Hükümet ekonomiye odaklanmalı

KIBRIS ve AB ile uğraşan Hükümet, bir süredir ekonomiyi boşlamış durumda. 7. gözden geçirme çalışmaları ve bu sırada alınan önlemlerin ardından Hükümetin hemen hemen hiç ekonomiye eğilmediği görüldü. Ama şimdi zamanı geldi, ekonomiye biran önce eğilmek zorunda.TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Almanya’daki temasların ardından yaptığı değerlendirmede bu konuya eğilerek Hükümetin biran önce ekonomiye dönmesi, yapısal tedbirleri hızlandırması gerektiğini, IMF için değil ülke için bunların biran önce yapılması gerektiğini söyledi.Bence, yaşanan son gelişmeler, Hükümetin biran önce ekonomiye odaklanması gerektiğini, çarpıcı biçimde ortaya koydu. Çok geç olmadan, ekonominin masaya yatırılması gerekiyor.Yaşanan son gelişmeleri, ne hafife almak ne de fazla abartmamak gerekiyor. Bu süre içerisinde İstanbul’da belli kesimlerde panik havasının doğduğuna şahit olduk. Yine bu süre içerisinde dikkat çeken yönlerden biri; özellikle Devlet Bakanı Ali Babacan’ın sık sık verdiği demeçlerin piyasayı sakinleştirmeye yaramadığı, aksine bir etki yaratması oldu.Kendisine de daha önce özel sohbetlerimizde söylediğimiz için, şimdi rahatlıkla tekrarlayabiliriz ki; ekonomiden sorumlu bakanların bu kadar sık konuşmamaları gerekiyor. ‘Beklenti yönetimi’ sadece ‘hiçbir sorun yok’ demekle olmaz, gerektiğinde olası riskleri ortaya koyup, alınacak önlemleri de beraber söyleyip, piyasaları alıştırmak, olası sert hareketleri yumuşatmak gerekir. Babacan, umarız bu son gelişmelerde bunu gerçeği görmüştür. Özellikle IMF’le ilişkiler konusunda net olmayan, birbiriyle çelişik demeçler vermesi, yaşanan uluslararası gelişmeleri ‘umursamaz ve küçümser’ görünmesi, piyasalardaki paniğin artmasında etkili oldu.YABANCI ÇIKIŞLARIBence; doğan panik havasında asıl etken FED faizlerinde artış beklentisi nedeniyle yabancı çıkışları oldu. Sıcak para tüm gelişmekte olan piyasalardan olduğu gibi, Türkiye’den de çıkmaya başladı. Yabancılar bu hareketin gerekçesini, ‘belirsiz bir ortama giriyoruz, bu ortamda likit kalmak istiyoruz’ diye açıklıyorlar. Yabancı alımlarının asıl etken olmasının yanısıra, bazı bankaların açtıkları pozisyonlarını kapama telaşına girmeleri de döviz talebini artırdı.Cari işlemler açığının panikteki etkisi bence o kadar büyük olmamalı. Bakan yapmıyor ama biz piyasaları şimdiden alıştırmaya çalışalım; Ocak ayı cari işlemler açığı Şubat ve Mart aylarına kıyasla düşük çıktı. Şubat’ta 1.7 milyar dolar, Mart’ta da bir o kadar cari işlemler açığı bekleniyor. Yani Şubat ve Mart aylarında yüksek açıklara hazır olalım. Bu açıklar yıl sonunda açığın 9-10 milyar doları aşacağı anlamına gelmiyor. Bunu iyi bilip, panik olmamak gerek.Ancak cari işlemler açığındaki artışın ve yabancıların çıkışının panik yaratmaması için, ekonomi yönetiminin duruma hakim olduğunu piyasalara göstermesi lazım. Bu hakimiyeti göstermek artık lafla olacak iş değil, eylemle, gerekirse alınacak önlemlerin ucunu göstermekle olur. Yani durumu masaya yatırıp, ‘güven verecek’ rötuşlara başlamak gerekebilir.Bu arada piyasaların cari açık ve yabancı çıkışıyla panik olmasını engellemenin en iyi yollarından biri, ‘önümüzdeki dönemde yapılacak dışborç geri ödemeleri’ konusunda piyasaları rahatlatmaktan geçiyor. Piyasaların bu konuda rahatlaması için ise IMF’le ilişkilerin biran önce netleşmesi gerek. Siz Hükümet olarak kararınızı alıp, 3 yıl daha yeni bir stand-by anlaşması yapacağınızı, ödemeleri yaydığınızı açıklarsanız, inanın piyasalar aniden rahatlar. Bunun için bakanın sevdiği deyimle ‘ihtiyari’, yanlış çevirisi dediği haliyle ‘tedbiri’ stand-by anlaşması yapmak ve bu kapsamda gerektiğinde kullanılacak fon oluşturulması da yetecektir. Piyasaların rahatlatılması için böylesine köklü bir kararın artık alınması lazım. Çünkü herkes biliyor ki; Hükümet kendi başına gerekenleri yapacağı konusunda maalesef güven vermiş değil. Unutmayalım ki; AB’den müzakere süreci alınması konusunda da ciddi endişeler belirdi ve bütün bu gelişmelerin ekonomiyi olumsuz etkilemesinin en iyi yolu böyle bir açıklama...Bu arada yapısal tedbirler ve bankacılık gelişmeleri, hala yeni risk unsurları olarak devrede...
Yazarın Tüm Yazıları