IMF’nin 4’üncü madde değerlendirmesinde, harcamalara sınır konulmasının istendiğini, bu konunun özellikle seçimlerden sonra, 2008 yılından itibaren mali disiplinin korunması açısından, yoğun olarak tartışmaya açılacağını, daha önce söylemiştik.
Türkiye Ekonomi Araştırmaları Vakfı (TEPAV), dün 2006 yılı bütçesine ilişkin kapsamlı değerlendirmesini yayımladı. Başbakan Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan 2006 yılı bütçe açığının 3.9 milyar YTL değil, aslında 5.2 milyar YTL olduğu belirtilen TEPAV raporunda; bir defalık gelirlerin dışarda tutulması halinde, AB normlarındaki açık 18.5 milyar YTL’ye çıkıyor.
TEPAV değerlendirmesinde, 2006 yılı başında tahmin edilenden oldukça düşük gerçekleşen bütçe açığında bütçe gelirlerinin başlangıç hedefinden 11 milyar YTL fazla vermesinin etkili olduğu ifade edildi. Buna karşılık 2006 yılı bütçe sonuçlarının tartışmalı olduğunu kaydedilen raporda, bir defalık tedbirlerle bütçe dengesinin iyileştirilmesinin yanında, mali raporlama standartlarına uygun olmayan bir şekilde bütçe gelirlerinin gösterimi ve bir sonraki yıla ertelenen harcamaların varlığının bu tartışmaların odak noktasını oluşturduğu kaydedildi. Yerel yönetimlere yapılan 1.2 milyar YTL ödemenin gider kaydedilmemesi, 1.4 milyar YTL’lik emeklilere vergi iadesi avans ödemelerinin bütçeye gider yazılmak yerine bütçe dışında mahsup edilmesi, 1.7 milyar YTL’lik ilaç, akaryakıt gibi mal ve hizmet alımlarından devlet adına doğan yükümlülüklerin gider yazılması gerektiği halde, bir sonraki yıla devredilen yükümlülüklere eklenmesinin, tartışmalı konular olduğunun altı çizildi. İşte bu düzeltmelerden sonra 2006 yılı bütçesinin asıl açığı 18.5 milyar YTL’ye çıkıyor. Bu açığın milli gelire oranı ise yüzde 3.3 ediyor.
Kısacası; Başbakan Tayyip Erdoğan’a açıklattırılan bütçe, aslında o kadar parlak değil. Ama şunu da kabul etmek lazım ki; hangi hükümet olsa böyle bir şov yapmayı denerdi, çünkü öyle ya da böyle, kılıfına uydurulmuş olsa da, uzun zamandır böyle bir bütçe dengesi yaşanmamıştı.
HARCAMALARDA YÜZDE 18 ARTIŞ
Ancak bundan sonrası için artık böyle parlak bir tablo beklenmemeli. Çünkü TEPAV raporunda da belirtildiği gibi, harcamalar vergi gelirlerinin çok üzerinde artıyor. Örneğin 2006 yılında faiz dışı harcamalar aynı baza getirilmiş 2005 rakamlarına kıyasla yüzde 15.3 oranında artmış. Ertelenmiş harcamalar da dikkate alındığında, bu harcamalardaki artış yüzde 18’i buluyor.
TEPAV raporunda dikkat çekilen bir başka unsur da "yapısal reformlara rağmen esnekliğin olmadığı harcamaların payının düşmediği" gerçeği. TEPAV, 2006’da bütçe harcamaları içinde esnekliği olmayan harcamaların payının yüzde 74.8’e çıktığını saptamış. Bu oranın istikrar programı öncesi döneme göre, az da olsa, yükselmiş olmasının, "yapısal düzenlemelerin ve tedbirlerin etkisinin bütçe üzerinde sınırlı kaldığını gösterdiği" belirtiliyor.
Bu arada raporda harcamalar AB ülkelerindeki harcamalarla karşılaştırılıyor ve sağlık harcamalarında AB ülkeleriyle nitelik farkı bulunduğu, savunma ve güvenlik harcamalarının ise AB ortalamalarının biraz üzerinde seyrettiği, dinlenme eğitim ve kültür ve din hizmetlerinde de AB ortalamalarının altında kalındığı ve bu fonksiyonun yarısından fazlasının diyanet hizmetlerine ayrıldığının altı çiziliyor.
Özetle; yapısal reformlardan beklenen harcama tasarrufunun sağlanamamasının, bütçe dışındaki kurumların mali dengelerindeki olumsuzlukların ortaya çıkmasının, bütçe üzerindeki mali baskının artmaya başladığını gösterdiği bir gerçek.
AKP Hükümeti, şimdilik bu eksikleri halı altına süpürerek gözlerden uzak tutmaya çalıyor. Ancak bu açıklar var ve giderek saklanamayacak boyutlara ulaşıyor. Bunun da ötesinde mali disiplin için gereken harcama tasarrufu bir türlü sağlanamıyor.
İşte bu nedenle de IMF "harcama artışına sınır konulmasını" istiyor.
Bizce 2008 yılında harcamalara ağırlık veren yeni bir ekonomik program gerekiyor.