Geri adım yeni uzlaşma zemini için lazım

BANKALARIN araştırma birimleri artık ekonomik analizleri bırakıp, siyasi analizler yayınlamaya başladılar.

Araştırma birimlerinin hazırladığı raporlar, banka yöneticilerine ve bazı banka müşterilerine gönderilir. Yani yatırım yapan müşterilerine, ileride karar alacakken göz önüne almaları gereken başlıca unsur olarak artık siyasi yorumları ve neler olabileceğini anlatıyorlar.

Bu eğilim, artık piyasaların gözünü içerideki siyasi gelişmelere çevirdiğinin çok somut bir göstergesidir. Piyasaların bu eğilimi önümüzdeki dönem artarak devam edecektir.

Bu aşamaya gelinmesinin başlıca nedeni, iktidar partisi başta olmak üzere, siyasetin sorumsuz ve çatışmacı davranışlarıdır. İktidar partisinin görevi, ne olursa olsun, ortamdaki gerginliği azaltmak iken, gerginliği artıran en önemli unsur olarak ortaya çıkmaktadır.

Gelinen aşamada toplumun tüm kesimleri tedirgin olmuş durumda. Bu nedenle başta işalemi ve işçi örgütleri olmak üzere, sivil toplum kuruluşları siyasetçilere "sağduyu çağrısı" yaptılar ancak siyasilerin hala bu çağrıyı algılamadıkları anlaşılıyor.

Muhalefet partileri yapılan çağrılara "somut değil, ne istediklerini açıkca söylesinler" dediler.

Başbakan Tayyip Erdoğan da önce olumlu bir çağrı olarak yorumladı ama ardından "herkes geri adım atsın" çağrısına, "Niye geri adım atacağım ki" diye yanıt verdi...

Halbuki sivil toplum kuruluşları, tarafların tam gaz karşı karşıya geldiğini, çatışma havasının doruğa ulaştığını ve yeniden durup bir yerde uzlaşmayı sağlayacak zeminin kaybolduğunu söylüyor. Yani herkes geldiği uç noktadan bir adım geri atsın ki; uzlaşma için yeniden bir zemin oluşturulsun, bu zeminde oturulup konuşulsun demeye çalışıyor.

Bu ülkeyi sivil toplum kuruluşları mı yönetiyor, iktidar partisi mi?

Sivil toplum tehlikeyi görüyor, kavga çıkacak o nedenle, burun buruna geldiniz, bir adım geri atın ki, yeniden bir tartışma imkanı olsun diyor. Sivil toplum size adımınızı nasıl geri atmanız gerektiğini, geri dönerek mi, arka arka gelerek mi geri çekileceğinizi söyleyemez ki...

BU ANLAYIŞLA GERİLİM YUMUŞAMAZ

"Geri adımın ne olduğunu anlamadım. Böyle bir şey söz konusu değil. Ortak akıl oluşturulmasında hemfikirim, bir araya gelinmeli konuşulmalı. Neden geri adım atacağım? Açıklamaların hedefi ne? İktidar nasıl adım atmalı? Anlatsınlar da öğrenelim."

Bu yanıtı veren, türbanı gündeme getirmek için 5 yıl beklediğini belirten Başbakan Tayyip Erdoğan’ın kendisi. Böyle bir anlayışla uzlaşma olabilir mi?

Yani Başbakan demek istiyor ki; ben parti kapatmayı önlemek için Anayasa değişiklikleri yaparım, gerekirse bu işi referanduma da götürürüm, ama geri dönmem...

Yapılacak referandum "laiklik referandumu"na dönüşecekmiş, rejim krizi haline gelecekmiş, bu hale geldiğinde çok sert kırılmalar yaşanacakmış, pek umurunda değil.

Bence Başbakan parti kapatmaya razı olmasının beklenmesini, geri adım olarak nitelendirilmesi ihtimaline karşı şimdiden önlem almaya çalışıyor. Yani yine kendisi değil karşı tarafın geri adım atmasını istiyor. Başbakan’a göre parti kapatılamaz, eğer o parti kendi partisiyse hiç kapatılamaz, kendisi de siyasi yasaklı yapılamaz...

Bu aşamada hangi politikacı olsa, bu konuda geri atar mı, derseniz, Başbakana haksızlık etmeyelim, bu durumda böyle bir geri adımı kabul eden politikacı pek çıkmaz...

Ancak geri adımın ille de bu olması gerekmiyor ama bir geri adım atılması da şart. Bunu bulmak, yeniden tartışma zeminini yaratmak da başta Başbakan olmak üzere siyasilerin görevi... Geri adım atın diye sivil toplum, bu adımı tarif etmek zorunda değil...

Yani sağduyu çağrısının henüz yerine ulaşmadığını görüyoruz. Bu da piyasaları tedirgin etmeye başladı. Önümüzdeki dönem bu tedirginlik iyice artıp, ekonomik istikrarı tehdit eder boyutlara ulaşabilir. Ortak zemin yaratmak için geç kalınıyor...
Yazarın Tüm Yazıları