Göreve 17 Ocak'ta geldiğini ve Adana için hemen kolları sıvadıklarını belirten Dağlı, "Siyaset insanların duasını almak, derdiyle dertlenmek, sorunlarına çare bulmak, şehrine, ilçene faydalı olmak, merkezi hükümetten şehrine daha fazla yatırım almak ve bunların takipçisi olmak için yapılır. Siyaset asla gelir elde etmek için yapılmaz. Siyasetin bizlere katacağı tek şey vardır, o da daha fazla dua almak. İnşallah ben ve yönetimdeki arkadaşlarım daha fazla dua alırız." diye konuştu.
YATIRIMLARLA BÜYÜTECEĞİZ
Adana’nın yatırımlarla büyümesi gerektiğini dile getiren Başkan Dağlı, eleştirilere açık olduklarını belirterek, “Şehrimize daha fazla nasıl katkı sağlarız, bunun peşindeyiz” dedi. Adana'nın siyasi çekişmelere değil, hizmete odaklanması gerektiğini söyleyen AK Parti Adana İl Başkanı Tamer Dağlı, hizmet odaklı çalışacaklarını vurgulayıp “Merkezi hükümetten Adana için destek alacağız. Kim Adana’ya katkı sağlıyorsa yanında olacağız” dedi. Dağlı, şehrin geleceğine dair görüş alışverişinin değerli olduğunu belirtti.
HER KONUDA DESTEK OLACAĞIZ
Dağlı, hangi belediye olursa olsun güzel işler yapıyorsa yanlarında olacaklarını ama yanlışa da yanlış diyeceklerini dile getirdi. Adana'yla ilgili yarım kalan bundan sonrası yapılması gereken sorunların hepsini bildiklerinin altını çizen Dağlı, şunları kaydetti: "Biz bunların takipçisi olacağız. Eğer belediyelerimizin de Adana halkının yararına olan merkezi hükümetten talep ettikleri konular varsa inanın onun da destekçisi oluruz. Sonuçta Adana'ya yapılacak her hizmet bizden sonraki nesle daha yaşanabilir bir şehir ve Sayın Cumhurbaşkanı'mızın 'Büyük Türkiye' hayaline destek olacak. Onun için egomuz, siyasi bir beklentimiz yok. Tek derdimiz var, AK Parti'nin bayrağını, çıtasını yükseltmek ve merkezi hükümetten Adana'mıza daha fazla yatırımlar konusunda destek almak."
Toplantıda Çukurova Kalkınma Ajansı tarafından süreçle ilgili bilginin verildiği sunumun ardından Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar bir konuşma yaptı. Başkan Karalar, Adana’nın Yaratıcı Şehirler Ağı’na gastronomi alanında daha önce girmiş olması gerektiğini belirterek, “2019 yılında bizim dosyamız uluslararası listeye alındı ve Paris’e gitti fakat Paris’te ne yazık ki heyetin onayından çıkmadı. Vazgeçmedik, dosyamızı yeniden hazırlayıp gönderdik. Yine ulusal listeye alındı ama Türkiye’den Paris’e gönderilmedi. Şimdi yeniden çalışma yapıyoruz. Adana’nın tamamı bu konuda ciddi katkı koydu. Adana Lezzet Festivali’ne Michelin şeflerinin katılması bu açıdan çok önemliydi. Bu sene inşallah bütün süreçleri aşıp Paris’te onaylanmayı bekleyeceğiz.” dedi.
VALİ KÖŞGER: ADANA’DA 24 SAAT YEME İÇME VAR
Vali Köşger de yaptığı konuşmadı, “Bugün Adana’nın önemli meselelerinden birini konuşmak, taze başlangıç yapmak üzere bir aradayız. Bu süreç 2021’de başlayan bir süreç, UNESCO Yaratıcı Şehirler Ağı da 2004 yılından beri dünyada kendine alan bulmuş ve epeyce mesafe kat edilmiş bir konu. Organize çalışmayı ve bütün tarafların katılımını gerektiren, sadece yerel yönetimlerin gayretiyle üstesinden gelinecek bir iş değil. Bu sebeple şu anda bu salonda bulunan her kesimin, herkesin bu işe katkı sağlamasını, gönlünü koymasını gerektiren bir iş” dedi.
