MALİYE Bakanı Kemal Unakıtan tarafından açıklanan bütçe gelişmelerinin detayı henüz belli olmadı ama bütçe dengesinin iyi gittiği ortada.
Bütçe gelirlerindeki iyileşme, dolayısıyla faiz dışı fazla hedefinin gerçekleştirilmesinde, geçici vergideki iyileşmenin önemli rol oynadığı tahmin ediliyor. Bu da ilk çeyrekteki karların iyi olduğunu ve ‘fatura yazdırma’ gibi Maliye baskısının tuttuğunu gösteriyor. Umarız bütçedeki gelişme, bütün yıl boyunca sürer.
Bütçe gelişmeleri iyi ama KİT dengesinde ciddi alarm sinyalleri gelmeye başladı.
Bu arada bütçe dengeleri ne kadar iyi olsa da, özel gelir ve fonlardan, beklendiği kadar bütçeye gelir yazılamayacağı da yavaş yavaş ortaya çıkıyor. 4 katrilyonluk özel gelir ve fonların, 2.5 katrilyonu bütçeye alınacak denmişti ama, belli ki bu ilk tahmin gibi, yani 1.5 katrilyon lira düzeyinde kalacak. Çünkü Hükümet, bu özel gelir ve fonlardan harcamayı artırmaya başladı.
Herşeyden önce KİT’lerin daha rahat borçlanmasına imkan veren kararname, bir ‘saatli bomba’ özelliğini taşıyor. KİT’lerin ticari bankalardan kredi kullanmadan veya diğer finansman yöntemlerine başvurmadan önce Hazine’den olur almalarının önündeki engel kalktı. Bu tür uygulamaların ne kadar zararlı olduğunu, sonunda KİT ve belediyelerin biriken borçlarının Hazine tarafından ödenmek zorunda kalındığını izlemiş bir gazeteci olarak, bu düzenlemeyi rahatlıkla ‘saatli bomba’ olarak nitelendirebilirim.
300 TRİLYONLUK KÖMÜR
Hükümet sessiz sedasız ‘fakirlere yardım’ adı altında, kömürde yeni sübvansiyonların yolunu açtı. Daha önce açılan kampanyanın parasal maliyeti 80-90 trilyon lira olarak hesaplanıyor. Bunun içinde kömürü çıkarma, dağıtımı ve ulaşım masrafları bulunuyor. Bu miktar Hazine’ye görev zararı olarak yüklendi. Bu yüke neden olan kömürün miktarı ise 662.7 bin tondu ve bu kömür 1.5 milyon aileye dağıtıldı. Türkiye Kömür İşletmeleri (TKİ) zarar eden bir kuruluş. Bu nedenle yük Hazine’ye bindi ve Hazine’den bunu almaya yeni başladı. Bu yılki kampanyanın kararnamesi de geçenlerde çıktı. TKİ’ye bu kampanya nedeniyle şimdiye kadar 850 bin tonluk talebin geldiğini biliyoruz ama talebin 1 milyon 200 bin tonu bulması bekleniyor. Henüz geçen kampanyanın parasının yeni ödenmeye başladığını hesaba katarsak, toplam maliyetin 250-300 trilyon olacağını ve bunun Hazine’den çıkacağını söyleyebiliriz.
TKİ’ye yüklenen bu görev zararı KİT dengesini etkileyecek bir karar...
TMO’NUN FİYATLARI
Hazine’den görev zararı olarak alınamayacak muhtemel KİT açıkları var. Örneğin merakla, TMO’nun açıklayacağı fiyatlar bekleniyor. Bütçeye 1.5 milyon tonluk alım için para konduğunu biliyoruz. Ancak, TMO’nun alım miktarı bunun üzerine çıkacak.
TMO Genel Müdürü Nebi Çelik, Referans’a verdiği demeçte TMO’nun haziran ile aralık ayı fiyatları arasında yüzde 20 fark olduğunu hatırlatarak, bu örnekle tüccarların piyasaya girmelerini sağlamaya çalışacaklarını söylüyor. Ancak Çelik’in arpada verdiği örnek, bunun o kadar kolay olmayacağını da gösteriyor. Çelik, geçen yıl arpada 215 bin lira fiyat verdiklerini ancak şu anda 300-330 binden işlem gördüğünü hatırlatarak, bunun yüzde 40 artış olduğunu, açıklayacakları fiyatların bu kadar olamayacağını, enflasyon hedefini gözetmek zorunda olduklarını söylüyor. Buğdayda TMO’nun alım fiyatının yüzde 16-17 zamla açıklanacağı tahmin ediliyor. Çelik, 2 milyon ton alım yapılabileceğini belirtirken, bu miktarın artabileceğini söyleyenler var.
