Faiz indiriminde aşırıya kaçılmamalı

UZUN zamandır beklenen faiz düşüşü, 5. gözden geçirmenin onaylanması ve ABD'nin 8.5 milyar dolarlık kredisinde ilke kararının çıkmasıyla, bariz bir hal almaya başladı. Ağustos ayı enflasyon rakamlarının da düşük çıkma ihtimali hayli yüksek. Bu nedenle de piyasalar, Merkez Bankası'ndan yeni bir faiz indirimi beklentisine girdi.

Faizlerdeki düşüş elbette sevindirici ama bu konuda fazla ihtiraslı olmamak gerekiyor. Geçmiş deneyimler gösteriyor ki; faiz indiriminde aşırıya kaçılmamalı. Unutulmamalı ki; faiz indirimi çok hızlı ve hazmetmeden olursa, faizdeki artış da o kadar sert ve hızlı olur.

Yani faiz indirimleri öyle olmalı ki; bir daha faiz artışlarına imkan vermesin. Çünkü piyasaların yeni faiz artışına tahammülü yok...

Bilindiği gibi; bankalar uzun süredir öyle kayda değer bir kredi kullanımı yapmıyorlar. Topladıkları bütün paraları Hazine kağıdında değerlendiriyorlar. Yani tıka basa kağıda boğulmuş durumdalar.

İşte tehlike de burada... Bankalar bu yıl, bilindiği gibi olumsuz haberleri gözardı edip, sürekli olarak iyi haberleri satın alma eğiliminde oldular. Bu eğilimleri devam ediyor. Bütün amaç da mümkün olabildiğince fazla kár yazmak. Bu nedenle faiz indirimleri, yıl sonunda daha fazla kár yazabilmek için, doğal olarak bankaların işine geliyor. Elbette ekonominin de işine geliyor. Faiz indikçe borçlanma maliyeti azalıyor...

Ancak yeni faiz artışlarının, hele hele sert faiz artışlarının, hem bankaların hem de ülkenin aleyhine olacağı, böyle bir tehlike halinde getirdiğinden çok götüreceği de unutulmamalı...

Peki, bu aşamada niye böyle bir uyarıya gerek duydum?

Çok açık, faiz indirimi oldukça, bazılarının gözünü hırs bürüyor, ‘‘daha fazla, daha fazla’’ diyorlar. İşe bu nedenle ‘‘Temkinli olmak gerek’’ diyorum.

Bu hırsa Hazine'nin de kapılmaması gerekir. Önümüzdeki aylarda nisbeten düşük geri ödemeleri olan Hazine'nin, şu anda ‘‘tek piyasa yapıcısı’’ olduğunu unutmaması lazım. Yani bankaların zaman zaman portföy değiştirmeleri gerekir ve bunu gerçekleştirecekleri, piyasa yapıcısı konumunda önemli bir oyuncu piyasada yok. Bankalar bu ihtiyaçlarını ancak Hazine'nin ihalelerine girip, karşılayabiliyorlar.

HAZİNE HIRS YAPMASIN

Bu nedenle Hazine'nin geliri olup itfaları az olsa bile, hırslı davranıp birden piyasadan çekilmemesi lazım. Sürekli olarak piyasayı takip edip, değişim taleplerini iyi inceleyip, gerektiğinde piyasanın ihtiyacına göre kendi ihtiyacı olmasa da piyasada olması gerek. Daha önce Hazine'nin birden piyasadan çekilmesinin getirdiği maliyeti, çok çarpıcı biçimde ödedik.

Bu arada yabancı bankaların portföy tutmaktan çok piyasadaki alışverişle para kazandıkları, yabancı bankaların kár için giriştikleri harekete yerli büyük bankaların takıldığı da unutulmamalı. Yani ‘‘büyük bankalar nasıl olsa piyasayı tutar, yükseltmez’’ rehavetinde olunmamalı.

Öte yandan reel faiz konusunda da bir sürü yanlış anlaşılma var. Hazine faizine bakılıp, yanlış biçimde bundan enflasyon oranı düşülerek reel faiz hesabı yapılıyor. Bu yanlış hesabın yanısıra, bankaların portföyünde yüklü döviz kağıtları bulunduğu, bu kağıtlardan uzun süredir zarar edildiği, yani paçal edildiğinde reel faizlerin bu kadar yüksek olmadığı unutulmamalı.

Ayrıca enflasyonun bütün ülkelerde yüzde 20'ye indikten sonra, düşüşün devamının çok daha zor olduğu, dolayısıyla önümüzdeki döneme ilişkin reel faiz hesaplarında bunun gözününde tutulması gereği de ortada...

Kısacası faizlerin düşmesi olumlu, devam da etmesi lazım ama öyle devam etmeli ki; yeni bir faiz artışına meydan vermemeli.

Asıl tehlikenin yeniden faiz artışında olduğu hiç unutulmamalı...

Faizlerin yeniden artışa geçmemesi için ise bütün iş Hükümete düşüyor. Piyasaya güven vermek, şimdi her zamankinden daha önemli hale geldi. Güven vermek için de piyasanın ekonomik programa uyum konusunda hiç bir endişe taşımaması gerek. Yani Temmuz ayındaki tehlikeli bütçe rakamları tekrarlanmamalı. Tekrarlandığı takdirde ise hemen, bunu kapatacak önlemler alınıp, açıklanmalı. Mali disiplin kaçtığı takdirde, ABD ve IMF ne kadar destek verirse versin, yeni bir tedirginlik doğacak, bu da faizlerin yeniden artmasına, hem de hızla artmasına neden olacaktır.

Yani faiz indirimi konusunda, şimdi her zamankinden daha dikkatli olunmak zorunda. Hükümet, hata payının çok azaldığının farkında olmalı.
Yazarın Tüm Yazıları