Dünyada 56 tane gastronomi şehri olduğunu kaydeden Vali Köşger “Türkiye’de bizden önce 3 şehir gastronomi şehri olmuş. Bunlar Gaziantep, Hatay ve Afyonkarahisar. Gaziantep ve Hatay’ı tolere edebiliriz ancak Adana, Afyonkarahisar’dan daha önce bu ağa dahil olmalıydı. Hatta ilk sırada Adana’nın olması lazımdı. Gaziantep ve Hatay’ı tolere edebiliriz derken aslında ben Adana’nın Gaziantep’ten de daha önce gastronomi kenti olması gerektiğini daha önce de defalarca ifade ettim. Adana 24 saat yaşayan, yenilip içilen bir şehir. 24 saatin her saatine özgü yeme içme imkanı olan bir şehir. Hem de 24 saatin hepsinde şehrin tamamında yeme içme imkanına sahip olduğunuz bir şehir. Bu çok önemli bir hususiyet” dedi.
VALİ KÖŞGER: BURADA YANAN ATEŞİ BİRAZ CANLANDIRMAMIZ LAZIM
Adana’nın kebapla temayüz etmesine rağmen 500’ü aşkın yerel lezzetinin de olduğunun altını çizen Vali Köşger, konuşmasını “Kebabın standardının bütün mekanlarda uygulanabildiği bir şehir Adana. Adana’daki en yaygın klişelerden bir tanesi en iyi kebabın tablacıda yenebileceğidir mesela. Bütün mekanlar aşağı yukarı aynı kalite standardını yakalamış. Dolayısıyla kalite standardı noktasında da belli bir seviyenin yakalandığı bir şehir. Adana henüz gastronomi şehri olmamasına rağmen halihazırda Adana’ya lezzet için seyahat eden insanlar var. Adana’nın turizmle ilgili stratejisinin gastronomi üzerinden yürütülmesi gerektiği doğru bir tespit. Bu kentin turizmdeki lokomotifinin lezzet olması lazım. Henüz gastronomi şehri olmamamıza rağmen dünyanın her tarafından lezzet için Adana’ya seyahat edenler olduğuna göre bu doğru bir stratejidir. Burada yanan bir ateş var ve bizim bunu canlandırmamız lazım.” sözleriyle sürdürdü.
TURİZMİ CANLANDIRACAK
Adana Valisi Yavuz Selim Köşger, Adana Cumhuriyet Başsavcısı Bilal Gümüş ve DAİMFED Genel Başkanı Mustafa Karslıoğlu’nun imzaladığı Mesleki Eğitime Yönelik İşbirliği Protokolüne, Adana Adliyesi Komisyon Başkanı Mehmet Ali Çolak, Başsavcı Vekili Taşkın Çörekli, Cezaevi Cumhuriyet Savcısı Osman İlkutli, Cezaevi Cumhuriyet Savcısı İrfan Alper ve Denetimli Serbestlik Müdürü Can Deveci katıldı.
VALİ KÖŞGER: BÜYÜK BİR PROJE
Hükümlülerin meslek sahibi olmalarının sağlanmasıyla tekrar suç işlemelerinin önlenmiş olacağını vurgulayan Köşger, "Bu başlı başına çok büyük, hayırlı bir iş. Onları hayata kazandırmamız, insanlarımızı harcamamamız lazım. İnsan en kıymetli varlık. Onun kıymetini, değerini bulması lazım. Bizim de toplum olarak buna ihtiyacımız var. Bu çok hayırlı bir proje olmuş. Bu projenin Türkiye’de yaygınlaşmasını diliyoruz" diye konuştu.
BAŞSAVCI GÜMÜŞ: SERTİFİKA VERİLECEK
Dünyada suç oranları ve çeşitliliğindeki artışın sonuçlarıyla mücadelenin toplumların suç ve ceza politikalarını geliştirmesini ve bu politikalarını sürekli güncellemesi gerektirdiğini ifade eden Cumhuriyet Başsavcısı Bilal Gümüş, “İmzaladığımız işbirliği protokolü ile denetimli serbestlik hükümlülerini sertifikalı meslek sahibi haline getirip, özel sektörde ara eleman olarak istihdam edilmelerini kolaylaştırmış olacağız” şeklinde konuştu.
KARSLIOĞLU: KALİFİYE İŞ GÜCÜNE İHTİYAÇ VAR
İnşaat sektörünün insan kaynağı açısından büyük zorluklar çektiğini ve sektörde kalifiye iş gücüne ihtiyaç olduğunu belirten DAİMFED Genel Başkanı Mustafa Karslıoğlu, “Denetimli serbestlikteki terör ve yüz kızartıcı suçlar hariç tüm mahkûmları da bu alana katmak istiyoruz. Bu da bizim vatan borcumuzdur. Denetimli serbestlikteki tüm mahkûmları bu alanlara yönlendirmeyi hedefliyoruz” dedi.
