BAŞBAKAN Tayyip Erdoğan’ın Karaman konuşmasında faizler konusunda Merkez Bankası Başkanına yüklenmesinin ardından, "Başbakan Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı’na çıkması halinde Başkan Durmuş Yılmaz’ın gidici" olduğunu yazmıştık.
Bu yazının ardından aldığım tepkilerin çoğu "Evet, olabilir" idi. Ama bazı bankacılar aynen "Başbakanın Cumhurbaşkanlığı’na çıkmayacağı"na inandıkları gibi, "Başbakan Cumhurbaşkanı olsa bile Başkan Yılmaz’ı görevden almayacağını" söylediler.
Zaten Başbakana "Makul olanı yapacağı" konusunda güvendikleri için, böyle bir varsayımda bulunmaları, "o kadar tepkiyi göze alamaz" diye bu görüşe de karşı çıkmaları doğaldı.
Bir süredir Ankara’yı ve siyaseti izleyen bir gazeteci olarak, mevcut ipuçlarını değerlendirerek, hem Başbakanın Cumhurbaşkanlığı’na çıkacağını, çıkamasa bile bu konuda tahmin edilenin çok ötesinde ısrarlı olacağını ve Cumhurbaşkanlığına çıkması halinde de Başkan Yılmaz’ın bir şekilde gidici olacağına, giderek daha çok inanıyorum.
SERDENGEÇ’Tİ GELİR GÖRÜŞÜ
O dönemde bankacıların bir kısmı, hatırlanacak olursa, "Görürsünüz Başbakan makul olanı yapar ve ekonomi kötü etkileneceği için Süreyya Serdengeçti’yi yeniden atar" diyorlardı.
Yine hatırlarsınız; Serdengeçti’yi atamadığı gibi, özel finanscıları ve "faize karşı" tavırlarıyla bilinen akademisyenleri atamak istediler, olmadı. Ama benzer kişileri Banka Meclisine ve Para Politikası Kurulu’na yerleştirmekten hiç çekinmediler.
Sonuçta küresel likiditedeki hareketten yapılan bu hatalar nedeniyle en çok zarar gören ülke Türkiye oldu. Faizler 13’den 21’e kadar çıktı ve orada takılı kaldıÖ
O dönem kullandırdıkları tüketici kredilerini, konut kredilerini indirme yarışına giren bankacılar şimdi "Biz hata yapmışız çok hızlı indirmişiz" diyorlarÖ
Yani bu bankacılar AKP Hükümetine ve Başbakana "makul olanı yapacağı" konusunda çok güvendikleri için zarar ettiler. Şimdi ise o zararlarını bir miktar çıkarabilmek için faizlerin yüksek kalmasına ses çıkarmıyor, yılbaşı bilançolarını bu yolla süslemeye çalışıyorlar.
AYNI BASKILAR
Başbakan Durmuş Yılmaz’ın gidici olduğuna giderek daha fazla inanmamıza gelinceÖ
Farkında mısınız; eski Başkan Süreyya Serdengeçti’ye yapılanlar, mevcut Başkan Durmuş Yılmaz’a da, giderek benzer ve yoğun biçimde yapılmaya başladı.
Çünkü seçim yaklaşıyor ve Başbakanın çevresindeki bazı kişiler harekete geçip, faizlerin indirilmesi gerektiğini, Merkez Bankası Başkanının buna engel olduğunu, mevcut koşullarda bile faizlerin daha aşağıda olabileceğini, yine söylemeye başladılar.
Biz Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Karaman konuşmasında Merkez Bankası başkanına yüklenmesinde, bu kesimlerin etkisinin büyük olduğunu düşünüyoruz. Çünkü aynı kişilerin ekonomi sayfalarına hakim olduğunu bildiğimiz AKP’ye yakın gazetelerden birinde, aynen Serdengeçti döneminde olduğu gibi "faizler 3 puan insin" ve mevcut Merkez Bankası yönetimini eleştirip, gitmesi gerektiğini belirten yayınlar başladı.
Şimdi yarı açık-yarı imalı bu yayınların önümüzdeki dönemde artacağından kimse şüphe etmesin. Ardından olacaklar da belli.
FARKI BİLİYORUZ
Süreyya Serdengeçti ile Durmuş Yılmaz’ın farkını artık biliyoruz. Teknik olarak bir karşılaştırma yapmayacağız ama Yılmaz AKP tarafından atanan ve o dilden anlayan, Süreyya Serdengeçti ise bu kesimle alakalı olmayan teknisyenler. Yani Serdengeçti bu kesimlerin tepkisini göz ardı eder, bildiğini okurdu ama Yılmaz için aynı şey söylenemez. Etkilenip hata yaparsa ne olacak?
Zaten etkilenmeye başladığının haberleri geliyor. Karaman konuşmasından sonra Yılmaz’ın çok telaşlı olduğunun, etrafındaki "Has AKP’li çemberin daralmaya başladığını" duyuyoruz.
ÇEMBER DARALIYOR
Bizce AKP’ye yakın gazetelerin bu tavırları çok önemli bir gösterge. Aslında bunu gündeme getirenlerin "Para basılsın bir şey olmaz" diyen kesimden oldukları da biliniyor ama şimdilik asıl niyetlerini gizleyip, "faizler indirilmeli" baskısı yapmakla yetiniyorlar.
Yani Başbakanın işareti ile aynı senaryo uygulamaya girmiş bulunuyor.
Bakalım "makul olan" mı yapılacak, yoksa makul olmayanlara yine mi razı olunacak?