Bu ise TMO’nun yükünün artması, dolayısıyla borçlanmasının artması anlamına gelecek.
ASGARİ ÜCRET MERAK KONUSU
Piyasa, kamu açıkları açısından kritik gösterge olacak, asgari ücret zammını da merakla bekliyor. Asgari ücret komisyonu yarın ilk toplantısını yapıyor. Yüzde 10’luk artış beklentisi var. İlk yarıdaki yüzde 34’lük zammın işaleminde tepki gördüğü, rekabet gücünü olumsuz etkileyeceği yönündeki tepkiler, hálá unutulmadı. Şimdi bu yüksek zammın ardından ikinci yarı için zam verilip verilmeyeceği, verilirse oranın ne olacağı, Hazine’ye yükü merakla bekleniyor.
Bankalar takas kağıdı önlemlerini aldı
BU hafta Çarşamba günü, meşhur takas kağıtlarının, kalan 1.2 milyar dolarlık bölümünün itfası var. Bundan sonra takas kağıtlarının 5 yıllık bölümü, yani 2006’daki geri ödemeler kalıyor.
Geçtiğimiz haftayı bankalar, bu takas kağıtlarının geri ödemesine hazırlıkla geçirdi. Aslında piyasalardaki karışıklıktan sonra, yani yabancıların yeniden piyasaya girmesiyle birlikte yerli bankaların hazırlığı başladı. Yerli bankalar, bu dövizleri kendilerinde tutup, piyasaya satmadılar. Kurlar yükselince vatandaştan gelen dövizleri de toplayarak hazırlık yaptılar.
Bankacılar zaten bu hafta itfası yapılacak döviz kağıtları için yeniden döviz kağıdı ihalesi açılmayacağını biliyorlardı. Yani 1.2 milyar dolarlık bir açık pozisyon doğmasını bekliyorlardı ve ona göre hazırlıklarını yaptılar.
Hazine, bu haftaki ihaleleri TL cinsinden açacağını açıkladı.Bankacıların bir bölümü, 1.2 milyar dolarlık açık pozisyonun 1 milyar dolarlık bölümünün tamamlandığını belirtirken, bazıları 700-800 trilyonluk bölümünün bankalar tarafından hazırlandığını söylüyor.
Yani bu hafta yapılacak takas kağıdı itfaları nedeniyle, artık çok büyük bir döviz talebi beklenmiyor. Bir miktar açık kalsa bile, bunun en azından Haziran ayı sonuna kadar taşınabilecek bir açık olacağını kaydeden bankacılar, ‘Geçtiğimiz hafta piyasaların düzelmesine rağmen kurların yüksek seyretmesi zaten bu açılacak pozisyonları kapama telaşındandı’ dediler. Dolayısıyla döviz fiyatlarının takas kağıdı nedeniyle artık çok fazla artması beklenmiyor.
Hatta, ay sonuna doğru kurların biraz düşmesini bekleyip, ona göre kalan pozisyonlarını kapamaya çalışacak bazı büyük bankalar olabileceği de söyleniyor.
Yine ABD’deki veriler izlenecek
PİYASALARIN gözü, bu hafta da ABD’de olmaya devam edecek. 15’inde açıklanacak tüketici fiyatları, içerde de yakından izlenecek bir gösterge olacak. Bankacılar, Greenspan’ın son açıklamasından bazı tereddütler doğduğunu hatırlatarak, ‘Piyasalar 0.25’lik faiz artırımına hazır ama artırım 0.50 olursa yeniden ortalık karışabilir’ dediler.
29 Haziran’da FED’in faiz kararını vereceğini hatırlatan bankacılar, 15’inde açıklanacak verinin ise faiz kararında herşeyden fazla etkili olacak bir veri olduğunun altını çiziyorlar.Bu nedenle 15’indeki tüketici fiyat açıklaması yakından takip ediliyor ve kötü bir veri çıkması halinde yavaş yavaş 0.25’in üzerinde bir artış da satın alınmaya başlanabilir.
Bu da doğal olarak, yeniden bir yabancı çıkışına, yabancı çıkışı olması halinde ise içerde kur ve faizde aşırı oynamalara neden olabilir. Bankacılar özellikle açık pozisyon açısından, geçen sefere kıyasla, şu anda sistemin teknik olarak, daha hazırlıklı olduğunun altını çiziyor. Ancak yine de yabancı çıkışı, içerdeki dengeleri yeniden sallayabilir. Küçük de olsa, bu ihtimal var.