GERGİN: “CAM TAVANLARI KIRMANIN ZAMANI GELDİ”
Panelin açılış konuşmasını gerçekleştiren İŞKAD Yönetim Kurulu Başkanı Süheyla Gergin, “Cam tavanları kırmanın zamanının geldiğini ve hatta geçtiğini bir kez daha vurgulamak istiyorum. Mustafa Kemal Atatürk’ün işaret ettiği muasır medeniyetler seviyesine ulaşılmasının yegane unsurunun kadınlar olacağını haykırmak istiyorum. Kadın; bilinci, aklı ve toparlayıcı, yönlendirici gücü nedeniyle ekonomiye ve sosyal yaşama, siyasete, insan ve hak ve özgürlüklerine doğrudan ve dolaylı katkı sunmak için her alanda var olmalıdır” dedi.
“KADIN DAHA ÇOK VAR OLMALI”
Gergin, "Kadınlar tarlada, sanayide, sağlıkta ve sporda hep var olmuştur. Kadınların ekonomide, siyasette ve sosyal hayatta daha fazla yer almasının en büyük güvencesi, adil, kapsayıcı ve şeffaf yönetimlerdir. Bugün burada yine kadın, yine girişimcilik modelleri, yine çağdaş Türk kadınını konuşacağız. Yeni yönetim olarak kadın ve gençleri de içine alacak Avrupa Birliği projeleri ile ayrıca Adana'nın kültürel dokusunu Türkiye ve dünyaya tanıtmakla ilgili gerek Kültür ve Turizm Bakanlığı gerek belediyeler gerekse sivil toplum kuruluşları ile iş birliği içerisinde olup İŞKAD’ın çıtasını her platformda yükseltme arzusundayız. Tabii ki bu çalışmalar neticesinde gençlerimize ve kadınlara istihdam olanağı sağlama girişimleri oluşacaktır. İŞKAD’ın ekonomi ve girişimcilikteki olmazsa olmazlarından biri de budur” diye konuştu.
CİNSİYET EŞİTLİĞİ ŞART
Adana Sanayi Odası Genel Sekreteri Veli Oğuz ise konuşmasında, kadınların ekonomik ve sosyal hayata katılımının sadece bir eşitlik meselesi değil, aynı zamanda kalkınma ve refah meselesi olduğunun altını çizdi. TÜRKONFED Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Sönmez de, sürdürülebilir kalkınmanın toplumsal cinsiyet eşitliği ile mümkün olacağına ve kadınların iş gücüne katılımının artırılmasının kalkınmanın en önemli itici gücü olduğuna inandığını ifade etti. 2024 Küresel Cinsiyet Eşitsizliği Raporu’na göre Türkiye’nin 127. sırada yer aldığını belirten Sönmez, kadınların iş gücünde daha fazla yer alması gerektiğini vurguladı. Adana'nın sanayi ve tarım alanındaki potansiyeline değinen Sönmez, bu potansiyelin yeşil dönüşüm ve sürdürülebilir kalkınma adımlarıyla tam anlamıyla gerçekleşebileceğini belirtti. Çukurova SİFED Yönetim Kurulu Başkanı Berman Mantı ise, ekonomik bağımsızlığın kadınlar için büyük önem taşıdığına dikkat çekerek, güçlü kadınların güçlü toplumlar yaratacağını söyledi.
PROF. DR. AÇIK: “KADINLARIN ÖNÜNDEKİ ENGELLER KALDIRILMALI”
TÜRKONFED Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve İş Dünyasında Kadın Başkanı Prof. Dr. Yasemin Açık da, kadınların karar alma mekanizmalarındaki temsiliyetinin artırılmasının sürdürülebilir kalkınma için kritik öneme sahip olduğunu belirtti. TÜRKONFED olarak kadın girişimciliğini desteklemek adına çeşitli projeler yürüttüklerini ifade eden Açık, “Girişimde Kadın Gücü” projesiyle sekiz binden fazla kadına ulaştıklarını vurguladı. Kadınların önündeki engellerin kaldırılmasını toplumsal dönüşümün bir gereği olarak değerlendiren Açık, yeşil, dijital ve toplumsal dönüşümün iş dünyasının geleceğini şekillendirdiğini söyledi.
