Enflasyon yükseldi ama olumlu yorumlandı

ENFLASYONUN yükselmeye devam ettiğini gösteren mart ayı fiyat indeksleri, piyasalarda çok olumlu yorumlandı.

Bunun nedeni, piyasaların enflasyonun çok daha yüksek çıkacağını beklemesiydi ama sanki enflasyon düşüyormuş gibi algılanması bizce abartılı bir tavır oldu.

Enflasyon TÜFE’de mart ayında yüzde 0.92 artış göstererek, yüzde 1.02 olan beklentilerin bir miktar altında gerçekleşti. Yıllık enflasyon mart sonunda TÜFE’de yüzde 10.16’dan 10.86’ya, ÜFE’de ise yüzde 10.13’ten 10.92’ye yükseldi.

Özetle, enflasyon yeniden çıktığı çift haneli rakamlardan aşağı gelmiyor, aksine yükseliyor. Bununla birlikte bu yıl için belirlenen enflasyon hedefinin yüzde 4 olduğunu da unutmayalım. Yani, ne kadar "gerçekleşmeyeceği belli" dense de, bu hedef Türkiye’nin, uygulanan ekonomik programın bir hedefi. Yani, ulaşılması gereken asıl nokta hálá yüzde 4...

Bu arada, rakamın olumlu algılanmasının bir nedeni de enflasyon için belirlenen belirsizlik aralığının aşılmamış olması. Daha doğrusu belirsizlik aralığının üst sınırının altında kalındığı için Merkez Bankası’nın Hükümete mektup yazmak zorunda kalmayacak olması...

Bu belirsizlik aralığı konusunda ise yanlış tanımlamalar yaygın biçimde kullanılıyor. Bir "patika" edebiyatıdır gidiyor. Halbuki sadece belirsizlik aralığının üzerine çıkan, yani belirlenen "patika"nın dışına çıkan enflasyon, yeniden belirsizlik aralığı içine, "patika" içine girdi.

"Patika" dediğimiz şey ise, normal asfalt yolun iki yanındaki tali, toprak yol. Birara bu yolun da dışına yani uçuruma doğru giderken, yeniden bu toprak yola girildi.

Ama gitmemiz gereken asfalt yol, yani asıl yola daha girilebilmiş değil...

Buna karşılık piyasalar belli ki henüz asfalt yola girilmesini beklemiyor. Hatta tali yoldan da çıkıp uçuruma doğru gideceğimizi beklediği için, bu rakamları abartılı biçimde sevdi.

Aslında piyasaların korktuğunun olmadığını söylemek bizce daha doğru. Çünkü piyasalar ancak önlerindeki adımı düşünüyor, adımın uçuruma gitmediğini görünce seviniyor. Piyasaların tek derdi, kısa zaman içinde işlerin tersine dönmemesi. İleride döneceğini hemen herkes görüyor ama patika da olsa bu yolda ne kadar giderse kendini o kadar şanslı sayıyor. Bu durumu aslında olumlu mu değerlendirmek lazım, yoksa piyasalardaki bu havayı, ileriye dönük olarak bir tehdit olarak mı görmek lazım, orası yoruma bağlı...

FAİZ İNDİRİM BASKISI ARTACAK

Piyasalarda, yükselmesine rağmen Mart ayı enflasyon verileri o kadar olumlu yorumlandı ki; şimdiden "Merkez Bankası’nın faiz indirimi için daha sonraki ayları beklemeyeceği" tahminleri bile yapılmaya başladı.

Bizce faiz indirimi baskısı önümüzdeki dönemde giderek artacak. Bu baskılar Hükümetin de seçim öncesinde Merkez Bankası üzerinde daha fazla baskı yapmasını beraberinde getirecek.

Merkez Bankası Para Politikası Kurulu 18 Nisan’da toplanıp, faiz kararı verecek. Bu tarihin, Cumhurbaşkanlığı açıklamasına denk gelmesi de ayrı bir tartışma konusu olabilir.

Ama bundan bağımsız olarak Merkez Bankası’nın karar vermesi gerekecek. Elbette, önümüzdeki günlerde gelecek beklenti anketi sonuçları önemli olacak ama ne olursa olsun faiz indirimi için henüz somut belirtilerin ortada olmadığını düşünüyoruz.

Merkez Bankası yaptığı açıklamada hálá özellikle hizmet fiyatlarındaki katılığın devam ettiğinin altını çizdi. Yanısıra, başta tekstil olmak üzere mart ayında düşüş görülen bazı temel kalemlerde nisan ayında fiyat artışlarının kaçınılmaz olduğu da unutulmamalı.

H endeksinde yüzde 0.48 ile genel TÜFE’nin altında bir artış olmasına karşılık, yıllık enflasyonun mart sonunda yüzde 9.3’ten 10.0’a yükseldiği de gözden uzak tutulmamalı.

Yani, önümüzdeki üç ayda baz etkisi yıllık enflasyon verilerini olumlu etkileyecek olmasına rağmen, faiz indirimini gerektirecek bir enflasyon düşüşü için daha beklemek gerekecek.

Bu arada IMF gözden geçirmesinin tamamlanması için henüz bir hareketin gözükmediği unutulmamalı. Bu da sapan mali disiplin için bir olumluluk görülmediği anlamına geliyor.

Özetle; fazla iyimserlik, faiz indimi gibi ileride sıkıntıları artıracak baskıları getirmemeli.
Yazarın Tüm Yazıları