Botaş günah keçisi yapılıyor

ENERJİ politikasının yürütülmesinde adım başı karşımıza çıkan, kibar deyimiyle "iyi olmayan yönetim" yine karşımıza çıktı. "Kontrat devri"nde de "fiyasko" denilecek bir noktaya ulaştık.

Botaş, uzun süren tartışmalar sonucunda, çıkarılan yasa gereği, doğalgaz ithalat kontratlarının özel sektöre devri için 30 Kasım 2005’te ihale yaptı. Botaş’ın bu ihale sonuçlarını onaylamak için, yasa gereği en fazla 1 yıllık süresi vardı. Bu hafta yani tam yasal sürenin dolacağı günlerde Botaş yönetimi, ihale sonuçlarını onaylayarak süreci tamamlamış oldu.

Süreç tamamlandı ama kontrat devrinin işlemesi imkansız gibi. Bunu artık herkes biliyor.

Yani kağıt üzerinde Botaş Yönetim Kurulu, Trusgaz olarak bilinen ve Rusya ile yapılmış olan anlaşmanın 4 milyar metreküplük ithalat hakkının Enerco, Bosphorus, Shell, Avrasyagaz olmak üzere 4 şirkete devri yönünde karar vermiş oldu. Ama bu kararın işlerliği olmayacağını, Bakanlık da, Botaş da, ihaleyi alan şirketlerin yönetimleri de çok iyi biliyor, kabul ediyorlar.

Peki, Botaş ne yapıyor, niye böylesine işlemeyecek bir kararı onaylıyor?

Aslında Botaş’ın hiçbir suçu yok. Kontrat devri ile ilgili yasayı hazırlayan da, şartlarını belirleyen de, çalışmasını engelleyen de Enerji Bakanlığı’nın yönetimi.

Bu arada Enerji Bakanlığı’nın Botaş’ı zor durumda bırakması ilk olmuyor. Bakanlık sürekli olarak Botaş’ın içişlerine karışıp, çalışamaz hale getiriyor. Kötü sonuç doğduğunda "Botaş yönetimi işi beceremiyormuş" gibi davranılıyor. Bu yönde haber sızdırdıkları bile söyleniyor.

Enerji Bakanlığı bürokrasisi kontrat devri işine baştan beri karşı. Ama hükümete yapılan baskılar sonucunda bu yasa çıkartıldı. Dolayısıyla Enerji Bakanlığı da mümkün olduğu kadar işlemeyecek biçimde yasayı dizayn etti. Sonuçta amacına da ulaştı.

Şimdi de "kontrat devri"nin fiilen işlemeyeceğini açık açık söylüyorlar ama ardından da "nasıl olsa ithalat yasası çıkacak o zaman bu işler dengeye gelecek" diyorlar.

İyi de o zaman kontrat devri yasasını niye çıkardınız? Eğer baştan bu işe karşıysanız, çalıştırmamayı planladıysanız, sizi kim zorladı bu yasayı çıkarmanız için?

Yani baştan sona bir fiyasko. AKP’li milletvekilleri, boş yere kendilerini çalıştıran, "Bu yasanın çıkması lazım" diye zorlayan, ardından işletmeyen hükümete, Bakanlığa ne diyecekler acaba? Yoksa "olur böyle şeyler, yenisi gelir ona da el kaldırır çıkartırız" mı diyecekler.

KİMSE ÇALIŞMAK İSTEMİYOR

Kontrat devri çalışmayacak çünkü Rekabet Kurumu gibi rutin onayların yanı sıra, şirketlerin Rusya ile gidip kontrat imzalamaları gerekecek. Onay yetkisi yine Bakanlıkta olacak. Rusya özel sektöre Botaş’a verdiğinden daha ucuz gaz verdiği takdirde, Botaş’ın Rusya’ya gidip "Bize de aynı fiyata inin" deme hakkı var. Aynı fiyatla alınırsa, özel sektörün Botaş’la rekabet şansı bulunmazken, Bakanlık da fiili olarak onaylamayarak bu işi durdurabilir.

Görüldüğü gibi Botaş bu oyunda bir formalite kurum olmuş, inisiyatifi yok.

Bakanlık elektrik zammında ne kadar becerikli davrandı, artık biliyoruz. Doğalgaz zamlarında, belediyelerden alacaklarını tahsilinde hep Bakanlık Botaş’ın elini kolunu bağlıyor. Ama Botaş yöneticileri yasal olarak da, kötü yönetim, zarar nedeniyle sorumlu duruma düşecekler.

Daha önce Bakanlık Botaş yönetimine, uzun süre toplanmaya yetecek kadar sayıda bile üye atamadı, birçok karar zamanında çıkmadı, yöneticileri zor durumda bırakıldı.

Yani bir Kurum, önemli işlevleri olan bir Enerji Kurumu, bakanlık tarafından fiilen işlemez hale getirildi, zarar üretir oldu. Yetmiyormuş gibi hukuken ve kamuoyu nezdinde suçlanıp duruyorlar.

Siz olsanız böyle bir kurumda sorumluluk üstlenmek, hatta çalışmak ister misiniz?

Zaten yapılan iş nedeniyle sürekli şaibelerle anılır hale gelen, şüpheli intiharların yaşandığı, "İçinden Yüce Divan Geçen Kurum" haline gelen Botaş’a, çok yazık ediliyor.

Botaş’la birlikte enerji politikasına, ekonomiye, ülkeye kötülük ediliyor.
Yazarın Tüm Yazıları