SİNEMA UMUTTUR
Festival ile ilgili bir açıklamada bulunan Altın Koza A.Ş Genel Müdürü ve Festival Yürütme Kurulu Üyesi Hüseyin Orhan, “Sinema umuttur, sinema dayanışmadır. Adana’da öne çıkan unsur ise kültür ve sanat hayatıdır. Bunu ise kültürel çeşitliliğin ve çok sesliliğin yarattığı zenginliğe borçlu olduğumuzu düşünüyorum” dedi.
Orhan, “55. yılında 31’incisini gerçekleştirmekten büyük mutluluk duyduğumuz Uluslararası Adana Altın Koza F1ilm Festivalimizde Söyleşi, Sergi, Çukurova Altın Koza Akademi, Açık Hava Sinema Gösterimleri gerçekleşecektir” dedi.
REKOR BAŞVURU
Altın Koza A.Ş Genel Müdürü ve Festival Yürütme Kurulu Üyesi Hüseyin Orhan, şöyle devam etti:
“Sinema sektörü, pandemi ve sonrasında yaşanan ekonomik krizin etkisiyle zor bir dönemden geçmesine rağmen; Altın Koza Ulusal Uzun Metraj ve Belgesel Film Yarışması’na 135 filmin başvurması, sektörün Altın Koza’ya verdiği değeri göstermektedir. Adana’da öne çıkan unsur ise kültür ve sanat hayatıdır. Bunu ise kültürel çeşitliliğin ve çok sesliliğin yarattığı zenginliğe borçlu olduğumuzu düşünüyorum”
GEZİCİ SİNEMA
Bu yıl ilk defa yarışmaya dâhil edilen Edebiyat Uyarlaması Uzun Metraj Senaryo Yarışmasının, Yaşar Kemal, Orhan Kemal ve Muzaffer İzgü gibi usta yazarların doğduğu topraklara saygı duruşu niteliğinde olacağını vurgulayan Orhan, “55.yılında 31’incisini gerçekleştirmekten büyük onur ve gurur duyduğumuz Uluslararası Altın Koza Film Festivali kapsamında, 14 ilçenin tamamında gezici sinema ile ilçe merkezi ve köylerde, 4 merkez ilçede kurulacak yazlık sinemalarda ve mahalle gösterimleriyle tüm halkımızı açık hava sinemalarıyla buluşturacağız. Tüm bunların yanında, bir gezici sinemamız “Sinema Umuttur, Sinema Dayanışmadır” mesajıyla, ülkemizi derinden sarsan 6 Şubat depreminden ağır şekilde etkilenen Hatay, Maraş, Kilis, Osmaniye, Adıyaman ve Malatya şehirlerinde gösterimlerini sürdürecek” dedi.
Büyük ilgi gören toplantıya Adana Büyükşehir Belediye Başkanı ve Festival Onursal Başkanı Zeydan Karalar, Festival Yürütme Kurulu Başkanı Menderes Samancılar, Festival Yürütme Kurulu Üyesi Nebil Özgentürk, Festival Sinema Program Koordinatörü Esin Küçüktepepınar, Festival Genel Koordinatörleri İsmail Timuçin ve Hüseyin Orhan ile Festival Sanat Yönetmeni Mehmet Açar katıldı.
ALTIN KOZA BİR MARKA
Altın Koza’nın artık sadece Adana’nın değil, Türkiye’nin de markası olduğunu söyleyen Başkan Zeydan Karalar, şöyle devam etti: “Sinema deyince akla Adana, Adana deyince kültür ve sanat geliyor. Sanatın iyileştirici etkisi var. Ülkemizde Adanalı sanatçıların sayısı son derece fazla. Göreve geldiğimizden bu yana festivali yapıyoruz. Olağanüstü güzelliklere sahip Adana’mızın değerlerini açığa çıkarmak ve tanıtmak bizim görevimiz. Sanat, barış, kardeşlik ve aydınlıktır. Adana’da bu özelliklerin hepsi var. Adana’nın değerlerini tanıtmak ve kente gelen turist sayısını artırmak temel amacımız. Bizim dönemimizde Adana’nın değerleri çok iyi tanıtılmaya başlandı. 10 yıl önce Adana nasıl anılıyordu, şimdi nasıl anılıyor görmek gerek.”
DEPREMDE YARA ALAN ŞEHİRLERDE FİLM GÖSTERİMLERİ
Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali’nin halkla buluşması için yoğun çaba harcadıklarını ve ilçelerde, köylerde, ücra mahallelerde gezici sinemayla film gösterimleri yapıldığını hatırlatan Başkan Zeydan Karalar, bu yıl depremde yara alan şehirlerde de film gösterimleri gerçekleştirildiğini açıkladı.