TARIMSAL ÜRETİM TEHDİT ALTINDA
Türkiye'nin ilk ürün hasadlarının yapıldığı tarımsal üretimin merkezi olarak bilinen ve dünyanın en verimli ovalarından biri olan Çukurova'da, küresel iklim değişikliğinin etkileriyle artan kuraklık tehdidi tarımsal üretimi etkilemeye başladı. Bölgede geleneksel olarak yetiştirilen pamuk, buğday, mısır, soya, narenciye, sebze ve meyve ürünlerinin üretimi olumsuz yönde etkilenmektedir. Konuyu Adana Ticaret Borsası Başkanı Şahin Bilgiç ile enine boyuna görüştük. Bilgiç kuraklığın alarm vermeye başladığını belirterek, Bölge Temsilcimiz Erdal Fernergiz’e şunları söyledi:
PAMUK VE MISIR EKİMİ RİSKLİ HALE GELDİ
“Son yıllarda yağış miktarındaki azalma ve düzensizliği, sıcaklık artışı, özellikle su tüketimi yüksek olan pamuk ve mısır gibi ürünlerin ekimini riskli hale getiriyor. Bu ürünlerin yetişmesi sulama imkanı ile doğru orantılıdır. Üreticiler kuraklığa dayanıklı ve daha az su isteyen alternatif tarım ürünlerine yönelmelidir. Ayrıca, su ihtiyacı yüksek olan turunçgil üretiminde de azalma görülebilir. Kuraklık, verimi de olumsuz etkilemektedir. Üretici doğal olarak kazanamadığı ürünü ekmeyecektir. Kuraklık nedeniyle ekim deseninde önemli değişiklikler yaşanabilir. Alternatif ürünlerin üreticiyi de memnun edip, etmeyeceği de önemli risk taşımaktadır. Bu yüzden tedbiri erken almak gerekir.
ACİL EYLEM PLANI
Üreticilerin kuraklığa dayanıklı nohut, mercimek gibi baklagiller ile susam ve aspir gibi yağlı tohumlu bitkilere yöneldiğini görebiliriz. Ayrıca, modern sulama sistemlerinin kullanımının yaygınlaştırılması ve toprak nemini koruyan minimum toprak işleme tekniklerinin benimsenmesi şarttır. Tarım ve Orman Bakanlığı'nın acil eylem planında, kuru ve sulu tarım alanlarında gerekli su yatırımlarının planlanması, iklim dostu tarım tekniklerinin yaygınlaştırılması, tohum ve bitki çeşitliliği, sulama teknikleri, hastalık ve zararlılarla mücadele, ekonomik ve sosyal destekler, mera otlatma planları, arazi kullanım planları, kuruda tarımsal üretim yapmak için gerekli tedbirlerin planlanması gibi konular yer alıyor. Bununla birlikte sigortalamanın da önemi ortaya çıkıyor.
Hayvansal üretimde de değişiklikler bekleniyor. Büyükbaş hayvancılıkta yem maliyetlerinin artması nedeniyle, küçükbaş hayvancılığa doğru bir yönelim olabilecektir. Meralar üzerindeki baskının azaltılması ve yem bitkisi üretiminin artırılması planlanıyor.”
Rektör Prof. Dr. Hamit Emrah Beriş, eğitimde sürdürülebilir kaliteyi çok önemsediklerini belirterek akreditasyon sürecinde emeği geçenleri kutladı.
BELGE VERİLDİ
Ziraat Fakültesinin dört bölümünün ZİDEK tarafından akredite edilmesi nedeniyle Akreditasyon Belgesi Takdim Töreni düzenlendi.
Rektörlük Senato Salonu’nda gerçekleşen törene Rektör Prof. Dr. Hamit Emrah Beriş, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Prof. Dr. Hüseyin Akıllı, Prof. Dr. Ömer Korkut, Genel Sekreter Kürşad Birinci, Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nazan Koluman, Çukurova Üniversitesi Senatörleri ve ZİDEK Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Ayzin Küden katıldı. Rektör Prof. Dr. Beriş, akreditasyon hakkı kazanan 4 Lisans programı akademisyenlerini kutlayarak bölüm başkanlarına belgelerini takdim etti.
AMAÇ EKONOMİYE KATKI
2024 yılının küresel ticaret açısından zorluklarla dolu olmasına karşın, Türk demir-çelik endüstrisinin başarılı bir sınav verdiğini dile getiren Akdeniz Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği’nin (ADMİB) Başkanı Fuat Tosyalı, “Yeni yılda yeşil üretime öncelik verip, katma değeri yüksek ürünlere yönelerek rekabetçiliğimizi korumaya çalışacağız. Hedef pazarlarımızda büyümemizi sürdürmek istiyoruz. Amacımız, hem ton hem değer bazında başarılı bir yıl geçirerek ülke ekonomimize maksimum katkıyı sağlamaktır” dedi.
