi zenginini yaratma' harekatı başlatıp başlatmayacağını, ciddi merak ediyor.

Yani destekliyor ama 'takiyye olup almadığını' da kontrol ederek gidiyor. Bu arada Erdoğan'ın 'eleştirilere aşırı tepkisi' ise ilişkileri gerebilecek başka bir tehlike.
Yazarın Tüm Yazıları