VARSIL, GÜVENLİ, KEYİFLİ ADANA
Varsıl, güvenli ve keyifli bir Adana hedeflediklerini, keyifli Adana’nın önemli bir parçasının da Altın Koza Film Festivali olduğunu vurgulayan Başkan Zeydan Karalar, festivaller süresince kentin tanıtımın yapıldığını ve şehir ekonomisine katkı sağlandığını anlattı.
Ziyaret sırasında, Prof. Dr. Sözen'in yeni görevinde başarılar dileyen DAİMFED Genel Başkanı Karslıoğlu, DAİMFED ve Alparslan Türkeş Bilim ve Teknoloji Üniversitesi (ATÜ) Mühendislik Fakültesi Dekanlığı ile başlatılan işbirliği üzerine görüş alışverişinde bulundu.
Ele alınan konuların başında, DAİMFED ve ATÜ ortaklığıyla kurulması planlanan Beton Deney Laboratuvarı, Mühendislik Fakültesi mezunlarının istihdamı, ‘Mesleğim Elimde’ ve ‘İlk Baretim İlk Yeleğim’ projeleri hakkında destek istendi.
KARSLIOĞLU: ATÜ’YE LABORATUVAR KURULMASINI ARZU EDİYORUZ
DAİMFED Genel Başkanı Mustafa Karslıoğlu, “ATÜ Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Beycioğlu ile hayata geçirdiğimiz işbirliği, mühendislik fakültesindeki öğrencilerimizin genç DAİMFED’i kurmasıyla devam ediyor. Bu serüvende, depremden sonraki inşaatların devam edebilmesi raporuyla birlikte üst seviyelere çıkan işbirliğimiz, bundan sonrada üstüne koyarak devam edecek. Çünkü üniversitemiz, bilim ve teknoloji anlamında sektörümüzün gelişimini sağlayan donanımlara sahip, backraundu olan bir üniversite. Adı üstünde Bilim ve Teknoloji Üniversitesi. Bizim bu konuda üniversitemize kayıtsız kalmamız, mesleğimizi üniversiteden habersiz ilerletebilmemiz mümkün değil. Bundan sonraki aşamalarda birlikte hareket edebilmek için federasyon olarak yeni projelerimiz var. En önemli projelerimizden biri de deney yapabilen laboratuvar kurulması. Hem beton, hem demir, hem de su boruları deneyini üniversitemizde kurulmasını arzu ediyoruz. Bu proje sektöre maddi manevi katkı sağlanacak ve Adana ekonomisine de güç katacak. Tabii Alparslan Türkeş Bilim ve Teknoloji Üniversitesi yeni yerleşkeleriyle çok hızlı büyüyen bir üniversite. Üniversite yerleşkesindeki bina yapımlarında federasyon olarak fazlasıyla içindeyiz ve yasal çerçevelerde içinde bulunmaya da devam edeceğiz. Son olarak, Rektörümüz Prof. Dr. Adnan Sözen'e görevinde başarılar diliyoruz” diye konuştu.
Gaziantep mutfağının en başarılı temsilcilerinden birisi olan ünlü şef Öztan, "Türk mutfağının inovasyona ihtiyacı yok. Türk mutfağının sunuma ihtiyacı var. Lezzeti veriyoruz ama sunumda sınıfta kalıyoruz. Bazen insan bir yapar on gösterir. Biz ise on yapıp bir gösteriyoruz. Sizin için çok basit gibi görünen bir şey başkaları için çok önemli oluyor. Mesela İtalyanlar bir yemeği anlatırken, tarladan başlıyorlar. Tarladan sofraya gelene kadar ilgi çekici bir hikaye ortaya çıkıyor" diye konuştu.
HER MEVSİM FARKLI KEBAPLARIMIZ VAR
Gaziantep mutfağının özelliklerini anlatan Öztan, mutfağımızın zenginliğini şöyle anlattı: "Mesela Antep'in kendi adıyla anılan bir kebabı yoktur, derler. Bu çok normal. Çünkü Gaziantep'in o kadar çok kebabı var ki, hangisini Gaziantep kebabı diye isimlendireceksiniz? Gaziantep'te her mevsimin ayrı kebabı var. Kışın soğan kebabını, baharda keme kebabını, yeni dünya kebabını yersiniz. Yazın alinazik yersiniz. Bizim her mevsim ayrı kebaplarımız var. Meyvelerle yapılan çok çeşitli kebaplarımız var. Bizim yemek kültürümüzde, geleneğimizde meyvelerle, sebzelerle yapılan çok sayıda kebabımız var."
