ABD ile işbirliğinin yeni adı: Enerji

CUMHURBAŞKANI Abdullah Gül’ün, ABD’de yaptığı temasların en önemli konusu enerji işbirliği. Aslında enerji işbirliği konusu bu ziyarette gündeme gelmiş değil, bir süredir pişirilen yemek olarak görebiliriz. ABD tarafı Cumhurbaşkanı’nın gezisini de fırsat bilerek, bu alandaki işbirliğini su yüzüne çıkarma kararı almış görünüyor.1

Bu işbirliği o kadar kapsamlı ve stratejik ki; Türkiye bu oyunu iyi oynarsa gelecek kuşakları da etkileyecek çok önemli avantajlara ve gelire sahip olabilir. Ama iyi oynayamaz, stratejik davranamazsa, işler tam tersine, kötüye gidebilir.

PKK ile mücadelenin bile bu işbirliği kapsamında, tablonun bütünü içinde sadece bir parça olduğunu söyleyebiliriz. PKK ile mücadelede ABD’nin tavrındaki değişikliği hatırlayacak olursak enerji işbirliğinin ne zaman pişmeye başladığını de hesap edebiliriz.

Bu işbirliğinde elbette iki tarafın da çıkarları masaya yatırılacak, tarafların önceliklerine göre alacakları ve vereceklerine göre belirlenecek. Ülke olarak tablonun tümüne bakmamız lazım.

ABD’nin çıkarları bir an önce Irak’tan askeri olarak çıkmaktan, buradaki enerji kaynaklarına hakim olmaktan, İran’la da uzlaşmaya varmaktan geçiyor. Çünkü, ABD bu enerji kaynağına da girmek istiyor.

İşte Türkiye, ABD’nin enerji kaynaklarını kontrol gibi makro amacı çerçevesinde, şu anda çok önemli avantajlara sahip. Yani, Irak’ın tüm bölgelerine girip anlaşma yapabilecek, İran’la da ABD’nin arasını bulabilecek bir ülke. Ayrıca Afrika’daki enerji ülkeleri ve Suriye gibi bölge ülkeleriyle güvene dayalı ilişki kurabilecek tek ülke yine Türkiye olarak görülüyor.

Ayrıca AB ne kadar aymaz görünse de, ABD Avrupa’nın da enerji arz güvenliğini, yani tümüyle Rusya’nın eline geçmesini istemiyor, en azından gözetiminde yürümesini arzuluyor.

Tabloyu böyle okuyunca ABD’nin menfaatleri ve Türkiye ile işbirliğinin ne kadar hayati öneme sahip olduğu açıkça ortaya çıkıyor. Türkiye’nin bu oyunu iyi oynaması, elindeki kozları, yapacağı hatalarla harcamaması gerek. Yani sadece "boruların geçtiği bir ülke" olmakla yetinmeyip, musluklardan birine sahip olup bunu diplomasi alanında koz şeklinde kullanabilecek role sahip olabilmeli.

ANKARA DOĞALGAZ’A ŞİMDİDEN 21 TALİP

Türkiye’nin bu oyunu iyi oynaması halinde ileriye dönük önemli avantajlara sahip olacağı kesin. Çünkü ABD ile yapılacak işbirliğinde tüm enerji bölgelerinde aramadan, dağıtıma, pazarlamaya kadar her alanda Türkiye yer alacak.

Bu oyunun küresel likiditenin azalacağı 2008 yılına da katkısı olabilir. Türkiye kendi enerji piyasasında harekete geçiyor ve üretiminden dağıtıma kadar her alanda özelleştirme yapacak. Bunun ilk örneğini de Ankara Doğalgaz olduğunu daha önce yazmıştık.

Şubat sonundaki ihaleye kadar CHP’nin Anayasa Mahkemesi’ne yaptığı iptal başvurusunun mutlaka sonuçlanması gerekiyor. Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’a konuyu sorduğumda, Türkiye’nin çıkarları açısından da duruma bakacağını, raporu hazırlanmış ise gündeme alabileceğini söyledi. Başkanın bu duyarlılığı ekonomi için büyük şans.

Ankara Büyükşehir Belediyesi yetkilileri ile konuştuğumda da, ihalenin en fazla geliri sağlayacak biçimde sonuçlandırılmasına çalışacaklarını söylediler. Defter değerinin ötesinde, ihalenin büyük öneme sahip olduğunu, alacak şirketin ileriye dönük çok büyük avantaj elde edeceğini, fiyatın çok yukarıda olmasına çalıştıklarını söylediler.

Yaklaşık 1 ay süre kalmasına rağmen, 21 firma ihale için şartname satın almış. Bu da ihalenin önemini gösteriyor.

Şartname alanlar; Bosphorus, Zorlu, Energaz, Türkerler, Oyak, Fortisbank, Ref ref Gas, Eksen Holding, Çalık Enerji, Ongaz, Suez-Tractebel, Nurol, Limak, Koç Statoil, Güriş, Merrill Lynch, Akfen, Promet, Gaz De France, Palgaz, Elektromet şirketleri...
Yazarın Tüm Yazıları