Ekonomi bürokratları hükümete ters düştü

"BİRİNCİ yapmamız gereken şey, makro ekonomik istikrarı muhafaza etmek. Bunun da iki temel göstergesi var: Düşük enflasyon ve mali disiplin. Hiçbir şekilde bu iki unsurdan taviz verilmemesi gerekiyor. Çünkü diğerleri bunun zınnında elde edilen gelişmelerdir"

Kim söylediyse, ne kadar doğru söylemiş değil mi?

Demek istiyor ki; küresel kriz nedeniyle riskler büyüyor ve Türkiye’nin bu krizden en az etkiyle kurtulması için, sağlanan makro ekonomik istikrara sarılmak gerekiyor. Makro ekonomik istikrar da enflasyonla mücadeleye devam etmeden, mali disiplini bozmadan devam ettirilebilir. Yani büyümeyi koruyacağım diye, siz enflasyonla mücadeleyi gevşetir, mali disiplini bozarsanız, o zaman makro ekonomik istikrar kaybolacağı için büyümeyi de sağlayamazsınız, istikrarın getirdiği diğer olumlu sonuçları da kaybedersiniz demek istiyor...

Tırnak içindeki sözler, Hazine Müsteşarı İbrahim Çanakçı’ya ait, geçenlerde bir toplantıda söylemiş. Bu da ekonomi yönetiminin en kritik koltuklarından birinde oturan bürokratın, şu anda AKP Hükümeti’nin yaptıklarıyla tümüyle ters düştüğü anlamına geliyor.

Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz’ın ne dediğini, enflasyonla mücadeleden taviz verilmemesi gerektiğini nasıl sürekli belirttiğini de biliyoruz.

Yani ekonomi yönetiminin en önemli bürokratlarından diğeri de aynı görüşte sayılır

Ekonomi yönetiminde üçüncü önemli koltuk Devlet planlama Teşkilatı (DPT) müsteşarıdır. Müsteşar Ahmet Tıktık, sessiz kalmayı tercih eden bir bürokrattır ama son dönemde Hükümetin aldığı bazı kararlardan kaygı duyduğunu biliyoruz. Örneğin mali disiplini bozacak, bütçe dışı fon yaratma anlamına gelen, ulaştırma ve enerji yatırımlarını hızlandırmak için hazırlanan yasa tasarılarına karşı çıktığını biliyoruz.

Bu bürokratların özellikle başbakanlığa ve TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’na, adı geçen yasa tasarıları hakkında mali disiplini bozacağı uyarısı yaptığını da biliyoruz.

Ama hükümet bu bürokratların uyarılarını kesin olarak dinlemiyor.

Hem de bu bürokratların hepsi AKP döneminde gelen bürokratlar olduğu halde...

ÖNLEM YERİNE DOZU ARTAN İSLAMİ SÖYLEM

İşte bu nedenle Başbakan Tayyip Erdoğan, artık ekonomi koordinasyon toplantılarına bürokratları almıyor, bakanlar ve ekonomi kökenli milletvekilleriyle toplanıyor.

Tekrarlıyoruz; hükümet bürokrasi ve piyasaların söylediğinin tersine, tümüyle büyümeye odaklandı, enflasyonla mücadeleden vazgeçti ve mali disiplini hızla bozan adımlar atıyor.

Zaten Devlet Bakanı Mehmet Şimşek’ten bürokratları da, işalemi de, piyasa da umudunu kesti ama hükümetin aldığı kararlar, doğruları söyleyecek tek kişi olarak umutlanılan Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren’in de ya konuşmadığını, ya da sözünü dinletemediğini gösteriyor.

AKP Hükümeti ülkeyi, ekonomiyi hızla, tehlikeli bir uçurumun kenarına doğru götürüyor.

Başbakan ekonomik gerçeklere uygun hareket etmek yerine, siyasi olarak da inciler döktürüp, "İslám devleti" adına rejim kaygılarını artıracak demeçler vermekten kendini alamıyor.

Bu ülkenin başbakanının, hem de Kadınlar Günü’nde "Kadınlar en az 3 çocuk doğurmalı, Türk milletinin kökünü kurutmak istiyorlar" sözlerini duymayan kalmadı. Yine aynı şekilde İslám hukukunu andıran, "Devlet katili affetme yetkisine sahip değil. Yetki maktülün ailesine aittir" dedi. "Sağduyulu" bilinen Diyanet İşleri Başkanı bile çıkıp, Danıştay’ın din dersi kararına "Bize sorsalardı" diyebildi...

Bunların ekonomi politikalarıyla ne ilgisi var diyenler çıkabilir.

Bizce doğrudan ilgisi var. Ekonomide kriz geliyor, ekonomi bilimi ne yapılacağını söylüyor. Bürokratlar buna göre uyarı yapıyorlar ama hükümet dinlemiyor. Bunun yerine İslámi hukuk söylemi pekiştirilip, kamplaşma ve rejim kaygıları körükleniyor.

Unutmayın; gelecek ekonomik ve siyasi krizler, tümüyle AKP Hükümeti’nin eseri olacak.
Yazarın Tüm Yazıları