Hükümet neden güven sağlayamıyor?

IMF Heyeti yine Ankara'da ve yine 'ekonomide yapılması gereken, söz verilen ama yerine getirilmeyen tedbirler' konuşuluyor.

'Çivili fıçı'nın içine resmen giren IMF Türkiye Masası Şefi Moghadam, 'faizlerin düşmemesinden' yakınan özel sektör temsilcilerine 'Yüzde 30 reel faiz veren bir ülkeye eğer yabancı sermaye gelmiyorsa bunun sebebi güvensizliktir' deyip, Hükümetin yaptığı zigzaglara dikkat çekti.

Hükümetin gerek iç, gerekse de dış piyasalara güven veremediği açıkca ortada. Bunun en önemli göstergesi de faizler. Özellikle de Hazine faizleri...

Peki Hükümet neden güven sağlayamıyor? Herkesin ortak kanısı olan 'güvensizliği' dile getirenlere kızacağına, biran önce bu hatalarına bakıp düzeltse, iyi olacak...

Hükümet güven sağlayamıyor, çünkü; tezkere olayında ve IMF'le bütün gözden geçirmelerde görüldüğü gibi, verdiği sözleri zamanında ve tam olarak yerine getirmeye çalışacağına, her şeyi bir koyun pazarlığına çeviriyor, savsaklıyor.

Güven sağlayamıyor çünkü; IMF için gereken yasaları TBMM'den ne yapıp edip zamanında çıkaracağına, milletvekillerinin ferdi tavırlarına boyun eğip, ya da öyle görünüp, bunun da adına 'Demokrasi var, TBMM'den böyle geçiyor' diyebiliyor.

Çünkü; 'Biz tek parti çoğunluk iktidarıyız, artık ekonomide gerekli kararlar zamanında alınacak' derken, tam aksine sürekli gecikmeler oluyor ve bu nedenle Başbakan 'partisine hakim olmayan lider(!)' görüntüsü veriyor.

Güven sağlayamıyor çünkü; IMF'e verdiği taahhütlerini yerine getirip ekonomiyi düzlüğe çıkaracağı yerde, 'IMF'le işi bitireceğiz' gibi ucuz bir söyleme giriyor.

Güven sağlayamıyor çünkü; teknik bir iş olan ekonomi bürokrasisinde toplu tasfiye yapıp, yerlerine atayacak doğru dürüst birilerini bile bulamıyor.

Çünkü; zorla düzeltilen ve artık piyasa koşullarında rasyonel çalışmaları sağlanan kamu bankalarına bile toplu, partizanca olduğu açık atamalar yapıyor ve çok kritik bu alanda 'geri dönüş' sinyalleri veriyor.

POPÜLİST SÖYLEM

Çünkü; sürekli bir popülist söylem içinde, her isteyene vergi indirimi, yüksek destekleme alımı, akaryakıt bayi payı artışını ÖTV'den karşılamak, gibi popülist kararlar verip, sürekli harcama eğilimine giriyor.

Güven sağlayamıyor çünkü; her alanda af getirip, 'anayasaya bir daha olmayacağı maddesi koyacağız' deyip, sözünü yerine getirmiyor. Her alanda af getirdiği için, SSK, Bağ-Kur'da prim ödemeleri kesiliyor, bunların bütçeye yükü sürekli artıyor.

Güven sağlayamıyor çünkü; 'tütün alımının sınırlandırılması'gibi çok kritik bir alanda sağlanan rasyonel gelişmelerde geri adım atmaya çalışan milletvekillerine sahip olamayıp, programı baltalayacak hareketlere açıkca göz yumuyor.

Güven sağlayamıyor çünkü; normal hazine bonosunu, güven sağlayıp ucuz faizle satacağı yerde, yerine 'islami bono' gibi hukuken tartışmalı yan yollara sapıyor.

Hazine arazilerini satmak, orman arazilerini gaspedenlere vermek gibi yolları 'kaynak' gibi gösterip, Refahyol dönemindeki hayali yöntemleri hortlatıyor. İşçilere dönüp, 'baskı yapın ormanları satıp size zam verelim' diyebiliyor.

Güven veremiyor çünkü; bağımsız bütün kurumlara müdahale etme niyetinde, buralara ya gerekli atamaları yapmıyor, ya da 'partiye yakın' adamlar getiriyor.

Çünkü; Merkez Bankası bağımsızlığını hiçe sayıp faize müdahale ediyor, bu da yetmiyor, işadamlarından 'baskı yapın da faizler indirsin' gibi, bürokratlar üzerinde 'devlet yöneticisine yakışmayan üslup'la baskı kuruyor.

Güven veremiyor çünkü eleştiriye tahammülü yok. Yanındaki birkaç kişi dışında kimsenin sözüne itibar etmiyor, 'bizden olmayanlar' diye ayırıp, akıllı sözleri duymuyor.. Eleştiriyi 'düşmanca 'görüp, her türlü yöntemle susturmaya çalışıyor.

Yani 'yapacağız' demekle olmaz, güven vermek 'gerekeni yapmak'la olur...
Yazarın Tüm Yazıları