GASTRONOMİYİ BEKLEYEN TEHLİKE
Gaziantep mutfağını bekleyen tehlikelere de dikkat çeken Öztan, internet üzerindeki uygulamalar aracılığıyla lokanta ve restaurantlardan evlere yemek servisi yapılmasının çok yaygınlaştığına vurgu yaptı. Öztan, "Genç kızlarımız o yemeklerin nasıl yapıldığını bilmiyor, annesinin mutfağına girmiyor. Sonuçta da lezzetlerimiz, değerlerimiz unutuluyor" şeklinde konuştu.
REÇETELERİ GELECEK NESİLLERE AKTARMALIYIZ
Öztan, panelde yaptığı konuşmada şu ifadeleri kullandı: "Çok önemli bir konu var. Yemeklerimizin, tatlılarımızın reçetelerini korumamız lazım. Mesela biz 50 ile 80 yaş arasındaki kadınların reçetelerinden oluşan bir kitap yazdık. Onlar bize annelerinden hatta nelerinden aldıkları reçeteleri verdiler. Böylece 150 yıl önceki reçeteleri kayıt altına almış olduk. Gastronomi çok önemli bir güçtür, değerdir. Bunun kıymetini bilelim ve gelecek nesillere doğru bir şekilde aktaralım."
23 Eylül’de başlayacak 31. Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali’nin, Festivallerden Seçkisi de heyecan yaratıyor. Cannes, Berlin, Locarno gibi dünya festivallerinin 2024 programlarından 11 filmi buluşturacak seçkide, Francis Ford Coppola’nın “Megalopolis”, Mohammad Rasoulof’un “Kutsal İncirin Tohumu” (The Seed of the Sacred Fig), Adam Elliot’ın “Bir Salyangozun Anıları” (Memoir Of Snail), Boris Lojkine’nin “Süleyman’ın Hikâyesi” (The Story of Souleymane), Emanuel Pârvu’nun “Dünyanın Sonuna Üç Kilometre” (Three Kilometers To The End Of The World), Payal Kapadia’nın “Aydınlık Hayallerimiz” (All We Imagine As Light), Tato Kotetishvili’nin “Kutsal Enerji” (Holy Electricity), Mo Harawe’nin “Cennetin Kıyısındaki Köy” (The Village Next To Paradise), Agathe Riedinger’in “Vahşi Elmas” (Wild Diamond), Basel Adra, Hamdan Ballal, Yuval Abraham ve Rachel Szor’un “Gidecek Yer Yok” (No Other Land, 2024) ve Farahnaz Sharifi’nin “Çalınan Gezegenim”(My Stolen Planet, 2024) adlı filmleri Adana’da ilk kez seyirciyle buluşacak.
Dünya Sineması / Festivallerden 2024
Aydınlık Hayallerimiz (All We Imagine As Light)
Payal Kapadia, 2024, Fransa-Hindistan-Hollanda-Lüksemburg
Bir Salyangozun Anıları (Memoir of a Snail)
‘Narin Koruluğu’ için düzenlenen fidan dikme törenine Yüreğir Belediye Başkanı Ali Demirçalı, eşi Fidelya Demirçalı ile vatandaşlar katıldı.
“NARİNİMİZ HER NEFESTE YAŞAYACAK”
Kaybolduktan sonra cansız bedeni bulunan ve Türkiye’yi yasa boğan cinayetin ardından küçük yaşta
aramızdan ayrılan Narin’in adının sonsuza dek yaşatılması amacıyla ‘Narin Koruluğu’nun oluşturulduğunu dile getiren Başkan Demirçalı, törende yaptığı konuşmada “Biz bugün burada, hayatının baharında minicik bir fidan iken bizlerden koparılan yaşam ve sevgi dolu kızımızın hatırasını ilelebet yaşatmak adına bu alanda yüzlerce fidan dikimi
gerçekleştireceğiz. Narin kızımızın adının yaşatılması ve unutulmaması için her inançta, her kültürde kutsal kabul edilen, sevginin ve canlılığın sembolü olan fidanı, ağacı seçtik. Narin’imiz her nefeste yaşasın istedik. Hatıra fidanlığımızın Narin’in kalbindeki sonsuz sevgi ile büyüyüp gelişmesini, toplumun her kesimine bu sevginin nüfuz etmesini, bu sayede sevgiden yoksun olan yüreklere bir nebze olsun sevgi tomurcukları ekmesini temenni ediyoruz” diye konuştu.
