DEVRİMCİ İşçi Sendikaları (DİSK) Başkanı Süleyman Çelebi, her imkan bulduğumuzda, küresel ekonomideki gelişmeler, Türkiye gerçeği, AB hedefleri, çağdaş sendikacılık gibi konularda sohbet ettiğim, ender sendikacılardan biri.
Gerçekten de sınıfsal bakışını koruyan ama köhne, dar, eski sol sendikacılık sınırlarını aşmış, sendikacılığın yanısıra çağdaş sosyal demokrasi adına da önemli çabalar gösteren bir aydın olarak tanıyorum kendisini.
Geçen hafta Cuma günü, üzerinde çalıştığı bir konu üzerinde, neler yaptığını uzun uzun konuştuk. Benim şirket kurtarmalara, ayrıcalıklı ve siyasi kaygılarla yapılmış ayrıcalıklara sert tepki gösterdiğimi bildiği için, bana anlatmak istediğini söyledi. Aynı konu üzerinde daha önce tartıştığım, öğrencilik yıllarından arkadaşım, nevi şahsına münhasır kimliğiyle özel bir önemi olan Adana Sanayi Odası Başkanı Ümit Özgümüş de, benimle konuşmasını rica etmiş.
Konu aslında eski bir konu. Sabah’ta Muharrem Sarıkaya geçen gün yazdı; DİSK Başkanı Süleyman Çelebi, Adana’daki Mensa Tekstil Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ulutaş ile birlikte şirketin kurtarılması için geçen hafta TBMM’de bakanlarla görüşmeler yapmış.
Çelebi, Mensa Fabrikasının üretime devam etmesi için, epey süredir çok yönlü çalışmalar yaptığını kabul ediyor ve bunun bir şirket kurtarma olmadığını, "şirketin yaşaması için kolaylık sağlanması" olduğunu söylüyor.
EN ÖNEMLİ TESİSLERDEN BİRİ
Kendisini tanıdığımı hatırlatarak, "ben kesinlikle devletin parasının birilerine peşkeş çekilmesine, halkın vergilerinin ayrıcalıklı kesimlere harcanmasına karşıyım" diyen Süleyman Çelebi, bu şirketin Adana’nın en önemli tesislerinden biri olduğunu, kolaylık sağlanması halinde rantabl çalışmasının, istihdam yaratmasının kesin olduğunu söylüyor. Doğal olarak Mensa’da çalışan işçiler sendikalı ve DİSK’e bağlılar. Geçmişte bu fabrikanın iki kez sıkıntıya girdiğini, sendikalı bir işyeri olduğu için, rekabet ettiği sendikasız hatta sigortasız işçi çalıştıran tesislere göre maliyetlerinin doğal olarak yüksek olduğunu belirten Çelebi, "Bunun işyeri sahibi için cezalandırıcı unsur olmaması gerekiyor" diyor. Şu anda bu fabrikada 400 kişi çalıştığını, yeniden yüzdürülmeye başladığında, hem bu işçilerin uzun zamandır bekletilen alacaklarını tahsil edeceklerini hem de kısa dönemde işçi sayısının 700-800’e çıkacağını kaydeden Çelebi, kendini toparlayıp tam kapasite ile çalışmaya başladığında ise işçi sayısının 1500 civarında olacağını söylüyor. Çelebi, yapılan anlaşma gereği önce, çıkarılan işçilerin yeniden işe alınmaya başlanacağını da söylüyor.
BANKACILIK KURALLARI İYİ Kİ DEĞİŞMİŞ
İşçilerin daha önce kendisini de protesto ettiğini kaydeden Çelebi, "Adana, yanlış teşvik nedeniyle çevresindeki şehirlerle de haksız rekabet içinde" diyor. Fabrikanın borçlarının tümüyle Halk Bankası’na geçtiğini, diğer bankaların devreden çıkmasıyla zaten bir rahatlama olduğunu, SSK ve vergilerin affedilmeyip zamana yayılması ile yani taksitlendirilmesiyle olumlu aşamaya gelindiğini kaydeden Süleyman Çelebi, "kesinlikle bir ayrıcalığın, kıyağın söz konusu olmadığını, kıyak hissetse önce kendisinin karşı çıkacağını" tekrarlıyor.
Kendisine "Halk Bankası’nın özel bir işlemi olup olmadığını" da soruyorum. Kesinlikle ayrıcalıklı bir işlem yapılmadığını, bu süreç içerisinde, "Zzaten artık böyle bir kıyağın yapılmasının söz konusu olamayacağını"da gördüğünü kaydediyor.
Politikacıların bankalar üzerindeki etkisinin artık önemli olamadığını belirten Çelebi, "Çoğu kimse karşı çıktı ama iyi ki yeni bankacılık kuralları gelmiş, kıyak çekme imkanı hemen hemen hiç kalmamış" diyor. Genel müdürün bile tek başına inisiyatifinin bulunmadığını hatırlatan Çelebi, tek tek bütün yönetim kurulu üyelerinin ikna edilmesi gerektiğini, çünkü yönetim kurulu üyelerinin "bizim sorumluluğumuz" diyerek en küçük detay konusunda bile bilgi istediklerini,yani herkes ikna olmadan hiçbir işlemin yapılamadığını söylüyor. Bu nedenle de "kıyak, ayrıcalıklı işlem imkansız" noktasına geldiğini ifade ediyor..
Özet olarak DİSK Başkanı Süleyman Çelebi, klasik işveren düşmanlığı olmadan, "işyerlerinin yaşamasını işçiler için isteyen", çağdaş bir sendikacı olarak görevini yapmaya çalışıyor.