Babacan, BDDK’yı denetlemesi için IMF heyeti çağırmış
Paylaş
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
DEVLET Bakanı Ali Babacan ile Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu Başkanı Tevfik Bilgin arasındaki görüş ayrılıkları ve keskin tartışmalar, zaten biliniyordu. Ancak Babacan’ın sadece Başkana değil, Kuruma da güvenmediği ortaya çıktı.
Bakan Babacan, BDDK’nın geçen yılın sonunda çıkardığı uygulama yönetmeliklerine güvenmediği için, bu yönetmeliklerin uluslararası mevzuata uyumlu olup olmadığını, teknik olarak yeterliliğini soruşturmaları için IMF’den uzman bir heyet istemiş.
Bakan Babacan’ın isteği üzerine, en geç önümüzdeki ay IMF’nin finans ve banka uzmanları Ankara’ya gelip, yönetmeliklerin denetimini yapacaklarmış. Büyük ihtimalle zaten yönetmeliklerin çevirisi ya yapıldı, ya da şu anda hızla yapılıyordur.
IMF Heyeti Ankara’ya gelip bu yönetmeliklerin uluslararası standartlara uyumunu denetledikten sonra, gerekirse, geçen yılın sonunda yayımlanan yönetmeliklerde değişiklik yapılmasını isteyecek, bu hususları, Devlet Bakanı Babacan’a bir rapor halinde verecekmiş.
Elbette bu güvensizlikte BDDK yönetiminin rolü var. Çünkü niyet mektuplarında çok önceden, bu uygulama yönetmelikleri şartı yer almıştı. Daha sonra BDDK bu süreyi uzattı. Süreyi uzatmasına rağmen, önemli yönetmelikleri yoğun biçimde yılın sonuna kadar bekletti, yetiştiremedi. Yıl sonunda fazla vakit kalmayınca da, sektörle yeterince tartışılmadan, yeterli görüşler alınmadan bu yönetmelikler, biraz aceleyle yayımlanmak zorunda kaldı.
Bu nedenle, büyük ihtimalle sektörden, özellikle yabancı bankalardan bu yönetmelikler hakkında Babacan’a şikayetler gelmiş olabilir.
BDDK Başkanı Bilgin’in sektöre yabancı sermaye girişine hoş bakmadığını belirten açıklamaları da zaten Babacan’ın epeyce tepkisini çekmişti.
Demek ki, gelen şikayetler işin tuzu biberi oldu ve teknik olarak yeterli kendi uzmanları bulunmadığı için, Babacan da IMF’yi, yönetmelikleri denetlemek için çağırmak zorunda kaldı.
Peki, BDDK’nın suçu olmasına rağmen, Babacan’ın, kendi isteğiyle, kendi bürokratlarının yaptığını denetlemesi için IMF’yi çağırması uygun mu?
Bizce kesinlikle uygun değil. Her şeyden önce de, "kendi uzmanlarımızın yetersiz olduğunu, IMF kanalıyla bütün dünya aleme ilan ettiğimiz için" uygun değil.
SERMAYE PİYASASI SAHİPSİZ BIRAKILDI
Bu bürokratları getiren kim? Bu hükümet eski başarılı bilinen bürokratları istifa ettirtip, o zaman neden bu ekibi getirdi? Bu kişilerin atanmasında Bakan Babacan’ın imzası yok mu?
Bütün bu soruların yanıtını pekálá biliyorlar. O zaman kendi bürokratınızı niye IMF’ye, yani uluslararası kurumlara "yetersiz" diye şikayet eder duruma düşüyorsunuz?
IMF’ye ilk geldiğinde kafa tutan bu hükümet değil miydi? O IMF’yle ilişkiler konusunda şikayet ettikleri hükümetlerin hiç biri, işi buraya kadar getirmediler, biliyor musunuz?
Bu tavır aynı zamanda hükümetin bağımsız düzenleyici kurumlara gösterdiği saygının da bir göstergesi. Hükümetin, küresel ekonominin tartışmasız gereği olan bağımsız kurumlara tahammül edemediğini biliyoruz. Bizce Hükümet bunların önemini, bağımsız olmalarının getirdiği itibarı, bu kurumlara siyasi atama yapmamanın gereğini de, hálá anlayamadı.
Son Merkez Bankası Başkan atamasında anlayışın ne olduğunu gördük. Şimdi ise kendi seçtikleri başkandan bile yakınıp, kamuoyuna "başka ses" olduğu için, şikayet edebiliyorlar.
Son olarak Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Başkan atamasında aynı tavır geçerli. En eski bağımsız kurumlardan olan SPK’ya, 2 aydır atama yapılamıyor. Sermaye piyasasının sahibi olan SPK, 25 yıllık tarihinde böylesine kötü bir ortam içinde çalışmak zorunda kalmamıştı.
Bu arada tek parti çoğunluk iktidarı ama, koalisyon hükümetlerinde olduğu kadar, bakanların ve grupların kendi aralarında, özellikle atamalar konusunda sık sık çatışmalar yaşanıyor.
SPK Başkanı’nın atanamamasında bu görüş ayrılığının oynadığı rol, kesin.
Şimdiye kadar ki deneyimimiz, sizce, Cumhurbaşkanlığı’nın da AKP’ye geçmesi halinde, atamaların hangi vasıflara göre yapılacağı konusunda, gerekli fikri veriyor mu?