Tosyalı, “Türkiye’nin 2024 yılı ihracatı bir önceki yıla göre yüzde 2,5 artışla 261,9 milyar dolar oldu. Toplam ihracat içerisinde Türkiye demir ve demir dışı metaller ihracatı yüzde 0,2 oranında azalış ile 12 milyar dolara, çelik ihracatı yüzde 8,7 artış ile 16 milyar dolara ulaştı. Demir çelik sektörü 2024 yılı ihracatıyla Türkiye’nin toplam ihracatından yüzde 12,6 pay aldı. ADMİB 2024 yılına ilişkin verileri incelendiğinde demir ve demir dışı metaller ihracatı yüzde 1,4 azalışla 759 milyon dolar, çelik ihracatı ise yüzde 57,1’lik artışla 2,4 milyar dolar oldu. ADMİB, gerçekleştirdiği yaklaşık 3,2 milyar dolarlık ihracatıyla Türkiye’nin toplam ihracatından yüzde 1,2’lik pay almayı başardı. Aralık ayında ise Türkiye demir ve demir dışı metaller ihracatı yüzde 2,7 oranında artış ile 975 milyon dolar, çelik ihracatı yüzde 7,3 artış ile 1,4 milyar dolar oldu. ADMİB ise demir ve demir dışı metallerde yüzde 9,2 artışla 73 milyon dolar, çelikte yüzde 21,13’lük artışla 242 milyon dolar ihracat gerçekleştirdi” diye konuştu.
ÇEVRE DOSTU PROJELER
Akdeniz Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği’nin (ADMİB) Başkanı Fuat Tosyalı açıklamasına şöyle devam etti:
“Özellikle yeni yılda yeşil üretime ve verimliliğe öncelik verip, katma değeri yüksek ürünlere yönelerek rekabetçiliğimizi korumaya çalışacağız. Stratejimizin temelinde yenilikçilik, sürdürülebilirlik ve pazar çeşitlendirmesi yer alıyor. Üyelerimizi, çevre dostu projeler geliştirmeye ve enerji verimliliğini artıran teknolojileri benimsemeye teşvik etmeye devam edeceğiz. Başta Avrupa ülkeleri olmak üzere hedef pazarlarda sağlanan başarının büyük bir gayret neticesinde ortaya çıktı. Avrupa Birliği pazarı, Türkiye'nin en büyük pazarı olarak önemini koruyacaktır. ABD pazarında ise rekabet avantajımızı artıracak fırsatların oluşmasını bekliyoruz. Bunun yanı sıra, Afrika pazarında da büyümeye devam etmek istiyoruz. ADMİB olarak, 2025 yılında da sektörümüzün gelişimini desteklemek ve Türkiye’nin küresel pazarda güçlü bir konum elde etmesine katkı sağlamak için çalışmalarımıza devam edeceğiz. Amacımız, hem ton hem değer bazında başarılı bir yıl geçirerek ülke ekonomimize en yüksek katkıyı sağlamaktır.”
TEKDEMİR'DEN TEŞEKKÜR
MÜSİAD Genel Başkan Yardımcısı Özdemir ile MÜSİAD Üyesi Reha Yeltekin’in ortakları arasında yer aldığı ‘Şadiye -Zeynel Yeltekin İlkokulu’nun Adana’ya kazandırılmasından dolayı teşekkür eden MÜSİAD Adana Başkanı Ömer Tekdemir, “Optimal şirketimizin hayırseverliği her iş insanına örnek olmalı. Şirketin bu alandaki tecrübelerini yansıtarak son derece modern tasarlanmış bu okulun açılış törenine katılmak da umarım hepimize nasip olur. Ben kendilerine MÜSİAD Adana ve şahsım adına çok teşekkür ediyorum” dedi.
12 DERSLİKLİ
Adana Valisi Yavuz Selim Köşger ve çok sayıda davetlinin katıldığı temel atma töreninde hayırsever aile temsilcileri okulun yeni eğitim öğretim yılına yetişmesi için çaba göstereceklerini belirttiler. ‘Şadiye-Zeynel Yeltekin’ adı verilen ilkokulun iki kat ve 12 derslikten oluşacağı, bünyesinde iki adet faaliyet sınıfı, müzik resim dersliği, fen laboratuvarı, çok amaçlı salon, beden eğitimi salonu ve bir kütüphane yer alacağı belirtildi.