Konuşmaların ardından Başkan Demirçalı, eşi Fidelya Demirçalı ve katılımcılar ile birlikte fidan dikti.
Polonya Büyükelçiliği ve Gezici Festival’in ortaklığında hazırlanan “Polonya, Şimdi” adlı seçkide, festivalin bu yılki Yaşam Boyu Başarı Ödülü’nün sahibi usta yönetmen Jerzy Skolimowski’nin Cannes’da Jüri Büyük Ödülü ve En İyi Özgün Müzik Ödülü’nün yanı sıra toplam 31 ödülün sahibi son başyapıtı “Aİ” (EO), Anna Jadowska’nın Tribeca Film Festivali’nden En İyi Kadın Oyuncu Ödülü’nü alan draması“Çatıdaki Kadın” (Woman On The Roof), Grzegorz Dębowski’nin Polonya Film Festivali’nde Yılın Çıkış Yapan yönetmeni seçildiği ilk uzun filmi “Değersiz Bir Hayat” (Next To Nothing), Robert Glinski’nin Polonya kökenli ilk Papa olacak Karol Wojtyła’yı 20 yıl boyunca izlemiş gizli servis görevlisi Budny’nin psikolojik portresini çizen gerilimi “Gölge Adam” (Strawman) ve DK Welchman ile Hugh Welchman’nın Polonya Film Festivali’nden Seyirci Ödülü ile dönen sıradışı canlandırması “Köylüler” (The Peasants) gösterilecek.
23-29 Eylül 2024 tarihleri arasında düzenlenecek 31. Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali’nin Dünya Sineması programının seçkilerinden biri de, Polonya sinemasının son dönem önemli ve ödüllü örneklerini buluşturan “Polonya, Şimdi” olacak. Polonya Büyükelçiliği ve Gezici Festival’in ortaklığında hazırlanan seçkide, toplam 5 film Adana’da ilk kez seyirciyle buluşacak.
SEÇKİDE 5 FİLM GÖSTERİLECEK
Festivalin bu yılki Yaşam Boyu Başarı Ödülü’nün sahibi de olan usta yönetmen Jerzy Skolimowski’nin hüzünlü bir eşeğin kocaman gözlerinden dünyanın halini beyazperdeye aktardığı, Cannes’da Jüri Büyük Ödülü’nün yanı sıra 31 ödüle layık görülen ve 2023 yılında Yabancı Dilde En İyi Film dalında Oscar’a aday olan son filmi “Aİ” (EO, 2022), görüntü yönetmeni Michal Dymek ve filmin müziklerini yapan Pawel Mykietyn’e de ödüller kazandıran bir başyapıt.
Anna Jadowska’nın gerçek olaylardan esinlenen ve 60 yaşında bir kadının mutfak bıçağıyla banka soygunu girişimini anlatan filmi “Çatıdaki Kadın” (Woman On The Roof, 2022), başroldeki Dorota Pomykala’nın Tribeca Film Festivali’nden ödüllü performansıyla hafızalara kazınacak dokunaklı bir dram.
ADANA’YI DÜNYAYA TANITACAĞIZ
Üniversite olarak önemli projeler yürüttüklerini belirten Rektör Sözen, projeleri kapsamında Adana’yı dünyaya tanıtmayı hedeflediklerini söyledi.
Prof. Dr. Sözen, “Şu anda rektör yardımcımızla dış ilişkiler koordinatörümüz Romanya’da. İki tane Avrupa Birliği projemiz var. Bunlardan birisi kültürel mirasın yapay zekâ ile oyunlaştırılması. Bu yönüyle 25 Eylül’de Stockholm’de bir toplantıya katılacağız. 11-13 Kasım’da da onlar buraya gelecekler. Dolayısıyla Adana’yı bilim ve teknoloji alanında dünyaya tanıtacağız” dedi.
DESTEK BEKLİYORUZ
Üniversitede 19 engelli öğrenci bulunduğunu anlatan Prof. Dr. Adnan Sözen, bu öğrencilerin kampüs alanından ana yola çıkmaları için bir araca ihtiyaçlarının olduğunu vurguladı. Sözen, “Bu konuda sanayici ve işadamlarımız ile Adanalı hayırseverlerin desteklerini bekliyoruz” şeklinde konuştu.