DEVLET Bakanı Ali Babacan, dün Halkbank’ın performansıyla ilgili geniş bir toplantı yaptı. Babacan’ın genel olarak kamu bankaları yönetim felsefesi ve yaptıklarına da değindiği toplantıdan ilginç ipuçları edindik ve sizinle paylaşalım istedik.
Toplantıda Halkbank Genel Müdürü Hüseyin Aydın, bir soru üzerine bankalarının Anadolu yaklaşımına sokacağı firma sayısının 19 bin, toplam alacak miktarının ise 400 milyon YTL olduğunu söylemiş. Çalışmaların bitmek üzere olduğunu kaydeden Aydın, bu ayın sonu, en geç Nisan başı itibariyle Anadolu yaklaşımının fiilen hayata geçirileceğini kaydetmiş. Bakan Babacan, Bankalar Birliği’nin Anadolu Yaklaşımı’na ilişkin standart bir sözleşme hazırladığını belirtip "Bankalar Birliği Başkanı Ersin Özince ile konuştuğunu, bu ay sonuna sözleşmeyi yetiştireceklerini söylediği" bilgisini de aktarmış.
Belki hatırlıyorsunuz; zamanında Anadolu Yaklaşımı’nın daha çok kamu bankalarına borçlu firmalar için çıkarıldığını, özel bankaların buna yanaşmayacaklarını, dolayısıyla bunun bir seçim yatırımı sayılması gerektiğini söylemiştik.
Her şeyden önce üsluba bir bakalım... Devlet Bakanı Ali Babacan aslında Anadolu yaklaşımı ile direk ilgilenmesi gereken bir kişi değil. Ama belli ki Bankalar Birliği Başkanını arayıp bu uygulamanın biran önce uygulamaya girmesi için, Birliğin tip sözleşmeyi biran önce hazırlamasını rica etmiş. Seçim yaklaşıyor, öyle ya...
Halk Bankası Genel Müdürü de çalışmaların zaten tamamlandığını bu sözleşme gelince hemen borç yapılandırmalarına başlayacağını söylüyor. Ne çabuk hazırlanmış değil mi?
Anlıyor musunuz şimdi, Anadolu yaklaşımının ne için çıktığını?
Sadece satır aralarındaki bu itiraflar değil, verilen sayılar da Anadolu yaklaşımının siyasi yönünün ağır bastığını, konunun daha çok kamu bankaları işi olduğunu açıkca ortaya koyuyor. Bakan Abdüllatif Şener Anadolu yaklaşımına girecek toplam firma sayısının 70 bin firma olduğunu açıklamıştı.
Yani Anadolu Yaklaşımı’na girecek toplam 70 bin firmanın sadece 20 bini Halk Bankası’na borçlu bulunuyor. Kabaca, Ziraat Bankası’nın da en azından bir o kadar yaklaşıma sokacak firması bulunduğunu var sayarsak, zaten 40 bin firma ediyor.
Biz teorik olarak hesaplanan 70 bin firmanın özel sektör bankalarına düşen kısmının çok azının Anadolu yaklaşımından faydalandırılacağını düşünüyoruz. Yani zaten 70 bin rakamı da bulunmaz.Bu nedenle rahatlıkla söyleyebiliyoruz ki; büyük ağırlık kamu bankalarında olacak.
KAMU BANKALARINA MÜDAHALE
Devlet Bakanı Ali Babacan, altını çize çize bu bankaların geçmişte siyasi müdahalelere maruz kaldığını ama şimdi bunun olmadığını, şimdiki kamu bankaları yöneticilerinin çok daha başarılı olduğunu söylemiş. Hatta kriz ve kamu bankaları ilişkisi için de çeşitli sözler etmiş.
Her şeyden önce şunu söyleyelim ki, kamu bankalarının geçmişte siyasi kararlardan olumsuz etkilendiği açık. Ancak bu şimdi olmuyorsa, tek nedeni IMF programıdır. Kaldı ki; şu anki başarının en büyük nedeni, Kemal Derviş’in, döneminin kamu bankaları Başkanı Vural Akışık’ın ısrarıyla verdiği bol kepçe devlet tahvilleridir. Hala onun neması yeniyor. Bu elbette kamu bankalarının mevcut yönetiminin başarısız olduğu anlamına gelmiyor ama insaf biraz...
Ayrıca Anadolu yaklaşımı yani daha çok kamu bankalarının etkileneceği bu yaklaşımın tümüyle siyasi bir karar olduğu da açık. Hani artık kamu bankalarına etki yoktu?
Babacan, Halkbank için blok satıştan vazgeçilmesi konusundaki sorulara yanıt verirken tam anlamıyla top çevirmiş. Efendim, blok satış düşündükleri zamanki fırsatlar şu an yokmuş, şimdi bu yöntem daha iyiymiş... Bizce söylediklerinin doğru olmadığını, şu anda blok satış yapılmış olsa kamunun en büyük faydayı elde edecek durumda olduğunu, bizce Babacan da çok iyi biliyor. Babacan bir soru üzerine de TESKOMB’un yüzde 15 hisseyi alma planı konusunda "Bunun çok yanlış olduğunu, kredi kullananın aynı zamanda banka ortağı olmasının çıkar çatışması doğuracağını" söylemiş. Bizce Babacan bu konuda son derece haklı.