’Bütçeye uyacağız’ demekle güven sağlanmaz

GEÇTİĞİMİZ cuma günü Başbakan Tayyip Erdoğan başkanlığında yapılan ekonomik koordinasyon toplantısından yine bilinen açıklamalar çıktı.

Her şeyden önce şunu söylemek gerekir ki; bu toplantıya neden bürokratların katılmadığını anlamıyoruz. Toplantıya katılanların hepsi siyasi ve oturup ekonomideki durumu, küresel krizi, nasıl etkileneceğimizi, ne önlem almak gerektiğini politikacılarla tartışıyorsunuz.

Halbuki bu gelişmeleri asıl bilen kişiler, bu işin uzmanları bürokratlardır.

Hazine Müsteşarı, DPT Müsteşarı, Maliye Müsteşarı, Merkez Bankası Başkanı olmadan sizin küresel krizi, bizi etkileyip etkilemediğini, bundan sonra nasıl etkileyebileceğini öğrenemezsiniz ki.

Aslında bürokratların bu toplantıya katılması da yetmez, Başbakanın bu bürokratların rahatça, istedikleri gibi konuşmalarını, kişisel ve kurumsal görüşlerini sansürsüz aktarmaları için gereken iklimi de hazırlaması lazım. Halbuki bu toplantının dışında da, bürokratlar, toplantı yaptıkları zaman bakanlarına ve Başbakana sansürsüz görüşlerini aktarmıyor, korkuyorlar...

Bırakın bürokratları bakanların bile gerçekleri tümüyle aktarmadıklarını öğreniyoruz. Bilgi aldığımız çeşitli çevreler, bürokratların çoğunun zaten tedirgin olduğunu, önlem alınmakta gecikildiğini, kişisel sohbetlerde küresel krizin bizi çok etkilemesinden korktuklarını söylediklerini, mutlaka biran önce önlem alınmasını istediklerini kaydediyorlar. Hatta bazı bakanların böylesine kritik bir dönemde önlem alınmadığı gibi, türban gibi siyasi çatışmaların gündeme gelmesinden rahatsız olduklarını da duyuyoruz.

Ancak bu bakanların da, görüştüklerinde Başbakana durumu tüm çıplaklığıyla anlatmadığını pembe tablolar çizip, gerçek düşüncelerini parti yönetimine aktarmadıklarını duyuyoruz.

AÇIKLAMA DA ŞART DEĞİL

Bu durum sadece bizim gözlemimiz değil, işadamlarının çoğunda da bu yargı hakim.

Devlet Bakanı Mehmet Şimşek konusunda işaleminin artık umudunu kestiğini söylemeliyiz.

Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren ise herkesin takdir ettiği, gerçekleri gören, insanları dinleyip samimi olarak çözüm arayan bir kişi olarak tanınıyor. Ancak somut adımların çıkmaması, önlemlerde gecikilmesi Ekren’in itibarını da zedelemeye başladı.

Başbakan konusunda ise konuştuğumuz işadamlarının çoğu, "çok değişti" diyorlar. Artık kimseyi dinlemediğini, gerekli adımları atmaktan neden çekindiğini anlamadıklarını kaydediyorlar.

Geçen haftaki toplantıda da yine "bütçe harcamalarına sadık kalacağız" ve "enflasyonla mücadele devam edecek" diye açıklamalar yapıldı.

Bu açıklamalar artık inandırıcı olmaktan çok uzak.

Şunun bilinmesi lazım ki; hem Hükümete hem de bürokrasiye ekonomi konusunda önemli bir güvensizlik hissedilmeye başladı. Geçen gün TÜSİAD bunu açık açık da söyledi.

Dün bir büyük işadamına "ille önlemleri açıklamaları mı gerekiyor, böyle açıklamalar yapıp bir yandan önlemleri hazırlasalar yetmez mi?" diye sorduğumda "tabi ki öyle ama türbanı bu dönemde ortaya çıkarmak bile tek başına bir güvensizlik kaynağı oldu" dedi. Aynı işadamı çok geç kalındığını ama açıklamalar dışındaki tavırların da hala önlem hazırlandığını düşündürmediğini, yani güvenin kaybolduğunu söyledi.

Özetle "Bütçe içinde kalınacak" demek yetmiyor, zaten bunun olması lazım. Tüm işalemi, kamuoyu bunun ötesine geçilip, yeniden güven kazandıracak bir şeyler bekliyor.

Güven çok zedelendiği için yeniden güven sağlamak da giderek zorlaşıyor.

Artık açıklamalar, sözler yetmiyor. Tamam, bir yandan "duruma hakimiz" veya "paniğe gerek yok" mesajları verilsin. Bu kapsamda belki bu tür açıklamalar da yapılabilir.

Ancak artık bilinen şeyleri söylemek güven vermiyor.

Herkes somut önlem bekliyor, önünü görmek istiyor.
Yazarın Tüm Yazıları