Paylaş
Birliğin, beraberliğin ve yardımlaşmanın ayı Ramazan’da, Ramazan’ın bereketini, paylaşmanın, dayanışmanın ve kardeşliğin en güzel örneklerinden birini yaşadığımız bu anlamlı ayda Oruç tutanlar, ruhsal arınmanın yanında manevi huzuru da yaşıyorlar. Ramazan ayı ile birlikte kalp hastalığı olanlar ‘Oruç tutmamda sakınca var mı?’, ‘Oruç tutarken ilaçlarımı nasıl kullanmalıyım?’ gibi sorularla sıkça başvurmaya başladılar. Aslında kalp hastaları için oruç tutabilir ya da tutamaz şeklinde bir genelleme yapmak doğru olmaz. Ramazan Ayında Kalp Sağlığımızı korumak İçin dikkat edilmesi gerekir. Çünkü kalp hastalıkları daha doğrusu kalp-damar hastalıkları çarpıntı gibi basit ritim bozukluklarından ileri evre kalp yetersizliğine kadar geniş bir dağılım göstermektedir. Dolayısıyla kalp hastalarını bireysel olarak değerlendirerek karar vermek gerekir. Yani tüm kalp hastaları oruç tutamaz diye bir genelleme doğru değildir, hastalığın tipi ve şiddetine göre karar verilmesi gereklidir.
Orucun kalp damar hastalarında olumlu ve olumsuz etkisini ortaya koyan bilimsel araştırma sayısının azlığından dolayı kalp damar hastalarının oruç tutmaya dair sorularına bilimsel, net yanıtları vermek oldukça zor. Bu nedenle ünlü kardiyolog uzman Dr. Hasan Boğa ile gazetemiz adına bir görüşme yaparak, bu anlamlı ayda dikkat edilmesi gerekenleri öğrendik.
Şimdi size Kardiyolog Uzman Dr. Hasan Boğa’nın Gazetemiz Çukurova Bölge Temsilcisi Erdal Fernergiz’e yaptığı açıklamaları hep beraber okuyalım:
Kalp Hastalığı Olanlar Ramazan Ayında Oruç Tutabilir mi?
“Ramazan, ruhani derinliğin ve paylaşmanın ayı olmakla birlikte, özellikle kalp hastaları için sağlık bakımından bazı özel önlemleri gerektirir. Orucun manevi yararları göz önünde bulundurulurken, kalp sağlığını korumak için atılması gereken adımlar büyük önem taşımaktadır. İşte, Ramazan ayında kalp hastalarının sağlıklı bir oruç dönemi geçirebilmesi için dikkat etmeleri gereken temel hususlar:
1. Sağlıklı ve Dengeli Beslenme
• Sahur ve İftarda Dengeli Menü: Günün ilk ve son öğünü olan sahur ve iftarda, vücudun ihtiyaç duyduğu enerji ve besin maddelerinin dengeli bir şekilde alınması gereklidir. Protein, kompleks karbonhidratlar, sağlıklı yağlar ve bol miktarda sebze-taze meyve tüketimi, kalp sağlığını destekler.
• Aşırı Tuz ve Şeker Tüketiminden Kaçının: Yüksek tuz tüketimi kan basıncını artırabileceği gibi, fazla şeker de kilo kontrolünü zorlaştırabilir. Bu nedenle, yemeklerde baharatlar ve doğal tatlandırıcılar tercih edilmelidir.
2. Yeterli Sıvı Alımı
• Hidratasyon Önem Taşır: Oruç süresince su tüketimi mümkün olmadığından, iftardan sahura kadar olan süre zarfında en az 8-10 bardak su içmeye özen gösterilmelidir. Dehidrasyon, kalp ritmi ve kan basıncı üzerinde olumsuz etkiler yaratabileceği için, su tüketiminin düzenli olması büyük önem taşır.
• Kafeinli İçeceklerden Kaçının: Çay, kahve gibi kafein içeren içecekler, vücudun su kaybını artırabilir. Bu nedenle, kafeinsiz alternatiflere yönelmek faydalı olacaktır.
3. İlaç Kullanımında Dikkat!
• Doktorunuza Danışın: Kalp hastaları için düzenli ilaç kullanımı kritik bir öneme sahiptir. Ramazan ayı başlamadan önce, oruç tutmanın ilaç dozları ve kullanım zamanlaması üzerindeki etkilerini doktorunuzla konuşmanız önemlidir.
• İlaç Düzenlemesi: Doktorunuz, ilaçlarınızın sahur ve iftar saatlerine göre uygun şekilde düzenlenmesi konusunda size özel önerilerde bulunacaktır. Bu düzenlemeler, ilacın etkinliğinin korunması açısından hayati önem taşır.
4. Fiziksel Aktivite ve Dinlenme
• Hafif ve Orta Düzey Egzersiz: Gün boyunca aşırı yorucu aktiviteler yerine, hafif yürüyüşler veya meditasyon gibi düşük yoğunluklu aktiviteler tercih edilmelidir. Egzersiz zamanları, vücudun daha az yorgun olduğu iftar sonrası saatlere denk getirilebilir.
• Yeterli Dinlenme: Özellikle sahur ve iftar arasında, vücudun kendini yenilemesi için yeterli uyku ve dinlenmeye özen göstermek, kalp sağlığı açısından önemlidir.
5. Olası Uyarı İşaretlerine Dikkat!
• Acil Belirtiler: Nefes darlığı, göğüs ağrısı, aşırı yorgunluk veya düzensiz kalp atışı gibi belirtiler fark edildiğinde, orucu kesmek ve derhal tıbbi yardım almak gereklidir. Bu tür durumlar, kalp sağlığında ciddi değişikliklerin habercisi olabilir.
• Kişisel Durumunuzu Göz Önünde Bulundurun: Her kalp hastasının durumu farklıdır. Oruç tutma kararı almadan önce mutlaka kardiyologunuzla görüşmeniz, size özel risklerin değerlendirilmesi açısından büyük önem taşır.
İslam alemine ve ülkemize sağlıklı ve huzurlu bir ramazan ayı geçirmelerini dilerim.”
İftar ve sahurda ne yemeli?
Bu öğünlerde sindirimi uzun süren gıdalarda seçilmesi gerekmektedir. Lifli, proteinden zengin ağırlıklı sebze ve meyveden oluşan öğünler uzun süreli (yaklaşık 8 saat) sindirime uğrarken tokluk hissinin de uzun süreli olmasını sağlayacak, aksine işlenmiş karbonhidrat içeren şekerli, unlu gıdalar ise kısa sürede sindirime uğrayacağından (yaklaşık 3 saat) kısa sürede açlık hissedilmesine neden olacaktır. İşlenmiş karbonhidrat (şekerli gıdalar, börek, çörek, baklava, makarna, kurabiye, reçel vb) yerine sebze yemekleri, fasulye, bezelye, nohut, mercimek gibi gıdaları tercih etmeli. Asitli meşrubatlardan uzak durulmalı. Sahura kalkmadan oruç tutmamalıdır.
Sonuç olarak, Ramazan ayında kalp damar hastaları, kalp sağlıklarına dikkat etmeli. Oruç tutma kararını hekimlerine danışmadan vermemeli. Oruç tutabilecekse de ilaçlarının düzeni hekimi tarafından belirlendikten sonra ilaçlarını aksatmadan, orucun nefsi terbiye olduğunu unutmadan, iftar ve sahurda doğru ve ölçülü beslenerek, yeterli sıvı alarak sağlığına dikkat etmesi gerekmektedir.
Paylaş