Hazine atamalarına Başbakan bakıyor

MALİYE Bakanlığı ve Devlet Planlama Teşkilatı ne kadar yetkilerini budamaya çalışsalar da, Hazine Müsteşarlığı ekonomi yönetiminin hala en kilit teşkilatı.

1980'lerden beri etkin olan Hazine, 2000 yılında uygulamaya giren programla birlikte fonksiyonunu artırdı.Geniş alanlara yayılan reformların çoğu, ilgili kurum yerine Hazine'de şekillendi. Bunun çok sağlıklı bir yol olmadığı açık ama diğer bakanlıklar kendi alanlarında yapılacak reformlara direndikleri için, uluslar arası ağı etkin olan Hazine, teknik destekle, başka alanlardaki reformlarda da etkin oldu.

Kısacası; uygulanan ekonomik program Hazine'de dizayn edilip yürütüldü.

Programın yürütülmesinde bu kadar kritik rol oynayan Hazine Müsteşarlığı şu anda felç durumda... Başından beri programda söz sahibi olan Müsteşar görevden alındı, yerine 2-3 kademe altından bir kişi atandı. O da yetmedi en deneyimli 3 müsteşar yardımcısı birden görevden alındı. Bitmedi; bu görevlere atama da yapılamıyor..

Aslında fiilen Bakan Ali Babacan müsteşarlık, Müsteşar İbrahim Çanakçı da Müsteşar yardımcılığı yapıyor... İkisi de aslında canla başla, samimi olarak görev yapmaya, programı sürdürmeye çalışıyorlar ama hem siyasi kadrolar, hem de bürokrasi kadroları içinde sözlerini dinletmek açısından, 'genç' kaldılar.

Atamanın yapılamaması da, sözlerini fazla dinletemediklerinin bir kanıtı.

Ankara kulislerinde atamaların yapılamamasının nedeni olarak, 'bizzat Başbakanın işe karışmış olması' gösteriliyor. Başbakanın Hazine Müsteşarlığı'na getirmek istediği ama yapamadığı, İstanbul Belediyesi'nden yakın arkadaşı Mesut Pektaş'ı şimdi de Müsteşar Yardımcılığına, hem de kamu finansmanı ve KİT'den sorumlu Müsteşar yardımcılığına getirmekte ısrar ettiği konuşuluyor. Buna karşılık Bakan ve Müsteşar'ın bu görev için, eski DPT'ci Cavit Dağdaş'ı düşündüğü, bu nedenle atamaların kilitlendiği söyleniyor. Peki Pektaş bu kritik göreve gelirse ne olacak derseniz, yanıt açık: O zaman Başbakan KİT ile kamu finansmanı, yani bankalarla ilgili işleri Bakan ya da Müsteşarla değil, Pektaş ile götürecek. Ona talimat verecek. Pektaş'ın 'Başbakanın vücut dilinden en iyi anlayan' kişilerden biri olduğu açık...

Kişisel tahminim o ki; Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül de bu atamaya karşıdır.

PİYASA YAPICILARIYLA TOPLANTI

Durum basit gibi görünüyor ama değil. Bir Başbakan eğer teknik bir iş olan Hazine Müsteşar Yardımcılığına kadar karışıyorsa, burada başka saikler var demektir...

Aslında sadece Başbakan değil, altındakiler de yapmaması gereken işlere karışıyorlar. Hazine'de, Tansu Çiller'in döneminde hep eleştirdiğimiz bir olay daha yaşanmaya başladı. O zaman'Bir Bakan ihalenin nereden kesileceğine karar vermez, bu görev ilgili daire başkanına aittir, çünkü bu teknik bir iştir. Bir bakan ihalenin nereden kesileceğine karar veriyorsa, başka işler vardır' derdik. Şimdi Babacan'ın Çiller'in yaptığı işleri yaptığını kesinlikle düşünmüyoruz ama, Babacan da bu toplantılara katılıyor ve bu şekil olarak bile yanlış anlamalara izin verir...

Babacan geçen Cuma günü Hazine'de yapılan Piyasa Yapıcıları Toplantısı'na da katılmış. İlgili genel müdür yardımcılarına Müsteşar katılacağı söylendiği için bu kez katılım, allahtan, yüksek imiş. Toplantı Hazine'de yapıldığı için Bakanın bir 'merhaba' demesi o kadar yanlış değil. Ancak toplantıya katılan bankacılar 'Program konusunda Bakanın mutlaka uyulacak sözü vermesi bizi biraz huylandırdı' diyorlar. Bankacılar ayrıca, 'IMF'le görüşmeler konusunda Müsteşarın bile her şeyi bilmediğini gördüklerini, ilgili Genel Müdürlerin bile teknik IMF toplantılarına alınmadığını duyduklarını, IMF'le ilişkileri bir tek bakanın bilmesinin ise olağan bir şey olmadığını' söylüyorlar...

'Ekonomi böyle yürümez' diyoruz ya, işte bu yüzden... Bu örnekler o kadar çok ki.

Yazarın Tüm Yazıları